1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

İç Güvenlik Müsteşarlığı


TSK Kesinlikle Çekilmelidir” başlıklı yazımızda dile getirdiğimiz hususların hem hükümet hem de asker tarafından da kabul gördüğünü ve “yeni bir terörle mücadele konsepti” olarak değerlendirmeye alındığını görmekten mutlu olduk.

Şöyle düşünün:

Bir odada oradan oraya koşturan fareleri, çıplak elle yakalamanız mümkün değildir.

Pkk ile mücadeleyle geçen tam 24 yılda yapılmaya çalışılan da işte buna benziyor.

Kısa bir “düzenli ordu harbi” eğitimi alan Mehmetçikler, terörle mücadele etsinler diye; çok farklı bir yöntem olan, “ gayri nizami harp” usulüyle eylem yapan pkk nın karşısına gönderilmektedir.

Bu yöntemle terörle tam anlamıyla mücadele edilemeyeceği gibi; zayiat verilmesi de kaçınılmazdır.

Türk halkı, mahallesinde gençlik faaliyetleri içinde görmeye alıştığı gençlerin, tam 24 yıldır, askerden Türk Bayrağı’na sarılı şekilde dönen cenazelerini hazmetmek zorunda bırakılmamalıdır.

Fareleri yakalamanın tek yolu, odaya “kedileri” salmaktır!

Burada sözü edilen “kediler” de terörle mücadele için özel eğitim almış olan polis ve jandarma “özel harekât timleridir”.

* * *

Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, geçen gün pkk teröristlerini “düşman” değil, “suçlu” olarak gördüklerini söyleyerek, TSK’nın bundan böyle pkk’ya “muhatap edilmeyeceğinin”, terörle mücadelenin olması gerektiği gibi, iç güvenlik birimlerince yürütüleceğinin mesajını da vermişti.

İstanbul’u kana bulayacak olan Şişli’deki kadın bombacının neden hemen yakalanmadığı hakkındaki Perşembe günkü “atv ana haber” bültenindeki yorumlarımızı dinlemiş olanlar, ne demek istediğimizi kolayca anlayacaklardır.

Polis, paniğe kapılmadan, insanüstü bir çalışma performansı göstererek operasyonun en uygun anını kollamış, günlerce takip altında tuttuğu bombacıyı suçun tüm delilleriyle birlikte kıskıvrak yakalamıştı.

Böylesine “ustalıklı “ bir operasyonla yakalanan o kişinin, az bir cezayla kurtularak dışarı çıkma ve eylemlerine devam etme şansı artık kalmamıştır.

Bu örnekten de anlaşılacağı gibi, terörle mücadele, bu konuda özel eğitim almış polis ve jandarma gibi kolluk güçlerinin işidir.

Önemli bir istihbarat akışı, profesyonel bir çalışma şekli, tecrübe ve soğukkanlılık gerektirir.

* * *

Sadece terör olaylarıyla ilgilenecek; etkin ve modüler bir yapıya ve teçhizata sahip; deneyimli ve terörle mücadele eğitimine haiz kadrolarla donatılmış, İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir İç Güvenlik Müsteşarlığı kurulması için zaten çok geç bile kalındı.

Bu müsteşarlık biriminin sadece istihbarat koordinasyonundan değil, terörle mücadele ile ilgili operasyonel görevlerden de sorumlu, “profesyonel bir vurucu güce” sahip birimlerle takviye edilmiş etkin bir birim olması gereklidir.

Polis ve Jandarma özel harekât timleri, doğrudan bu müsteşarlığa emrine atanmalı, operasyonlardaki emir ve komuta şartları il bürokrasisinin hantallığına takılmamalıdır.

İç Güvenlik Müsteşarlığı’nın görevleri gereksiz yere çeşitlendirilmemeli, diğer kamu birimlerdeki (APK, Eğitim, Ar-Ge vs.) birimler de kurulmak suretiyle teşkilat yapısı sulandırılmamalıdır.

Müsteşarlık, personel eğitimi de dahil olmak üzere tüm hizmetleri dışarıya, yani bu eğitimleri şu anda vermekte olan birimlere yaptırmalıdır.

Bu aslanlar bir dağa çıktı mı, siz o zaman görün meydanı boş bulan farelerin halini!

Yayın Tarihi : 17 Ekim 2008 Cuma 16:21:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
halil kurdoğlu IP: 212.174.172.xxx Tarih : 19.11.2008 15:16:41

lütfen yayınlayın iç güvenlik müsteşarlığı adı altında illerde koordine merkezi kurulsun bu merkezlerde ise bölgede görev yapmış emeklı ve yaya kurum değişikliği yapmış olan yani kırsal alanı cok iyi bilen kişiler görevlendirilsin aksı taktırde dost birlikler karşı karsıya gelebilir