1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

Polisler İstim Üzerinde


Geçen hafta İstanbul ABD Başkonsolosluğu’nda üç polis memurunun hainlerce katledilmelerinin ardından, polisin görev şartları ve özlük hakları ile ilgili yeni bir tartışma açılmıştı ki; Türkiye’nin yoğun siyasi gündemi bu tartışmaları gölgelemekte gecikmedi.

Polisliğin bir “masa başı” mesleği olmadığını; maaş, fazla mesai ve özlük hakları gündeme geldiğinde derhal savcılar ve kaymakamlarla karşılaştırılmamaları gerektiğini hep savunmuştuk.

Çünkü ne zaman polise zam konusu gündeme gelse, derhal “üniversite mezunu” savcı ve kaymakamın maaşı gündeme getirilmekteydi.

Polisler arasındaki üniversite ve yüksek okul mezunlarının sayısı gün geçtikçe katlanıyor.

Eğer “üniversite mezunu” olmak bir kriter olarak alınacaksa, şu anda savcı ve kaymakamlar hak ettikleri maaş seviyesine ulaşmış durumda olmalarına rağmen; aynı okuldan mezun olup da polislik mesleğini seçenler, daha tehlikeli işlerde ve daha uzun süren mesai saatlerinde çalışmalarına rağmen, çok daha az bir maaşa talim etmektedirler.

Maaşlar hesaplanırken astlık-üstlük değil, üretilen katma değer dikkate alınırsa, aktif görev yapan polislerin, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, en üst gelir gurubuna dahil olmaları gerekecektir.

Ülkenin genel asayişiyle ve gerektiğinde “ölmek veya öldürmekle kanunen görevli” olan bir meslek gurubunun özlük haklarının bugüne kadar genel memur politikaları doğrultusunda değerlendirilmesi, Emniyet Hizmetleri sınıfında görev yapan personelin moralinin kırılmasına yol açmıştır.

İçinizde adalet duygusu, memleket ve görev aşkı olmadıktan sonra, üç kuruş maaşa polislik yapamazsınız.

Sadece para için yapılmayacak bir meslek olmasına rağmen, polislerin yıllardır en alt gelir gurubunda yer almaları, hükümetlerin yıllardır dikkat etmediği bir konu haline gelmiştir.

* * *

O zaman da Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan, 2007 seçimleri öncesinde polis maaşlarının ve özlük haklarının iyileştirileceği konusunda söz vermişti.

Ancak, bugüne kadar bu yönde atılan bir adım olmamıştı.

Öğrendiğimiz kadarıyla, polislerin özlük haklarının ve maaşlarının iyileştirilmesi amacıyla Nisan ayından beri çalışmalar yapılıyormuş.

Hatta, AKP milletvekillerine yönelik yapılan Kızılcahamam Toplantılarında özellikle İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Tayyip Erdoğan, milletvekillerine bire bir bu konunun önemini anlatıp, destek istemişler.

İktidar partisi AKP tarafından gündeme getirilmesi halinde; ister CHP’li, isterse MHP’li olsun; Meclisteki diğer partilerin milletvekillerinin de bu konuya hassasiyet göstereceklerinden en ufak bir endişe duymuyoruz.

* * *

Temmuz ayına yetiştirilmesi planlanan ve polis maaşlarına belli bir miktar zam ile emekliliğe yansıyacak şekilde ek göstergelerde bir iyileştirme ön gören bu çalışma, anlaşılmaz bir sebeple, Başbakanlık bürokrasisine takılması sebebiyle bir süre daha gecikti.

Şimdi tüm polisler, dört gözle, bu konuya baştan beri hassasiyet gösterdiği bilinen Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık Müsteşarı Efgan Ala’ya bu konunun daha fazla geciktirilmemesi için talimat vermesini bekliyor.

Yayın Tarihi : 20 Temmuz 2008 Pazar 16:37:46


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Tunal IP: 85.110.117.xxx Tarih : 23.07.2008 22:58:01

Arkadaşlar bu kendini bilmez ne dediğini bilmiyor. El Salud başına bir iş geldiği zaman ilk kime gidecek merak ediyorum. O zaman kendisi seyyar simitçiye çorapçıya gider başvurur.


helal IP: 85.105.205.xxx Tarih : 23.07.2008 04:03:06

sevgili feramuz erdin nin bu konuda haklı yorumunu kutluyoruz polisler olarak gece 4 de yazıyoruz teşekkürler sizin gibi insanların hakkını arayanlara ne mutlu teşekkür ederim bir polis olarak


helal IP: 85.105.205.xxx Tarih : 23.07.2008 04:01:12

sevgili arkadaşıma sesleniyoruim yazıklar olsun sana sen polis olsan böyle demessin sende şehit ol ne gezer vatan hainisin ben gece çalışıyorum senin gibi hainleri bekliyorum alcak sözünü geri al terbiyesiz adam corap satsınlarmış simit felan alcak calışmak ayıp degil utan be adrını bile yazamassın okadar


El Salud IP: 78.176.22.xxx Tarih : 23.07.2008 18:04:38

CEVAP HAKKI VE SAYGISIZLIK ÜZERİNE; Haber sitelerinde yayınlanan haberlere yorum yazmak, kişilere başkalarına hakaret etme hakkı vermemektedir. Velevki polis bile olsanız. Beğenmediğiniz yorum sahibini HAİN ilan etmek de, polisin üstüne düşen bir görev değildir. Benim gözümde işini iyi yapan dürüst bir polis ile namusuyla evinin nafakasını sağlamaya çalışan bir çorap ya da simit satıcısı arasında insan olarak hiç bir fark yoktur. Bu nedenle "Helal" rumuzu ile beğenmediği yorumlara hakaretler yağdıran yorumcunun saygın bir camianın temsilcisi olmadığını ümit eder, hakaretleri de aynen kendisine iade olunur.


Uzaktaki IP: 88.229.200.xxx Tarih : 24.07.2008 01:20:41

El Salud Sevgili kardeşim. Tespitlerinizin ekonomik boyutu çok doğru haklısınız. Ancak orada yapılan hakaretvari sözleriniz hiç yenilir yutulur cinsten değil. Sanamı soracaklar insanlar ne yapacaklarını. Zaten bir işleri var bu insanların. Bu insanların yapmak istedikleri yek diğeri Devlet Memurları arasındaki uçurumdan dolayı şikayet ediyorlar. Her koşulda şiddet demişin şiddet bu ülkde kimsenin kafasına göre uygulanamıyor artık. Her şey yasal bir çerçevede oluyor, bu söylemlerinizi 60 lı 70 li hatta 80 buna 90 ı da katabiliriz bu yıllarda demiş olsaydınız anlardım. Ancak şimdi polisler değil tüm kurumlar değişti. Benim tavsiyem önyargılıysanız ya bunu bırakın hiç hoş değil. Yada o saymış olduğum yıllarda kaldıysanıs yıl 2008 bunun idarakina varın. Anti parantez polis kardeşimizi de kendini savunması açısından değil ama uslubunu hoş bulmuyorum. Vatan hainidir değildir. Bence bilinçsizce yazılmış bir kaç söz sevgili polisim. Saygıla Sevgiler..


El Salud IP: 88.242.105.xxx Tarih : 22.07.2008 13:49:23

Sayın Erdin, nüfusunun yarısının açlık sınırı altında yaşamaya zorlandığı, %20'nin işsiz olduğu, çalışan emekçilere mezarda emekliliğin reva görüldüğü bir ülkede, muhtelif kutlamalar ve yasal hakların kullanılması sırasında, vatandaşına her koşulda şiddet uygulayarak engellemeye kalkan polislerin, özlük haklarının savunulmasının haklı bir yanının bulunmadığı günlerdeyiz. Kimsenin bir işi başkasına zorla yaptırma olanağının olmadığı bir ortamda, polisler ücretlerini beğenmiyorlarsa istifa edip seyyar simitçi ya da çorapçı olarak nafakalarını kazanmaya çalışsınlar. Böylece hizmet ettikleri iktidarın talimatıyla üzerlerine copla yürüdükleri, biber gazı sıktıkları, yere düşmüş kadınların bile ne olduğuna bakmaksızın kafasına tekme attıkları toplumumuzun diğer yarısıyla yakından yüzleşme fırsatı yakalarlar.