BURDUR İLİ ANTİK KENTLERİYLE İLGİLİ BİLGİ NOTU
1. Burdur İlimizin bugünkü sınırları üzerinde, tarafıma yönlendirdiğiniz bu soruda; Tarihi sırasına göre Frigya, Likya ve Pisidia tarihi coğrafyasında yer alan antik kentler bulunmaktadır. İlimiz sınırları içerisinde Frigya coğrafyasına giren Yeşilova İlçesi, Yarışlı Gölü çevresinde Tymbrianassos antik yerleşimi bilinmektedir. M.Ö. 8-7 yüzyıllar aralığında göl içindeki yarımada üzerinde kurulu olduğunu bildiğimiz bu yer için bir eyalet kenti ya da yönetim diye adlandırmak olası değildir. Ancak yerel bir idare içinde, Orta Anadolu’nun batı kesimindeki yerel bir halk oldukları bilinmektedir. Çoğunlukla merkezi, Muğla İlinin Fethiye bölgesi ile Antalya İlinin batı bölümünü, Burdur İlinin güneybatı bölümünü içine alan Likya Antik coğrafyası kentleri Pisidya kentlerinden daha önce (M.Ö.1.yüzyıl) Romanın Asya eyaletine dahil olmuş kentlerdir. Burdur İlimizin güneybatısında bulunan Kibyra ve Boubon gibi kentlerin birlikte hareket ettiği Balbura ve Oinanda kentleri ile oluşturduğu tetrapolis sisteminin bulunduğu küçük bir coğrafi bölgeye Kibyratis Bölgesi deniliyordu. Yarı bağımsız olarak Likya Eyaletine bağımlı olmakla beraber, lokal olarak özgür davranarak daha sonradan Asya Eyaletine (Likya) bağlı kaldı. Burdur İlinin büyük bölümünde Pisidya Coğrafi bölgesi bulunmaktadır. Bu bölge Beyşehir Gölünün batısından, Burdur İlinin batı bölümüne kadar Isparta İlininde tümünü içine alarak Antalya İlinin kuzey bölümününde içinde olduğu, bu coğrafya da adına müstakil kent sikkesi bastıran 35 kentten 12 tanesinin Burdur İli sınırları içinde olması çok önemlidir. O nedenle Burdur İlinin büyük bir bölümünde Pisidya bölgesinin insanlarının yaşadığını söylemek yanlış olmaz.
2. Burdur İli sınırlarında sözünü ettiğiniz ( Arkaik, Helenistik ve Roma ) dönemlerinden kalma sayıları birkaç yüze varacak kadar çoğunlukta yerleşim yerlerinden 25’in üzerinde antik kent bulunmakta olup, diğerleri küçük köy yerleşimleridir.
Burdurda son 40 yıldan buyana yüzey araştırmaları yapılmakta olup, bugüne kadar Hacılar, Kuruçay, Höyücek Höyükleri ile Sagalassos ve Kibyra Antik kent kazıları yapılmış olup, bunlardan Sagalassos ve Kibyra kazıları devam etmektedir. Hacılar kazısı ise 50 yıl aradan sonra 2011 yılında yeniden başlayacaktır. Yüzey araştırmalarıda son 50 yıldır ilimiz sınırları içerisinde yapılmaktadır. Bu yüzey araştırmaları kentsel düzeyde olmayıp bölgesel olarak yapılmaktadır. Bütün Burdur İli sınırlarını kapsamaktadır.
3. Arkeolojik kazılar sizinde belirttiğiniz gibi, çok uzun soluklu bir çalışmadır. Arkeolojik kazılar Üniversitelerin Arkeoloji, Sanat Tarihi, Antropoloji, Eski Şark ve Klasik Filologlar tarafından ve hemen birçok uzmanlık dalını ilgilendiren uzmanlarında içinde yer aldığı bir heyet tarafından yapılmaktadır. Takdir edersiniz ki bu tür çalışmaları yapan yerli ve yabancı bilim adamlalarının mensubu bulundukları üniversitelerin ancak yaz tatilleri dönemlerinde kazı işlerine zaman ayırdıkları görülmektedir. Böyle olunca sürenin sınırlı kaldığı, bunun dışında bilim adamlarının da bizzat iştirak ettiği kazı çalışmalarının insan gücüyle olduğu bilinmektedir. İş makinesiyle yapılarak hızlandırılması halinde bilimsel veriyi kaybetmekle karşı karşıya kalınabilinir. Ülkemizde 2010 yılı içinde 120 kadar yerli ve 40 kadarı da yabancı olmak üzere her yıl 160’a yakın bir sayıda bilimsel kazılar yapılmakta olup, bunun yanında sayıları 200’e varan Müzelerimizin yaptığı kurtarma kazıları vardır. Amaç kazılar yapıldıktan sonra höyüklerde konservasyon (koruma), antik kentlerde de restorasyon (eski haline kavuşturma) işlemlerinin yapılması gerekiyor. Bu tür çalışmalar maddi olarak çok büyük paralar gerektiren uygulamalardır. Arkeoloji ile kazıların en büyük problemi maddi kaynaktır. Bu konuda maddi kaynak sağlayan tek kurum Kültür ve Turizm Bakanlığı ile az sayıda yerel yönetimlerdir.
4. Eski eser kaçakçılığı ve tahribatçılığı beklkide antik çağlardan günümüze kadar devam edegelen bir hadisedir. Kültür varlığının yasalar çerçevesinde ( 2863 Sayılı Yasa ) Devletin elinde olması gerekli bir obje olarak bilinmesine rağmen bunun dışında yasal olmayan yollarla kültür varlığı edinenler var. Bu tür varlıkları bulmaya çalışan kişiler bilmeden bilimsel veriyi tahrip etmektedir. İşin en korkunç yanı da budur. Kültür varlığına sahiplenmenin en geçerli çözümü eğitimden geçmektedir.
5. Bizim ülkemizde çoğunlukla biz insanlar, bir kültürel varlığı ziyaret etmek, ondan geçmiş ve gelecek için basitte olsa bir düşünce oluşturmak bilincine sahip değiliz. Bu kültür varlıklarına hala farklı gözle bakmaktayız. Bu yanlış olguyu eğitim yoluyla çözmeliyiz. Bir yandan da kültür varlıklarımıza gereken önemi vererek onların gezilip görülmeye değer ölçütlere getirmemiz yapılması gereken en baştaki çalışmalar olmalıdır. Bunların restorasyonlarını yaparak gezilip görülmeye değer katmalı, yeterli bilgilendirme panoları oluşturarak ziyaretçiye bilgiler sunmak gereklidir. İşte o zaman insanlar bu yerlere taş yığını gözüyle bakmaktan vazgeçecektir.
6. Ülkemiz genelinde sayıları binlerce, bölgemizde sayıları yüzlerce olan çoğunlukta höyük, Tümülüs, antik kent, nekropol, kutsal alanlar ve anıtsal nitelikte taşınmaz kültür varlıkları bulunmaktadır. Bunların büyük çoğunluğunun başında görevli personel olmadığı gibi, bu yerlerin birçoklarında gezilip görülebilecek yeterli yolu veya yön levhası dahi bulunmamaktadır. İlimiz sınırları içindeki belli başlı antik kentlerin ( Sagalassos, Kibyra, Kremna, Boubon, Balbura, Olbasa, Milias, Sia, Codrula gibi ) birçoklarının ulaşabileceği yolu ile onlara kavuşmayı sağlayabilecek yön levhaları vardır. Önümüzdeki yıllarda bu kentlerin birçoklarında yol ve çevre düzenlemesi yapılacak. Ancak, düzenli bir ziyaret için öncelikli olan bu yerlerde bilimsel düzenlemeli kazıların ve buna bağlı olarak ta restorasyonlarının yapılması gerekmektedir.
7. Burdur İlimizin geçmiş tarihini yeterli düzeyde tanıtmak ve ziyaret hizmetine açmak için başta Burdur Valiliğine ve Yerel Yönetimlerin son yıllarda yoğun çalışmaları bulunmaktadır. Bu çalışmalar kitap, broşür, gezi rehberi, tv çekimleri, web siteleri, konferanslar, tanıtım gezileri gibi birçok faaliyetler yürütülmektedir. Gelecekte Burdur İlimizin kültür ve turizm değerleri gezilip görülmeyi arzu edenler tarafından yoğunlukla ziyaret edilecektir.