30
Nisan
2025
Çarşamba
ANASAYFA

Güçlü olan haklıdır!

Maalesef, güçlü olanın, güçlü olmayanlara karşı her şeyi yapma hakkını kendinde gördüğü, sevimsiz, itici ve bunaltıcı bir dünyada yaşıyoruz.


Tat aldığımız her şey, insanlığımız, zevklerimiz, hayallerimiz, komşularımız, akrabalarımız, ilişkilerimiz, geçmişimiz ve geleceğimiz, her şey ama her şey sevimsiz ve soğuk kalıplara dökülerek, tatsız bir şekilde bize yeniden sunuluyor.


Kendi yaşadığımız hayata sahip değilmişiz gibi geliyor?


Kendimizi bile ekrandan izliyor gibiyiz.


Renkler donuk, sesler donuk, hayat donuk…


Ölümler, katliamlar, acılar, sevinçler, aşklar; alışveriş, iletişim ve nihayetinde hayatın tümü o artık o kadar dijital ki?


Koskoca mahallede sadece bir evde tek televizyonun olduğu günleri, tek göz odada konu - komşu salya sümük seyredilen yerli filmleri; komşumuzu tanıdığımız, ekmeğimizi paylaştığımız günleri; mahallede her daim tedirgin gezen yeşil parkalı veya hilal bıyıklı ağabeyleri bile ne kadar çok özler olmuşuz meğerse?


* * *


Bizde bir paylaşma kültürü vardı…


Bizde adalet ve dayanışma vardı…


Bizde teklifsiz açılan komşu kapıları vardı…


Bizde geleceğe dair yıkılmaz bir umut vardı…


* * * 


Bugün tek bakışlı, tek kutuplu dünyada en çok kan döken en güçlü; en güçlü olan en haklı!


İsrail ezip geçiyor, kimseden çıt yok!


Amerika yakıp yıkıyor, kimseden çıt yok!


Güçlü hale gelen, karşısındakine hayat hakkı tanımadan vurdukça vuruyor!


Öyle yoğun bir manüpilasyon var ki, adeta, zulme uğrayan bile kendisinin haklı yere zulme uğradığını zannediyor!


Güçlü olan, maalesef; geçmişimize, geleceğimize, düşüncelerimize ve hatta hayallerimize bile hükmediyor!


* * * 


Hatırlarsınız; Turgut Özal bir zamanlar fenomendi!


Türkiye onunla yatar, onunla kalkardı.


Başkan baba Bush ve İsrail bile onun gözünün içine bakardı.


Sonra, iktidarının zirvesindeyken bir gün ölüverdi.


Milyonların katıldığı bir cenaze töreniyle İstanbul Topkapı’daki mezarına gömüldü.


Mezarını birkaç yıl ailesiyle birlikte, siyasete soyunan Besim Tibuk ziyaret etti.


Siyasetten umudunu kesince, sonra o da ziyaretlerini kesti.


Kendisinin de çok sevdiği “popüler kültür” Özal’a da vefasızlık yapmıştı:


Halk, her şeyi olduğu gibi, onu da çabucak unutuvermişti!



Son söz : Mahkeme kadıya mülk değil.

Yayın Tarihi : 7 Ocak 2009 Çarşamba 20:04:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Remzi CANGÜVEN IP: 78.166.15.xxx Tarih : 10.01.2009 11:22:12

SAYIN FERAMUZ ERDİN BEYİN YAZISINI OKUYUNCA NAPOLYON BONOPORTE'NİN "GÜÇ ORTAYA ÇIKINCA ADALET ZAYIFLAR"SÖZÜNÜ HATIRLADIM.DÜNYAYI ACIMASIZ VE KAHPE YAPANLAR,GÖRÜNÜMDEKİ İNANÇLARIYLA ÇELİŞKİYE DÜŞENLER,UTANSIN DİYORUM AMMA O TÜR KİŞİLERDE UTANMA,ARLANMA DİYE BİR DUYGU DA KALMAMIŞ.KİN İLE BÜYÜTÜLENLER VE BESLENENLER ELDE ETTİKLERİ GÜÇ VE FIRSATLAR NETİCESİ, ZALİMLİĞİ VE ZULÜMÜ KENDİLERİNE MESLEK EDİNMİŞLERDİR.İNSAN GÖRÜNÜMÜNDE OLAN YARATIKLAR, TABİYATIN EN CANLI VAHŞİLERİDİR.İNSAN KANI İLE BESLENİRLER, KENDİLERİNİ GÜÇLÜ GÖRÜRLER,VİCDANLARI YOKTUR.KİN DUYGULARI İLE GADDARLAŞANLAR, İLAHİ ADALET KARŞISINDA BİR HİÇ OLDUKLARINI ER GEÇ BİR GÜN GÖRECEKLERDİR. TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR.ALMA MAZLUMUN AHINI ÇIKAR AHESTE,AHESTE SÖZÜ OALAYIN FEZLEKESİDİR.


sdtzdmr IP: 88.242.82.xxx Tarih : 8.01.2009 23:49:18

Sayın ERDİN; herkezin kendine göre bir gücü vardır. 363 metrekarelik bir yüzölçümüne sahip olan, ortalama 2000 kişiye bir doktorun düştüğü,kişi başına düşen milligelirin 600 dolar olduğu, Gazze gibi bir yere bombalar yağdırıp, çoluk-çocuk demeden katleden 379 masum insanın ölümüne, 1400 insanında yaralanmasına neden olan İsrail ve ABD'nin güçlülüğü ve büyüklüğü nasıl tarif edilebilir. BU NASIL GÜÇ BU NASIL BÜYÜKLÜK