Adana’da SBS sınavına girmesine izin vermediği gerekçesiyle annesi Songül A.’yı babasına ait tabancayla öldüren R.A’nın olayı bize bir çok dersler öğretti:
Öncelikle, büyükler evde bulundurdukları tabancalarına mutlaka sahip çıkmalılar.
Sahibi dışındakilerin bu silahlara erişememesi ve saklandığı yeri bilmemesi birinci kural olmalıdır.
Bazılarınızın içinden “Hani kişisel silahsızlanma tavsiyesi?” diye geçirdiğini biliyorum ama bu durum kamu görevi nedeniyle silah taşıyanlar için söz konusu değildir.
Silahlı görevi olmayanların “merak” saikiyle silah edinmesi ise en son tavsiye edilecek bir şeydir.
* * *
R.A ‘nın cinayet sonrası açıklanan psikolojik durum raporu akıllara yeni bir soru getirdi:
R.A satanik davranışlar gösteriyordu!
R.A’nın anne – babası ve kardeşlerinin köktendincilik derecesine varan hayat tarzlarını gazetelerden okuyunca R.A’da psikologlarca gözlemlenen satanik davranışlar ister istemez ilgimizi çekmiş oldu:
Dini bütün bir ailenin 11 yaşındaki kızı nasıl bir satanist olma ihtimalini taşıyabilirdi?
* * *
Bu sorunun cevabı belki de İran gençliğinin bir kısmının bugünkü hayat anlayışında gizli?
İran İslam Devriminden bu yana sürekli bir, dini baskı demeyelim ama dini ortam altında yetişen bazı İranlı gençler artık dine karşı tepkili olmaya başlamışlar.
Dini kuralları tümüyle reddettikleri gibi, toplumsal hayatın asgari gereklerini de yok sayacak şekilde ahlaksız bir hayat tarzını benimsemeye başlamışlar.
Yani bir yanda oluşan herkesi dindar yapma hayali, pratikte dinsizlikle ve dine karşı müthiş bir nefretle sonuçlanmış!
* * *
R.A ‘yı okuyunca, onun durumunun İran’daki gençlerin durumuyla ne kadar benzeştiğini düşündüm.
Akıl ve gönül yoluyla bulunamayan din duygusu, insana hiçbir şey katamıyor bilakis; cahillerin baskısı insanları dine karşı olumsuz düşünmeye ve hatta, Allah korusun, satanizme bile itebiliyor.