Türklüğe “Şike”

Türkiye’nin şu hallerine bakın: Ahlâksızlık her alanda, belden aşağı diz boyu. Şike iddialarıyla sporda bile tuz koktu... Çünkü zaman, iklim ve zemin her türlü yozlaşmaya müsait. Şimdiki kadar hiç bir dönemde böyle olmamıştı.

Arslan Bulut soruyor: “Peki, sporda şike vardır da siyasette, yargıda yok mudur? Seçim öncesinde iktidar partisinin dağıttığı yardımlar şike değil midir? Sen devletin imkânları elinde olduğu için, seçim öncesinde bol bol dağıtıyorsun, bu şikenin âlâsı değil midir?”

Arslan’ın dediği gibi, spordaki “şike” konusunda özel yetkili savcılar soruşturmaya başladı. Suçlular yargılanacak ve cezalandırılacak ama siyasetteki, seçimlerdeki “şike” konusunda ne olacak?.. Yargının siyasallaşması, yani yargıdaki “şike” ne olacak?..

***

Ufukta yeni bir siyasi “şike” ihtimali belirdi; AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, “MHP ile anlaşırsak, Anayasa değişikliğini yapabiliriz” dedi...

Bu şâyanı arzu olsa bile, gerçekte mümkün mü? Erdoğan, Anayasanın ilk değiştirilemez maddelerinin değişmesine yatkın... Ama MHP’nin bu konuda taviz vermesi mümkün mü?.. Uzlaşma mümkün mü?.. Bence asla mümkün olmaması gerekir; konuşulması, tartışılması bile abes! MHP -Sayın Bahçeli- Kürt sorununun ayrılmaz parçası, vurucu gücü olan PKK ile Apo ile müzakereyi, uzlaşmayı asla kabul edemez. Bu, aslını inkâr etmek olur... MHP, milliyetçiliğin şartlarından olan Türk Ordusu’nun zaafa uğratılmasına da razı olamaz...

Doğruysa AKP’nin Apo ile protokol teatisi gafletten öte ihanettir... Bu böyle olunca, Sayın Bahçeli, Erdoğan’la hangi zeminde uzlaşabilir?.. “Yeni Anayasa” konusunda da, Anayasanın değiştirilemez maddelerinden, Türklük kavramından, ülkenin bölünmez bütünlüğünden nasıl fedakârlık yapar?!!

Sayın Bahçeli son zamanlarda, bu hususlardaki tavrını açıkça, hiçbir yoruma yer bırakmadan ortaya koydu... PKK eşkıyası ve ölüleriyle TC’yi ve Türk şehitlerinin aynı kefeye konmasına, eşkıya ile müzakere edilmesine isyan etti!..

Acaba Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, 4 Mayıs 2005 tarihli konuşmasında “Türk vatandaşlarını Türk milletine bağlayan bağ, sadece ve sadece hukuki bir bağ olan vatandaşlık bağıdır” demesinden mi veya Ecevit’le koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı iken, Apo hakkındaki idam hükmünün rafa kaldırılmasından sorumlu olduğundan mı umutlanıyor? Gerçi Bahçeli şimdiye kadar TSK’den uzak durmayı tercih etmiş, Ergenekon ve Balyoz Davaları konusunda sert bir tavır göstermemiştir; ama E. Korgeneral Engin Alan’ı da aday yapmış ve arkasında duruyor. Velhasıl Erdoğan’ın MHP ile şike yaparak atmak isteyeceği “gol”, direkten dönecektir.

***

Aslında, bugünkü durumlara sebep olan “günahkârlar” çok. “AB’nin yolu Diyarbakır’dan geçer”, “Anayasal vatandaşlık” ve “Türklük alt kimliklerden biridir” , “Türkiye Türklerindir demek yanlıştır” diyenler, “Kürt açılımı” diye bölücülere, PKK’ya cesaret veren, Apo’yu muhatap kabul etmeye amade, onunla protokol teati eden, onu hoşnut etmek için, Anayasanın değiştirilemez maddelerinin “değiştirilebileceği” sinyallerini verenler!..

Liste uzun... “Kürtlerin hakları” deyip, Türklerin haklarını görmezlikten gelenler ve “Büyük Kürdistan” gerçeğini görmeyen, medya ve akademyadaki “allameler”!..

Kısacası “cehennemin” yolları bu günahkârların gaflet ve ihanet taşlarıyla döşenmiş!..Türklerin başına örülmek istenen çorap eski... Anahtarı öteden beri hep, “Türklük” kavramının yok edilmesi... Nobel ödülleri, AB, Soros fonlarıyla sürdürülen, “Türklüğü, TC’yi yok etmeyi amaçlayan” evrensel “şike” hangi “temiz kramponlar” tarafından meydana çıkarılacak, cezalandırılacak?.. Umut Türklerin ekmeği!.. ***