ÖDP Başkanı Ufuk Uras’ın ve “Aydın” ortaklarının, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında, sınırda askeri birlikleri ziyaretinde yaptığı konuşmadan dolayı, görevini aştığı ve siyasete karıştığı gerekçesiyle, 1 aydan 5 yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle yaptıkları suç duyurusu hakkında düşüncelerimi önceki gün yazdım. Bu hareket, tatbik kabiliyeti olamayacağı için “semboliktir”, kafaları karıştırmaya ve düşman ordularından fazla korktukları Türk Ordusunu güçsüz kılmaya matuf...
Bu yeni “Aydınlar” -çıkışı- “açılımı”, “sembolik” ama Uras ve şürekâsı, asıl İlker Başbuğ Paşa’nın doğru söylediklerine ve TSK’nın teröre ve açılıma karşı görevinin başında olduğunu ifade etmesine kızmışlar! İşte asıl bunlara tahammülleri yok!
Bu adamlara sormak gerek: Eğer, TSK-Genelkurmay sadece silah gücüyle değil, yasal ve moral durum ve konumuyla - Atatürkçü ruhuyla, hâlâ bu kadar güçlü olmasaydı -Hollanda Ordusu vb. gibi Saray Muhafızı olarak kışlasında “yan gelip otursaydı” neler olurdu... Hatta bundan önceki müdahaleleri - 28 Şubat “balans ayarı” olmasaydı ne olurdu, bugün Türkiye nerede olurdu? Ama sormak abes; onların, sağlı-sollu ve şimdilik ortaklaşa -olmak istedikleri, yerde: Yani Atatürk Cumhuriyetinin yerine, Türkiye’nin bölünmesi pahasına, başka bır düzenin -rejimin kurulacağı yerde! Son sigortayı da gevşetmek isterler!
Böylelikle TSK’nın, halk indindeki itibarını, ortadan kaldıramayacaklarını, hınzırlar gibi bilirler ama “belki” diye böyle çelmeler atarlar... Türk milleti onlara inanacak kadar budala olamaz... Ama ordularına karşı yapılan bu tasallutlar karşısında artık, “susmaları” gerekiyor.
DIŞARIDAN SATAŞMA
Son bir olay, şahsen beni çıldırttı: “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi” Yüksek Askeri Şûra ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin, TSK’dan 21 ihraç kararını haksız bulmuş... Türkiye mağdurlara 120 bin avro ödeyecek.”
Yalaka liboşlar, takkeli liboşlar öteden beri, YAŞ kararlarının sivil yargıya tabi olmasını isterler ve Şûrada Cumhurbaşkanı ve Başbakan “ihraç” kararlarına karşı şerh koyalar! Şimdi destek dışarıdan, “büyük yerden”... Bu karar TSK’ya dışardan tasalluttur. Türkiye’nin milli egemenliğine de açık tecavüzdür... Yabancı güçlerin maksatlarının AB kriterlerini Uluslarası yargıyı da kullanarak, kendilerini rahatsız eden Türk Ordusundan kurtulmak istedikleri, hâlâ anlaşılmadı mı? TSK’nın, iç düzeninin bozulması, etkisinin azalması, yabancıları, Avrupalıları, AİHM’yi ırgalar mı?
Benim bildiğim, Lozan’da, bu baskılardan, kapitülasyonlardan vb kurtulmak için mücadele verilmişti ve kazanmıştık! Ama şimdi, “sakalı ele vermişiz” bir kere... Hâlâ AB yolunda ağır aksak yürümeye devam edelim!
YENİ "AÇILIMLAR" YOLDA
Son kamuoyu araştırmalarında ortaya çıkan başka bir acı gerçek: Kürtlerden başka etnik guruplar, Çerkezler, Lazlar vb. "açılım“ istiyorlar. ”Pandora’nın Kutusunun" kapağını açtılar bir kere!
BAŞBAŞA "FİFTEEN MİNUTE" ONBEŞ DAKİKA
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin Pittsburg kentinde ABD Başkanı Barack Obama ile baş başa, 15 dakika görüştü... Dönüşünde, “On beş dakikada bütün sorunları konuştuk, fikir, alışverişinde bulunduk” dedi... Yani 15 Dakikada “devri âlem”! “Yukarı Karabağ sorunu ve Ermenistan-Azerbaycan anlaşmazlığı- Türkiye’nin Ermenistan açılımı - İsrail-Filistin ilişkileri... Irak-Suriye ilişkileri.-Terör sorunu... Azınlıklar konusu.- Son dönemde Türkiye-ABD arasında yaşanan gelişmeler “. Yeni bİr rekor: Jules Verne bile bunu tahayyül edemezdi! Bu ” 15 Dakika “ Erdoğan’ın, Davos’da, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e, “One Minüt” sözleri gibi, “fifteen minutes”, olarak siyasi literatüre geçebilir. Ve şimdi Pittsburg’da, ayaküstü ” mutabakat “ tamam; “Yes-Yes”! Ama Erdoğan’ın mı, Obama’ya, “Yes Sir”, Obama’nın mı, Erdoğan’a “Yes Sir” dediği malum değil. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, ” Önümüzdeki dört-beş gün çok kritik “ demiş-göreceğiz!***