29
Nisan
2025
Salı
ANASAYFA

Bana gelen kitaplar (2)

Tanıtmak istediğim kitaplardan birisi de, yine Gönen Mezunu emekli Kimya Öğretmeni Muzaffer Gürboğa’nın “EZBER MUTSUZLUKLARI” adlı deneme kitabı. Çoğunluğu Cumhuriyet Gazetesi ve eklerinde yayınlanmış denemeleri Sokak Kitapları Yayınevi tarafından kitap haline getirilmiş. 190 Sayfada 84 deneme var. Denemeler kısa, öz ve gerçekten ezber bozan, alışılmışa farklı bir bakış açısı getiren düşünceler yumağı.

Örneğin: Babamdan Bana Kalan adlı denemesinin bir yerinde şöyle diyor. “Eğitim, insan yaratmaktır. Köy Enstitüleri yeni bir toplum oluşturmak için iş içinde eğitim modeliyle şimdilerde alışık olmadığımız farklı bir öğretmen tipi yetiştirmiştir. Onların farkı enerjileriydi, coşkularıydı. Onlar verilenle yetinmeyip hep ötesini merak eden, her öğrendiğini uygulayan, bilgiyi aktarma nesnesi değil, eylemlerine kılavuz olarak düşünen, doğayı, çevresini, öğrencisini değiştirirken kendisinin değişimine tanık olan öğretmenlerdi. Bir kısmı kuş olup uçtular, tıpkı babam gibi.”

Şimdi de bir şiir kitabıyla devam etmek istiyorum. Emekli asker, ondan fazla şiir kitabı olan, şair, ozan ve saz sanatçısı arkadaşım Yılmaz Türkyılmaz’ın son şiir kitabı Temmuz 2012’de Sahil Yayınları tarafından basıldı. Yazarın en son şiirlerinin yer aldığı kitap 160 sayfa. Türkyılmaz, “Rüyalarıma girmen yetmez” adlı şiirinde şöyle diyor.

Ey güzel ateşle beni
Bir merhaba demen yetmez.
Gerçekte beklerim seni
Rüyalarıma girmen yetmez.

Aç en güzel çiçeğini
Göster en güzel rengini
Mabedim eyledim seni
Rüyalarıma girmen yetmez.

Bir başka kitap da, 140’tan fazla basılmış kitabı bulunan, Prof. Dr. İsa Kayacan’ın, “BURDUR’DAN KÜLTÜR YAĞMURU” adlı kitabı. Büyük boy 432 sayfalık kitap, ağırlıklı olarak şiirlerden oluşuyor. Kitapta, Burdurlu şair ve sanatçılar, Burdur tarih, kültür ve folkloruyla açıklamalar yer alıyor. Burdur Belediyesi Kültür Yayınları arasında çıkan kitabın kapağında Burdur şöyle anlatılmış.

Civanmert insanların yaşadığı,/ Efelerin, zeybeklerin harman olduğu,/ Yöre sanatçılarının türkülerini coşkuyla okuduğu/ Boyu küçük, sesi büyük sipsinin anayurdu,/ Kütüphaneler şehri, Teke Yöresinin kültür başkenti.

Eren Ardıç ezgileşir sazıma
Tefenni’den su dol yanan özüme
Burdur zeybeğiyle kardeş dizime
Sipsi sipsi teke zortlat bacaktan.
(İbrahim Zeki Burdurlu)

Mevlüt Çalışkan 1931 Gazipaşa doğumlu, 1950’li yılların Ziraat Mühendisi. Ama sanki Karacaoğlan’ın 20. yüzyıl versiyonu. Yörükler, göçerler ve Toroslarda sürüler, şiirlerinin teması. “BİZİM ÇAĞIN YANKILARI” adlı şiir kitabında, sanki bir dönemin tanıklığını yapıyor. Sahil yayınevi tarafından yayınlanan kitap 98 sayfa.

Ben Mevlüt Çalışkan’ın şiirlerini okuduğum zaman kendimi Toroslarda davar güder gibi hissediyorum. Yörükler konulu bir belgesel veya bir resim sergisini izler gibi oluyorum. Sanki develere yükleyip göçü, katıp önüme sürüleri, yaylara doğru, Torosları aşıp gider gibi oluyorum.

Ezel bahar oldu yayla zamanı
Ekinler ağarsın, göçüp gidelim.
Develer yüklensin, tirkene dursun
Güldürün çanları takıp gidelim.

Karaca Yokuş’ta gübbük kuş öter
Kadavgar uyanmış dumanlar tüter
Mal melel dağılmış, tarayıp gider
Balharman’a doğru çıkıp gidelim

Günlercik yolunda karlar erimiş
Eteklerin çalba, sütlük bürümüş
Davar Akyokuş’tan almış yürümüş
Durali suyundan geçip gidelim.
(Mevlüt Çalışkan)

Bir başka kitap da Mustafa Aslan Aksungur’un “KÖROĞLU DESTANI” kitabı. Ve yine Sahil Yayınevi tarafından basılan kitabın en ilginç tarafı kitabın çift yönlü olması. Kitabın ön yüzünde Uygur Köroğlu destanı var ve büyük boy 80 sayfa. Arka yüzünde ise Anadolu Köroğlu Destanı var büyük boy 112 sayfa.

Bilindiği gibi destanlar sözlü kültür ürünleri olduğu için, halk dilinde söylene söylene değişir gelişir ve belki de bir bakıma güncellenir. Sayın Aksungur bu yaşında bıkıp usanmadan çalışarak bunları derleyip toplayıp, yazılı kültüre kazandırıyor. Ve buna benzer basılmış altı kitabı olup daha fazlası da basılmayı bekliyor.

M. Aslan Aksungur’da köy enstitüsü mezunu emekli bir öğretmen. Kitabın başında yer alan kısa özgeçmişinde şöyle diyor. 1928 yılında Taşeli Yaylalarının geçit vermez Uğurlu Köyünde doğdu. Çavdar ekmeğine dürülü, deve kavurması dürümlerini yiyerek büyüdü. Sağlam ve dayanıklı bir Orta Toros çocuğudur. Ana-baba bir 12 kardeşin altıncısı olup, üç sınıflı ilkokulu kendi köyünde, 4. sınıfı Ermenek İlçesinde, 5. sınıfı yatılı bölge ilkokulunda okudu. 1944-45 öğretim yılında Çifteler Köy Enstitüsünü bitirerek öğretmen oldu. Kitaptan bir dörtlük.

Düldül’e binmiş de yolunu bilir
Türlü çiçeklerden kokular gelir
Karanlık kabirden güneş yükselir
Zulüm seni bekler, çık gel Guroğlu!..

Aslan Beğim Pazar ola yol ola
Otağımız Çamlıbel’e kurula
Zalimlere kılıç kalkan öl ola
Deliler yol bekler, çık gel Guroğlu!..

Tanıtacağım son kitabın yazarı Mustafa Uzelli de, bir Gönen mezunu emekli öğretmen. Öğretmenlik yaptığı yıllarda, özellikle çocuk kitapları yazarak, çocuk edebiyatına katkılar sağlamış… Şiir ve nesir olarak, çocuklar ve büyükler için yazılmış, ondan fazla basılmış kitabı var. Bunlardan “HASTANE DESTANLARI” hastalar, doktorlar, hemşireler üzerine yazılmış olup, bu kitaptaki “Aşk Nedir” adlı şiirinin ilk iki dörtlüğü şöyle.

Uykulu gözleri uykudan bezdiren
Mecnun olmayanı çölde gezdiren
Şair olmayana şiir yazdıran
AŞK işte o dur, AŞK o dur.

Ferhat olmayana dağlar yardıran
Aşık olmayana sazlar çaldıran
Bazen ağlatan, bazen güldüren
AŞK işte o dur, AŞK o dur.

Şimdi de bir antolojiden söz edeceğim. “ANŞOYAD” Antalya Şair, Ozan, Ressamlar ve Yazarlar Derneği (Anşoyad) öncülüğünde hazırlanan antolojide, çoğunluğu şiir olmak üzere, resim ve nesir yazı türleri de var. Antolojiye, Antalya’dan ve ülke genelinden 47 sanatçı eserleriyle katılmış. Gelişim Sanat yayını olan antoloji 400 sayfa. Antolojiden bir dörtlük…

Kelimelerin fısıldanışı
Akmalı içime şarap gibi
Tatlı sarhoş olmalı zihnim
Yansımalı yüzüme
Ne varsa güzel bildiğim.
(Hatice Bediroğlu)

Son olarak da bir dergiden söz edeceğim. “ANTALYA SANAT” Dergisi… Aylık kültür sanat ve edebiyat dergisi… Kasımda dördüncü sayısı çıktı. Antalya tüm yurt genelinden emekli olup gelen, çok sayıda sanatçının yaşadığı, nüfusu bir milyonu aşan bir şehir. Fakat edebiyat ağırlıklı bir kültür sanat dergisi yoktu.

Gonca Aydemir ve Savaş Ünal’ın çabalarıyla Sahil Yayınevi tarafından Ağustos 2012’de ilk sayısı çıkan “Antalya Sanat” Antalya ve tüm Türkiye genelinden çok sayıda yazarın sesini duyurmasına aracı oldu. Ve bence Antalya’da çok büyük bir eksikliği doldurdu.
 

Yayın Tarihi : 7 Aralık 2012 Cuma 10:07:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?