Hakkâri’nin Şemdinli İlçesinde Aktütün Jandarma Sınır Bölüğüne, PKK gene kahpece saldırısında 15 şehit verdik!
Artık rakamların önemi yok; dün 2, bugün 15- yarın 20; her gün şehit vermeyi artık adeta, kanıksadık! “Hain saldırı-Kanları yerde kalmayacak, PKK’nın son çırpınışları” ve “bölgede operasyonlar devam ediyor!” Vb… Ama ben ve eşim –bütün vatandaşlarımız subaylarımızın, askerlerimizin her gün, sapır sapır şehit düşmelerini “kanıksayamıyoruz” artık! Her şehit cenazesinde gönüllerimiz kararıyor… Televizyon başında “bu haberlere artık bakmayalım” diyoruz ama gene de dayanamıyor, bakıyoruz… Daha da öfkelenmek için! Ateş, düştüğü yeri ve nedense hep mütevazı, evleri yakıyor… Artık “asimetrik” olmaktan çıkan, bu gerçek savaşını haberlerini veren aynı TV ekranlarında,”neşeli hayat” göbek havaları eşliğinde, devam ediyor! Kaderimiz bu mu?
UMUT DAĞIN ARKASINDA
Yeni Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Ilker Başbuğ bölgeye gitti, yöre halkıyla kucaklaştı… Temaslarından güzel izlenimler ve Gençlerin dağa çıkmalarını önleyecek-dönmelerini kolaylaştıracak, somut önerilerle döndü… Hepsi iyi de, önerilerin uygulanması ne kadar sürer ve daha kaç şehit veririz? Korkarım, sonunda “Operasyon başarılı oldu ama Güneydoğu elden gitti!” denmesin!
Kürt Vatandaşlarımızın büyük çoğunluğunun Türkiye’ye, Türklüğe bağlı olduğu söyleniyor-inşallah hala öyledir! Onları ülkeye kazandırmak gerek! Sadece aş-işle değil. Güneydoğuda asıl sorunun bu olmadığını bilmek gerek! Eğer öyle olsaydı, daha yoksul bölgelerde de Gençler dağlara çıkardı!
Gerçekte, onları bütünleşmiş etmek gerekirken, her verilen şehitle, “Büyük Kürdistan”a, “asimile” edilmelerine imkân verilmekte!
“Şeytan ayrıntılardadır” denir, ama bu konuda, “Şeytan“ hem ayrımcılarda hem de olayın asıl kökenlerinde- büyük tabloda! Ayrılarla –anlık tedbirlerle oyalanırken, iktidarda bulunanlar, sorunun –bölücülüğün asıl kaynağını göremiyorlar. Aslında Türkiye’nin asıl talihsizliği, tarihimizin, şu bağlamında, İktidarın sadece beceriksiz değil, “üniter ulus devlete” hiç inanamayan AKP’de olması! Bu İktidar PKK’yla mücadelede, öncelikle AB’den, ABD’den, Barzani ve Talabani’den destek bekliyor- medet umuyorlar- ve sıkı tedbirler almaya, onları “gücendiririz “ diye cesaret edemiyor!
DURUM TESPİTİ
Her şeyden önce, bir “umumi vaziyet” tespiti yapalım. Ve daha önce de karar verelim… Biz, Türkiye Cumhuriyetinin, “Misakı Milli” hudutları içinde, Mustafa Kemal’in kurduğu ve vasiyet ettiği gibi “Türk Üniter, Ulus Devleti” olarak yaşaması hususunda kararlı mıyız? Böyleyse gerisi “teferruat” değil!
Bakın bunlara:
* -PKK Bölücüler -, vekilleri DTP’liler TBMM’ deler ve biz bu Partinin kapatılmasını tartışıyoruz. DTP’nin, kapatılmasına karşı çıkan liboş aydınları bir tarafa bırakın; Milliyetçi MHP’nin Genel Başkanı, son saldırıdan, bir gün önce, bu adamların ellerini, teker teker sıkıyor, tebrik ediyor!
* Ülke “Ergenekon” girdabı, gayya kuyusu içinde boğuluyor. İddiaların çoğu APO’nun, bu konuda “açıklamaları”, PKK’ya hak verdirecek şekilde… Kürtlerin mağdur edildikleri ve hatta soykırımına uğratıldığı yolunda! PKK ile mücadele etmiş Orgeneraller Generaller subaylar ve askerler cani gibi ceza evlerindeler adeta cezalandırılıyor! “Ergenekonun” yarattığı dumanlı havada ve içimizden bölünmüşlük durumuna düşürenler Türkiye'ye, bu kadar ağır zarar veremezlerdi!
* Türkiye Cumhuriyetin, –hasbel kader ve hasbel keder Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Mustafa Kemal’in kürsüsünden, Avrupa Birliğine ve sürecine “bağlılık” mesajları gönderiyor. ”arzı ubudiyet” ediyor!.. O “Gül” ki, 1995’te AB’nin ne olduğunu, asıl maksadının ne olduğunu, bizlerden daha fazla açıkça söylemişti şimdi nasıl ve neden değişti? “Devlet Adamı” değil “politikacı” olduğu için!..
* Ve o AB ve Avrupalılar ki, Bölücülere manen ve maddeten yardımcı oluyorlar, AB Komiserlerinin, Türkiye’yi ziyaretlerinde, ilk durakları Güneydoğuda DTP’liler ve bölücülerle tebelleş olmak –icraatları “eyalet sisteminin” alt yapısını finanse etmek! Ve AB ki Terörle mücadele gücünüzü yasalarımızı dayattıkları uyum yasalarıyla, iğdiş ettiler ve gene, uyum yasalarıyla, “Kürtçe Eğitim ve TV’yi” , “Kürt devletinin” esaslarını dayattılar!
* Ve hala medet umduğumuz “istihbarat” paylaşıyoruz diye, memnun olduğumuz, o ABD var ki… Petrol vb. çıkarları için “Büyük Kürdistan’ı” destekliyor. Alt yapısını hazırlıyor… O Amerika ki, PKK ile mücadeleye “icazet vermeden”, “eve dönüş” yasaları dayatmakla savsakladılar ve hala “istihbarat paylaşımı” diye ağızlarımıza bir parmak bal çaldıktan sonra hala savsaklıyorlar! Ama sorarım TC. Ordusu, buna rağmen neden Barzani’nin adamını “boş insansız ve kontrolsüz” dediği Kuzey Irak’a girip, PKK yuvalarını kurutmuyor… Birinci Teskereden sonra başlatılan kara harekatı neden birden, durduruldu?
* Sözde aydın profesörler köşe yazarları “Kürtler Haklı” diyorlar ve gençlerin akıllarını karıştırıyorlar! Bütün bunlar ortada iken, Kısacası, PKK ve başları 1984’teki Eruh Şemdinli baskınından sonra 1998’den sonra terör konusunda giderek nasıl aşındırıldığını gördüğünde, umutlanmaz ve azmaz mı?
BU VATAN!
Mitinglerde “Bu vatan bölünmez” diye haykırıyoruz! Gerçekten de öyle ; “Türkiye’nin tamamı “Türk vatanıdır”, satılmaz bölünmez!” Ama bunu bölücülere açık seçik, belletelim ki umutlara kapılmaktan vazgeçsinler! Türklüğe, bu Cumhuriyete gerçekten bağlı, Kürt kardeşlerimiz, bu vatanın ortak sahipleri ve başımızın tacı! Ama eğer bu Türkiye Cumhuriyeti Devletinden memnun olmayanlar varsa, yeni bir “mübadele” yapılsın; Onlar da taslarını taraklarını, silahlarını, mayınlarını toparlayıp istedikleri “Kürdistan cennetinin” dibine kadar gitsinler. Ama yağma yok; bu vatandan bir taş bile koparmamak şartıyla! Fakat mübadele-karşılık olarak, Türkmen Kardeşlerimizi - Musul’u, Kerkük’ü- Mustafa Kemal’in vaadi gereği, geri versinler!
Eğer, bunları cesaretle ve açık, seçik söylemez, ince diplomaside devam edersek, -PKK- Bölücüler durumdan cesaret alır ve azarlar. Ve hatta “Teröre” de ihtiyaç yok. “Meyve” avuçlarıma düşecek derler!
ERDOĞAN’IN DÖNÜŞÜ
Erdoğan “Terörle mücadelede azimliyiz” demişler. Zaten, hep söylenen, tekrarlanan da bu… Acele toplanan Terörle Mücadele Yüksek Kurumun sonuç bildirgesine bakın: Bilgisayarda mahfuz, belge –tıklayınca aynen çıkıyor!
Geçmişte Türkleri, alt kimliklerden biri, sayan, Türkiyeliler ve “Türkiye Türklerindir” demek yanlış diyen, “Kürtler benim meselem” diyen, Güneydoğudan oy bekleyen Erdoğan’ın “azmi-kararlılığı” nereye kadardır?
ALTINOVA
Ve “kafa karışıklığının”, içimizden bölünmüşlüğün son örneği her şehitle içimizden bir can kopuyor, o malûm hainler, Altınova’da halkın Kürtlere tepkisinden yakınıyorlar. Şehitler umurlarında bile değil. Ülkenin bölünmesi, hiç değil. Zaten istedikleri de bu; bütün yurtta, Türkler ve Kürtler arasında kanlı kavgalar çıksın ve sonunda, sorun uluslarası platforma taşınasın ve AB “Barış Gücü” gelsin, güya Türkiye’yi, ama aslında Kürtleri “kurtarsın”…
Kısacası; Siz PKK olsanız, 1984 Eruh-Şemdinli baskınından ve 1998’de APO’nun yakalanmasından sonra, Eşkıya başı katil Öcalan’ın idam edilmemesinden başlayarak Mücadelenin giderek nasıl açındırıldığına bakarak umutlanmaz ve azmaz mısınız?
Bu, tarihimizin en tehlikeli bağlamında, PKK’yı kökünden bitirecek. “Ne mutlu Türküm diyene” tılsımıyla, milletimizi birleştirecek gerçek liderini bekliyor!
Ve ey sevgili halkımız; eğer bütün bunları görüyor AKP’nin ülkeye her alanda en az PKK kadar zarar verdiğini görüyorsanız, gelecek seçimlerde erzak, kömür sadaka mukabili gene bu Partiye oy verecek kadar, herhalde aymaz olamazsınız ***
Sosyolojik ve psikolojik evrimsellik bağlamında PKK yı yaratan sebepler , bencilik , bilinçsizik , gelenekçilik , milliyetçilk , adaletsizlik , ekonomik sosyal çıkarlar , politik ihanetler , iktidar mücadeleleri ve tüm bunları kendi ekonomik sosyla çıkarları , pılitik ihanetleri , iktidar mücadeleleri için kullanıp teşvik edip kışkırtmış olan dış güçledir . Ne yazık ki PKK yı var etmiş olan olgular, PKK yı gülendirerek yaşatmaya devam ediyor . Altemur Kılıç gibileride bu olgular içerisinde yer alan , bu olguları kişiliklerinde , inançlarında taşıyan kişilerdir . Evren evrimseliğinden olan ve ona bağlı çalışan insanlık evrimi bağlamında PKK ya yandaş veya karşıt olan kişi , oluşum , parti , kurum , kuruluş , ülke hiç farketmez , kesinlikle gelecekte kurulacak olan büyk kürdistanın oluşumuna hizmet eder . Ki buna PKK da dahildir . Altemur kılıç gibileri , hiç teredütsüz ülkelerine milliyetçilik ve dincilik gelenkçiliği ile bağlı iken , ülkelerine , milliyetlerine , dinlerine en büyük zararı , en büyük ihaneti vermiş olanlardır . NEDEN . Bencillik , bilinçsizlik , gelenkçilik , kin , kibir , adaletsizlik , milliyetçilik , dincilik , ekonomik sosyal çıkarlar , politik oyunlar , iktidar mücadeleleri içerisinde insancıl bilimsel değerlerden = gerçeklerden kopmuş oldukları için .