3-SIRADAN KÜRTLER NE DÜŞÜNÜYOR?
Sıradan Kürtler örgütlü olmadıkları için, ne düşündüklerini, açılıma nasıl yaklaştıklarını anlamak yine anketlere verdikleri yanıtlardan ve konuyla ilgili yazılara yazdıkları yorumlardan izlenebilmektedir.
Doğu Ergil Kürtleri siyasi Kürtler ve kültürel Kürkler diye ikiye ayırarak şöyle diyor: “Siyasal Kürtler -DTP, PKK çizgisi- kimlik üzerinden siyaset yapıyor. Kültürel ya da Tampon Kürtler kendilerini Kürt olarak görüyor fakat Türkiye Cumhuriyeti"ne entegre olmak da istiyor ve şiddeti asla siyaset aracı olarak görmüyorlar. Türkiye"de Türk-Kürt çatışması onlar sayesinde olmuyor. Açılım sürecinde Kürt tarafı adına, örgütlü oldukları için hep radikal Kürtler ile görüşüldü. Kültürel Kürtler ise örgütlü olmadıkları için fikirleri talepleri yansıyamıyor. Onlara mutlaka ulaşılması lazım,”diyor.
İşte siyasal Kürtleri aşıp da sıradan Kürt vatandaşına ulaşıldığında, onların açılıma gönülden destek verdiğini ve bölünme, ayrılma gibi talepleri bulunmadığı görülmektedir. Elbette ki bunlara da anketler yoluyla ulaşılabilmektedir. Ve işte SETA Vakfı tarafından yaptırılan anket sonuçlarında sıradan Kürt vatandaşların açılıma desteği yüzde yetmiş beşleri geçmektedir.
“Kamuoyunun yüzde 48’i açılımı olumlu, yüzde 36’sı ise olumsuz buluyor. Yıllardır terör çilesi çeken Kürtlerin açılıma desteği çok daha yüksek: yüzde 75.6’dır.”
SETA vakfı tarafından ankette Kürt sorunu ve Türkiye’de halkları bir arada tutan faktörler konusunda deneklere yöneltilen sorularla alınan yanıtlar da, halkın olaylara ne denli olumlu, sağduyulu ve yapıcı yaklaştığını göstermesi bakımından oldukça önemlidir.
*Size göre, bugün Türkiye’nin en önemli sorunu nedir? Sorusuna verilen cevaplara gelince, ilk sırada işsizlik ve ekonominin hemen arkasından Kürt sorunu ilk sıraya yerleşiyor.
*Sizce, Kürt sorununun en önemli kaynağı nedir? Sorusunun yanıtında ise “Sosyo ekonomiktir” görüşünü, “dış güçler ve PKK” ile “Devlet politikaları izlemektedir.
*”Kürt sorunu Türkiye’nin önemli bir sorunu mudur” diye sorulduğunda ise buna evet diyenlerin oranı yüzde 55.3’ü buluyor.
*“Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak sizin için ne kadar önemli” sorusunun cevabı ilginç bir algıyı da getiriyor gündeme. 25 yılda olup biten her şeye rağmen, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı en önemli birleştirici unsur olarak öne çıkıyor. Yüzde 86 gibi çarpıcı bir oran var karşımızda. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı algısına Türk ve Kürt olarak baktığımızda da rakamlar çarpıcılığından bir şey kaybetmiyor: Türklerde oran yüzde 90, Kürtler de ise yüzde 62.
* Size göre, Kürtlerle Türklerin ortak dini inançlara sahip olması bu iki unsurun bir arada yaşamasında ne kadar etkili?
Kürtlerle Türklerin ortak dini inançlara sahip olması yüzde 56 oranında çok etkili bulunuyor. ‘Biraz etkili’ diyenleri de hesaba katarsak, oran yüzde 87’ye çıkıyor. Oranın Kürtlere ve Türklere dağılımı da aynı şekilde yüksek. Kürtlerin yüzde 60’ı, Türklerin ise yüzde 56’sı din unsurunu çok etkili görüyor.
Yukarıdaki araştırmada halka yöneltilen sorular ve yanıtlarından özetle Kürt Sorununun tüm sorunlarımız içindeki yeri, kaynağı, Türkiye açısından önemi, oldukça rasyonel biçimde ortaya konulmaktadır. Ve ayrıca ülke insanını etnik yapının dışında birbirine bağlayan ve ondan daha güçlü vatandaşlık ve din gibi başka bağların da olduğu görülmekte ve vatandaşlarımız bunun farkındadır. Kaldı ki bunların dışında tarih, coğrafya, akrabalık ve kültürel bağlarımız da vardır.
Sıradan Kürtlere anketlerin dışında ulaşılabilecek yerlerden birisi de, medyada yayınlanan ilgili yazılara yapılan yorumlardır diye düşünüyorum. Bunun için buraya 30 Eylül günü Tunceli Belediyesine yapılan baskın haberine yapılan iki yorumu aynen koyuyorum. Tabii ki bunların tam zıddını yazan yorumlar da var. Onlardan örnekleri de radikal Kürtlerle ilgili bölüme koydum.
şahı merdan IP: 88.xxxxxx Tarih : 30.09.2009 01:36:05
Bir Tuncelili olarak kahroluyorum...Halen pkk terör örgütünü savunan geri zekalılar varsa bunların kanından şüphe ederim.. Bakınız Seyit Rıza'nın torunu olan Ali Rıza Polat gibi çok değerli insanımızı pkk öldürmedi mi?Dr. Baran'ı daha binlerce Dersimliyi katleden bu kan emici kürtçü faşist pkk lılar değil mi?
Satılmış köle ruhlu ermeni kökenli sözde Tuncelili geçinen bu varlıklar Tuncelili olamaz... 300 köyümüzün yakılması, halkımızın açlığa ,yoksulluğa sürüklenmesinin tek nedeni faşist pkk lılardır.Amerikanın oyuncağı olmuş bu katiller sürüsü Dersim de nasıl barınır nasıl barındırılır? Anlamak mümkün değil...Uyuşturucu ticareti yapan,fuhuş işleriyle uğraşan pkk dır. örgütün içinde bulunan genç kızlara zorla tecavüz ederek ve bu kızları metres gibi kullanarak binlerce kürdü öldüren pkk değil mi?Kürt sorunu, demokrasi sorunu da pkk yüzünden çözülmüyor...Nerede görülmüş devletin terör örgütüyle masaya oturduğu...pkk döktüğü kanlarda boğulacaktır... Tekçi,şövenist ırkçı ,feodal pkk ,yok olup tarih sahnesinden çekilecektir...pkk nın sonu budur...Tuncelinin geri kalmasının ve yatırımların gelmemesinin nedeni pkk teör örgütüdür...iş güvenliği olmayan yere yatırımcı nasıl gelsin?...
başak IP: xxxxxx Tarih : 30.09.2009 09:11:53
bende bir Tunceli olarak bu durumdan üzüntü duydum Tunceli bu tarz terör olayları ile gündeme gelmemeli ki bizler aydın ilerici insanlarız biz kültürümüz ve eğitime olan eğilimimzle yansımalıyız..Tunceli coğrafi bölge olarak dağları, akarsuları , mağaraları,ormanlık alanları ile tamamen teröristlerin barınması için ideal bir bölge ondan dolayı bırakıpta gitmiyorlar onlar orada waroldukça bunun ceremesini çekende Tunceli halkı olacak..Tunceli halkı 2 yönlü kıskaçta kalmış durumda (bunu anlayanda anlamıştır zaten) seçim sonra Tunceli beldeyesini dtp nin alması hala bende büyük bir üzüntü yaşatıyor edibe şahin oturduğu makam koltuğunda yardım yataklık yapacağına Tunceli üzerinden rant sağlayacağına halk ve Tunceli için yararlı bişeyler yapsın beceremiyorsada bıraksın gitsin o makamı.. Tunceli halkı yıllardır ezilip zulum göreceği kadar gördü kimse oyunlar oynayamaz artık bizim memleketimiz üzerinde
Yukarıdaki alıntıları iki yönden çok önemsiyorum. Birincisi her iki tarafın da radikallerinin iddia ettiği gibi, Kürt halkı ile PKK özdeşleşmiş falan değildir. Bu yüzden ne PKK Kürt halkını yanında bilmeli, ne de radikal Türkler, tüm Kürt halkını PKK’nın militanı olarak görüp, birliğimizin dirliğimizin karşıtı olarak görmelidir.
İkincisi ise yaşanan bunca olaydan ve ön yargılardan sonra, bu şartlanmış yanlış değerlendirmelerin sürdürülmesi, kaşınıp derinleştirilmesi bile, sıradan sağduyulu vatandaşların birlikte yaşama arzusunu kıramayacak yok edemeyecektir. Ama ülke kaynakları israf olmaya, gençleri ölmeye devam edecek, Türkiye bir huzur ve güven ülkesi olamayacaktır. Ama radikaller dikkate alınmaz ise, halkların anlaşması için haklarının verilmesi yeterli olacaktır diye düşünüyorum.