30
Nisan
2025
Çarşamba
ANASAYFA

Post Modern Mc Carthy'cilik

Soğuk savaş döneminde, Amerika’da, Sovyetlere, Komünizme ve KGB’ye hizmet eden, hatta atom sırlarını “barışa hizmet etmek” adına, Ruslara veren, Stalin’in, “bizim işimize yarayan budalalar” dediği “liberallerin" ortaya çıkarılması üzerine, Kongre araştırma komisyonları kurulmuş ve gerçek suçlular tespit edilmişti. Bunlara “fellow traveller” yani “yoldaşlar” deniyordu! 

Ancak, James McCarthy adlı Wisconsin Senatörü, bu “kızıl yoldaşlar” avını 1950’li yıllarda çok aşırıya götürdü ve hatta aile ilişkilerini, birlikte çekilmiş fotoğrafları vb. ileri sürerek, birçok masum insanları, aktörleri ve film yıldızlarını Komünist olmakla, Sovyetlere hizmet etmekle suçladı. Bu aşırılıklarına, bir Amerikalı kadın, ona yazdığı müstehzi bir mektupla cevap vermişti... Diyordu ki “ Benim adım Virjınya, Virjin adalarında malım, mülküm var… Bu. Benim virjin (bakire) olduğumu kanıtlar mı?” Sonunda adeta gülünç haline gelen aşırılıkları ve “liberaller” Senatörün başını yedi, siyasi hayatı sona erdirildi! 

Şimdi Danıştay 2 dairesine yapılan baskının tetikçisinin arkasında kimler hangi örgüt veya örgütler var? Bir an evvel, hiçbir şüpheye mahal bırakmadan, ucu nereye varırsa varsın, açıklanması gerekiyor. . Zira geçmişte bazı olaylar, bazı taraf ve kişileri , hatta devleti suçlarcasına, muğlak ve müphem bırakıldı.Susurluk olayı öyle, Necip Hablemıtoğlu cinayeti öyle..! Başbakan da, Heblemitoğluı cinayetinin çözülmemiş olmasını, kötü örnek olarak gösterdi. 

Bugün iktidarda bulunan ve gerçekleri bilmek, açıklamak durumunda olan Sayın Erdoğan kafaları daha fazla karıştırmamak için, önce bu cinayetin de esrar perdesini kaldırabilir!
Fakat bu olaydan sonra da, artlık meçhul olmayan “failin” arkasındaki örgüt ve kişilerle ilgili olarak medyada çıkan parçalı haberler ve iktidar mensuplarının imalarıyla, adeta bır “post modern McCarthycilik” yapılmakta. Bazı kişiler, eski ve meslek hayatı başarılı kahramanlık ve yararlıklarıyla ödüller almış fakat ordudan bır disiplinsizlikten dolayı çıkarılmış eski Yüzbaşı Muzaffer Tekin ve hatta şerefli bir emekli General Veli Küçük, biri birleriyle, asli fail Alparslan Aslan’la –o da belki-tanışıklıkları olduğu, bazı fotoğraf ve toplantılarda –muhtemelen tesadüfen- beraber göründükleri için, yakıştırmalarla, adeta, suçlanıyorlar! 

Yüzbaşı Tekin ordudan haysiyet kırıcı bır suçtan dolayı çıkarılmamış. Çalışma odasının ortamı yiğit ve Atatürkçü bir kişi olduğunun kanıtlarıyla dolu… Emekli General Veli Küçük’ün de Atatürk ilkelerine ve laikliğe bağlı olduğundan şüphe yok… Aksine gericilerin ve rejim düşmanlarının hedefi olmuş! Şimdi, bu iki kişinin laiklik yönünde karar veren yargıçları öldürmeyi organize edebilecekleri düşünülebilir mi? CHP Genel başkanı “Şeytan taşlamak” diyor… Engizisyon mahkemelerinde insanların “içlerindeki şeytanı” çıkarmak için işkenceler yapılırdı… Ve “şeytan bunun meresinde?” 

KOMPLO TEORİLERİ.
Mademki ortada komplo teorileri dolaşıyor dilin kemiği yok ya biz de ortaya atalım bir tane: Provokasyonu yapanlar ve örgütleri herhalde AKP’li olamaz… Ancak AKP’ye, iktidara ye yardım etmek isteyen işgüzar bir örgüt bu olayı yaparak hem Danışmayı Türban kararından dolayı cezalandırtmak, hem de ortayı karıştırarak – suçu milliyetçilere, Kızılelmacılara yükleyerek, iktidarı rahatlatmak ve gerginliğe hedef değiştirtmek istemiş olamaz mı? 

Daha da yakın bir ihtimal; bu provokasyonun arkasında bazı dış güç ve servislerin bulunması! Her cinayet soruşturmasında olduğu gibi, “bu cinayetten ve kargaşadan kim istifade eder ?” diye sorulduğunda, bazı dış odaklarının, bu suretle son zamanlarda işlerine gelmeyen AKP iktidarını yola getirmek veya düşürmek için böyle kışkırtma yapmaları ihtimali de akıllara, gelmiyor değil! 

VE GERÇEK
İki şeyi biri birinden ayırmak gerek. Olayın bir kışkırtma olduğu muhakkak. Bu provokasyonun hedefi de istikrar ve hatta bir yerde, belki de iktidar. Ancak bunların arkasında kim olursa olsun, gerçeği, yani ülkenin böylesine en tahriklerle, hemen patlayacak durumda olduğunu ve öfkenin de iktidara karşı olduğunu unutmamalı. Başbakan ve iktidar mensupları olayı sırf komplo ve provokasyona bağlar ve ülkede kendilerine karşı büyük bir infial birikimi olduğunu ve bunun da sebebinin kendi söylem ve hareketleri olduğunu unuturlar ve unuttururlarsa büyük hata yaparlar. Başbakanın son konuşmasından kendisinin gerçekleri görmek istemediği anlaşılıyor!

Velhasıl bulanık sularda balıklar da çok, balıkçılar da! Ama asıl merakım Danıştay Cinayeti konusunda Gerçekler ortaya çıkarsa post modern McCarthy'ciler, yalanlarını nasıl yalayacaklar?
Herhalde, emniyetin, savcıların ve yargının, bu hayati konuda iktidarın hoşuna giden peşin hükümlü, ısmarlama bir neticeye varmayacaklarını ve gerçekleri, sadece gerçekleri, herhangi bir şüphe gölgesi altında bırakmadan açıklayacaklarından emin o,olmamız gerek! . Ufacık bir şüphe kalsa bile, ülkenin geleceğini zehirler!
Yayın Tarihi : 26 Mayıs 2006 Cuma 13:15:28
Güncelleme :26 Mayıs 2006 Cuma 14:34:45


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?