Gün geçmiyor ki Abdullah Öcalan’la ilgili yeni bir sürprizle karşılaşmayalım?
Milletçe, yazarının kim olduğunu bilmediğimiz çirkin bir senaryoyu izliyormuş gibiyiz.
Hatta gizli bir el, bizi bu senaryoda “figüranlar” olarak kullanıyormuş gibi geliyor?
Sadece biz halkı mı?
Siyasi görüşleri ne olursa olsun, zaman zaman ülkenin kaderini elinde tutan iktidarların da bu senaryoyu uygulamak zorunda olan figüranlar olduğunu düşündürten kötü ve ağır bir atmosferi soluyor gibiyiz.
* * *
Abdullah Öcalan kimdir?
Bu nasıl soru diye düşünmeyin hemen?
Kendisi Türkiye’nin başına 30 yıldır her türlü çorabı ören ayrılıkçı ve bölücü PKK terör örgütünün kurucusu ve hali hazırdaki lideridir.
Kendisi Kürt’üm der fakat, Türklerin yanında on binlerce Kürt’ün canına kıymaktan da geri kalmamıştır?
30 yıla yakındır, Güneydoğuya ölümü, kanı, ateşi, barut kokusunu sokmuştur; huzuru bozmuştur.
Bugün cezaevindedir ama güneydoğuda her gün katledilen askerimizin, polisimizin ölüm emirlerini; büyük şehirlerde toplu katliamlara yol açan bombalama eylemlerinin talimatlarını bizzat veren bu şahıstır.
Terörist olarak yargılanmıştır ve idam cezası ona özel olarak kaldırıldığı için, ömür boyu hapis cezası almıştır.
Hala da terörist eylemlerini, bulunduğu cezaevinden verdiği talimatlarla devam ettirmektedir.
Bu şahsın PKK örgütünü kurması, sayıları zaman içindeki devinimle 30-40 bin kişiyi bulan militanlarını eğitmesi, örgütünün eylem şekli, hedefleri, sonra bir gün yakalanarak Türkiye’ye paket halinde teslim edilmesi, yargılanması, o yargılanırken idam cezasının kaldırılması, başbakanlık kadar sıkı kadar korunan bir adada cezasını çekmesi, hükümetleri zaman zaman köşeye sıkıştırması, istediklerinin hükümetlerce bir şekilde yerine getirilmesi tam anlamıyla bir muammadır?
Sanki karşımızdaki, on binlerce insanın hayatına mal olan, yurdun her tarafında acıların yaşanmasına neden olan bir cani değil de sempati duyulması gereken bir mazlumdur?
* * *
Aldığı kararlarla hala daha insanların hayatlarını almaya devam eden bu şahsın aklı sağlığının bozulmaması için, şimdi de yanına başka mahkumlar gönderilmesi kararı alınmıştır.
Bir başkadır benim memleketim!
On binlerce cana kıymayı kendine hak gören bir manyağın, hücrede yalnız kalarak akıl sağlığını kaybetmemesi için milyonlar harcayacak kadar da naiftir!
İmralı’da yeni mahkumlar için inşa edilen yeni binaların parası, bir söylentiye göre Başbakanlık örtülü ödeneğinden karşılanacaktır?
On binlerce kadını kocasız, on binlerce çocuğu babasız bırakan bu eli kanlı seri katile yapılan bu tavassutları gördükçe asıl bizim aklımız başımızdan gidiyor!
Eğer yukarılarda bizim akıl sağlığımızla da ilgilenen birileri varsa, o da bunu duysun!
* * *
Son sözüm de yakın dostlarıma:
Hani bu adamı asmamak için idam cezası bile kaldırılınca “Sakın bir gün bu adamı serbest bıraktırıp, başımıza başbakan yardımcısı olarak falan getirmesinler?” derdim de siz de “Olur mu öyle şey canım?” derdiniz
Nasıl?
Bal gibi oluyor muymuş?
Abim, ağzına ve yüreğine sağlık. Baksanıza şer teşkilatı resmi hüviyet kazanıp geziyor, devlete silah çeken hainleri öldürtüyor diye memleketin başbakanına dalga geçercesine dil uzatıyor. Terörüstleri de övüyorlar. Allah aşkına, aklım almıyor bunu, bu adamların tutuklanması için niye bekleniyor? Türkiyemizde sanırım birden fazla gizli el var. Bunu anlayabiliyorum da, avrupası,amerikası, bilmem neresi ne der korkusundan kurtulamadık da bunu anlayamıyorum. Devletimizin elbette gereğini yapacak güçü vardır da ah şu korkulardan kurtulabilirsek, bir de hiç yere birbirimizi yemekten...