İyi ki bu Cumhuriyetin, Turgut Özakman gibi velut ve inançlı bir tarihçisi var... Onun dört eseri -şaheseri- “Diriliş” , “Şu Çılgın Türkler” ve 2 ciltlik, “Cumhuriyet Mucizesi” ... Hepsi, bu Türkiye Cumhuriyeti’ni anlatan, tarihçilere belge olacak “yazıtları”. Tarihçiler ileride, muhakkak, kendisi yaşayan bir “anıt” olan Özakman’ın “yazıtlardan” çok yararlanacaklar...
Fakat bütün halkımızın, öncelikle gençlerin, şu sırada Cumhuriyet ve Atatürk aleyhindeki sataşmalara karşı, Özakman’ın bu eserlerini, özellikle “Cumhuriyet Mucizesi” eserlerini, başuçlarında bulundurmaları gerekiyor... Bu eserlerden alacakları çok dersler var; bazı sözde profesörlere karşı!
Özakman’ın eserlerinde anlattığı Çanakkale Savaşı, Milli Mücadele ve Cumhuriyet bir bütündür. Aslında hepsi Mustafa Kemal’in dehasının “Türk mucizesidir” !..
Son eseri “Cumhuriyet Mucizesi” Mustafa Kemal’in engin vizyonunun öyküsü. O ve arkadaşları kısa bir sürede, nasıl ilk 10 yılda her alanda neler başarmışlar ve yeniden bir devlet yaratmışlar; şimdi yıkılmasına çalışılan “devleti”! Fakat bu sözde aydınların, “Prof” ların, 2. Cumhuriyetçilerin, bu eserlerden öğrenecekleri çok şey var... Ama bağnazdırlar; öğrenemezler... Özakman’ın eserlerini, kıyısından köşesinden didiklemek istiyorlar, ancak gerçeklere ve belgelere karşı beceremiyorlar; güneş, onların balçıklarıyla sıvanmıyor!
Cumhuriyetin, 87. yıldönümünde, kurucusu Atatürk’ü anarken; ’Kurtuluş Savaşı’nın kolay olmadığını ve sonra ’Cumhuriyetin’kuruluşunun ve devrimlerin gerçekleştirilmesinin, hiç de kolay olmadığını hatırlamamız, hatırlatmamız gerek.
Bir “Paradoks” ama şimdilerde, bu Cumhuriyeti yıkmak isteyenler, bu imkânı, bu Cumhuriyetin oluşturduğu zeminde buluyorlar ama nankörlük ediyorlar! Gene çelişki; AKP de iktidara, bu zeminde geldi... Halk iradesinin, demokrasinin alt yapısı oluşturulmasaydı, bugün nerede olurlardı?
Bu hükümetin Başbakan yardımcısı hem de “Prof.” Hüseyin Çelik, Atatürk’ü andığımız günlere “tesadüfen” denk düşen, “Bediiüzzaman Saidi- Nursi (Kürdi)” sempozyumunda aklınca Atatürkçülere, şu sıra “Atatürkçülük” diyemeyeceği için “Kemalistlere” sataşmış... Demiş ki: “Atatürk’ü ötekileştirmenin bir enstrümanı haline getiren ’Kemalizm’e’sığınmaya çalışan zihniyet, öğrenmelidir ki tarihin değişimini anlamayanlar ’iktidar’olamazlar.”
Önce, kendilerine hatırlatalım; “Kemalizm” Mustafa Kemal’in, hareketine verdiği deyim değildi... Kurtuluş mücadelesinde, düşmanların “çılgın Türklere” verdikleri ad idi... Şimdi denk düştü.
Biz Kemalistler -yeni “Kuvva-yı Milliyeciler” - Cumhuriyet düşmanlarıyla mücadele ediyoruz... Atatürk’ün ruhu ve “Kemalistler” azapta. Çelik gibilerin, Atatürk’ü hiç sevmedikleri ve özümsemedikleri, bizce “mâlum” olduğu halde, Anıtkabir’de sap gibi durmalarından ve riyakârlıklarından ve şimdi O’nun Cumhuriyetinde iktidar olduklarından dolayı azap içerisindeyiz! “Tarihin değişimini” anlamaya gelince; “tarihin geriye gidişinden” dolayı da azaplar içerisindeyiz...
Bazıları, Bakan, Başbakan yardımcısı vb. oluyorlarsa da, ne kadar söz rüşveti verirlerse versinler, baltaya bile sap olamıyorlar...
Sayın Çelik, Atatürk’ü ve yaptıklarını anlamak için, biz “Kemalistlere” ders vermeye kalkmadan önce, Turgut Özakman’ı okusun!***