Ey karayollarının sevgili çalışanları, nedir yapmak istediğiniz?
İnsan nüfusu gözünüze fazla geldi de, azaltma çalışmalarına bizim de bir katkımız olsun mu dediniz? Zaten ölmemek adına mücadele ettiğimiz bir sürü şey varken bırakın da bari insanlar sizin sayenizde bir de b.. yoluna gitmesinler.
Hayır yani anlamadığım bir hata yapılır, vicdanen bunun arkasında durulur, kabul edilir. Döneklik yapılmaz, ört bas edilmez, kaçılmaz, “Herşey düzgündü suç ölen de” denilmez. Ders alınır, bir daha aynısı yapılmaz. Normali budur.
Ama yok işte bizde böyle olmuyor. Hatayı yapıyorsun, insanlar zarar görüyor(sizin hatalarınız yaşamlarına mal oluyor)ders falan zaten almıyorsun(alamıyorsun çünkü o beyne sahip değilsin)bir daha tekrar aynısını yapıyorsun, yetmiyor bir daha yapıyorsun, yapıyorsun, yapıyorsun…Eee size kim dur diyecek? Dur deseler bile bunu anlayıp, idrak edip durabilecek misiniz acaba çok merak ediyorum.
Plan-proje yok, eğitim yok, kontrol yok, iş takibi yok. Olacağı bu zaten. Kazalar ve ölümler. Başka bir şey beklemek hata olur. Adama kaz diyorsun kazıyor. Hepsi bu. Eline herhangi bir levha, caydırıcı veya yasaklayıcı bir işaret mi veriyorsun koyması için ya da verdiklerin gerçekten bu iş için yeterli mi? Ne yapmalarını bekliyorsun 24 saat çukurun yanında nöbet tutup “dikkat burada çukur var” demelerini mi.?
Balık baştan kokarmış. Ben bunu bilir bunu söylerim. Adam olun! Adamlarınıza sahip olun! İnsan canına saygılı olun! Ve en önemlisi işinizi İYİ yapın!
Balık baştan kokar dedim de aklıma geldi..Aklıma gelmişken de es geçemeyeceğim doğrusu..Bir de Kasıtlı yapılan kazalar var biliyosunuz değil mi? Aslında kaza değil tabii gözgöre gore yapıyorlar sonra da “efendim işte sıcak su döküldü, sobada yaktı, merdivenden düştü” diye uydurmasyon kazaların arkasına saklanıyorlar…Caniler!!!
Allahım sen insanlara sevgi,şefkat ve vicdan ver.
Anlaması güç hatta imkansız minicik yavrulara uygulanan şiddet. Belki eskiden de vardı ama bu kadar ayan beyan değildi ya da gün geçtikçe mi çoğaldı…Bilemiyorum.
Yaa minicik bir yavru o karşındaki. Savunmasız, günahsız daha bir melek. Nasıl bir yaratıksın ki sen(insan olamazsın)o yavrucuğa uyguladığın işkenceyle vicdanen rahat edebiliyorsun? Allah korkusu olmadan nasıl yaşabiliyorsun? Bu topluma nasıl bir evlat yetiştirdiğinin farkında mısın?
Aklım almıyor, beynim kabul etmiyor, gördüklerime anlam veremiyorum. Sadece boş boş bakıyorum karşımdaki tarifi imkansız acı yüklü karelere. O çocukların her yeri yanık, kesik içerisinde, morarmış, şişmiş.Ya gözleri…O gözlerdeki mutsuzluk, çaresizlik, tükenmişlik. Baktığım bir çocuğa mı yoksa bir yetişkine ait gözler mi kavrayamıyorum.
Bunları yapanlar 2.şahıslar da değil üstelik. Öz analar, öz babalar (bence sadece lafta).Nasıl kıyabiliyorsun senden olma bir cana? İçin hiç mi acımıyor? Yaparken ne düşünüyorsun inan çok merak ediyorum. Hoşuna mı gidiyor, zevk mi alıyorsun, tatmin mi oluyorsun? Ne görüyorsun, ne hissediyorsun? Sizler hastalıklı kişilikler, sapık ruhlarsınız. Sorgulamak haddim değil ama neden Allah sizin gibilere evlat gibi bir hediye verir bilmem. Dünya üzerinde çocuk hasretiyle yanan milyonlarca insan varken…
Adalet nasıl bir ceza veriyor ya da ceza veriyor mu onu bile bilmiyorum. Keza geçen gün haberlerde izlediğim kadarıyla işkence gören çocukları yine ailelerine teslim ettiler.Neden yaa neden? Bir ceza, bir caydırıcılık yok mu? Yaptıkları yanlarına kar mı kalacak? Hiçbir şey olmamış gibi etrafta rahatça dolaşmalarına ve aynı şeyleri tekrarlamalarına izin mi verilecek? İki yetişkin kavga ettiğinde, yaralanma ve şikayet varsa bir diğeri ceza görürken bu zavallı yavrucaklara işkence eden sapıkların cezasını kim kesecek? Haklarını kim savunacak? Tek suçları çocuk olmak mı?Acılarını içlerin de yaşamaları, sessiz kalmaları, isyan edememeleri, her şey den önce ve yine de her şeye rağmen korktukları zaman analarına ve babalarına sokulmalarımı tek suçları?
Çocuk benim çocuğum istediğimi yaparım. Yok abi böyle bir şey. O çocuk toplumun çocuğu. Bizim geleceğimiz. Sen o çocuğu sapık, hırsız, katil olarak yetiştirip atamazsın bizim başımıza. Benden bu kadar şimdide biraz devlet uğraşsın diyemezsin. İşte asıl devletin uğraşması gerektiği zaman, daha şiddete ilk maruz kaldıklarındaki zamandır. İşte o zaman o çocuklara kol kanat gerip, topluma faydalı birer birey olarak yetiştirmektir.
Gerçi bu da ayrı bir konu. Yazmakla bitmez. Devlet bu çocukları ailelerinden aldığında nerede barındıracak?(yurtlar da yer yok) Hangi parayla bakacak?(bu iş için yardım yok, olsa da nerde olduğu ,kimin cebine girdiği belli değil) Hangi eğitimcilerin(yeterli sayıda değil), hangi bakıcıların (vicdan sahibi çok az)ellerine teslim edecek? Hangi iş olanaklarını sağlayacak?(bu kadar işsizlik varken)
Yok yok çözüm yolu yok.En başta dediğim gibi ben işi Allah’a havale ettim. İnsanlara sevgi, şefkat, vicdan ve hoşgörü vermesi için hergün dua ediyorum. Bence siz de bunu yapın. Belki bir gün dualarımız kabul olur.