MÖ 22 Temmuz 356 yılında Makedonya’da doğan Büyük İskender, MÖ 334 yılında çıktığı Asya seferinin onuncu yılında 10 Haziran 323’te Babil’de öldü. Her zamanki gibi çok alkol aldığı bir gecenin sabahında aniden ateşi yükselmiş ve 10 gün sonra da ölmüştür. Ölüm nedeni hala tıp dünyasını meşgul etmesine rağmen, kesin bir neden ortaya konulamamıştır.
İskender’in ölümü Babil’de büyük bir acı ve yasa neden olmuş, Makedonlar kadar yerli halklar da bu acıya ortak olmuştur. Persler saçlarını kazıtıp yas kıyafetleri giyerken, Darius’un annesi Sisügambis ölüm orucuna girerek yaşamına son vermiştir. En önemlisi de Yunan şehirleri hariç, hiçbir yerde ayaklanma ve ayrılma yönünde bir hareket de olmamıştır.
![]() |
İskender’in ölümü temsili resim |
Ölmeseydi Babil’de bir süre daha kalıp, imparatorluk yönetimini yeniden örgütleyip, Arabistan ve Hazar kıyılarının keşif sonuçlarına göre yeni şehirler kurarak, doğu-batı ticaretini canlandırmayı düşünüyordu. Ve bunun için Arabistan Seferinin tüm hazırlıkları tamamlanmıştı.
O zamanlar, dünyanın sularla çevrili olduğuna ve iki büyük deniz (okyanus) arasında bulunduğuna inanılıyordu. Bu yüzden Hint Okyanusunda, dünyanın Doğu kıyısına vardığını düşünen Büyük İskender’in bundan sonraki hedefi, dünyanın Batı kıyısındaki büyük denize, Atlas Okyanusuna varmak ve okyanusa kadar olan ülkeleri de ele geçirip sınırları kaldırarak, tüm dünyayı tek bir yönetim altında toplamaktı.
![]() |
Büyük İskender'in Babil'e Girişi, (Charles Le Brun, 1673). |
Fakat bu seferi Mısır, Libya, Kartaca üzerinden mi yapacak, yoksa Makedonya’ya dönüp kıta Avrupa’sı ve Akdeniz üzerinden mi yapacak bunu henüz kararlaştırmamıştı. Ama daha Asya seferinin ortalarında, Orta Asya’da Kartaca elçisini kabulünde ona, “Ordumu Kartaca’ya denizden gemilerle mi, yoksa Mısır ve Libya kıyılarından getirmem mi daha kolay olur?” diye sormuş; Fenikeli ise, “Bu Tanrıların sizi hangi yolda esirgemek istediğine bağlıdır” gibi kaçamak bir cevap vermişti.
Toplam 12 yıl sekiz ay süren hükümdarlığının on yılı Asya seferinde geçmiş olup, bu seferi tam olarak tamamlayamadan öldü. Bu yüzden başladığı iş ve tüm insanlığı ortak bir kültür ve tek bir yönetim altında toplama idealleri de yarım kaldı. Öldüğü zaman Tuna nehrinden İndus Nehrine dek uzanan çok büyük bir imparatorluk bırakmıştı.
Miras çok büyük olunca, elbette ki miras kavgaları da çok büyük oldu ve çok uzun sürdü. Fakat ani ölümü üzerine Arabistan seferi, kanallar ve yapmayı planladığı her şey iptal edildi.
Tarihçiler İskender’in planlarından hemen vazgeçilmiş olmasını, o güne dek yapılan işlerin İskender sayesinde yapıldığını, o olmasa bunların yapılamayacağını gösterdiğini belirtmektedir.
İskender M.Ö. 323 yılında Babil’de öldüğü zaman, vekâletini generallerinden Perdikkas’ a bırakmış olup, mührü de ondaydı. Babil anlaşması denilen anlaşmaya göre, İskender’in zeka özürlü üvey kardeşi Arrhidaeus ile Roksana’dan doğacak çocuğu erkek olursa hükümdar olacaktı. Perdikkas naip ve başkomutan olarak, imparatorluğun bütünlüğünü koruyacak ve ülke eskiden olduğu gibi satraplarla yönetilecekti.
Mısır Satraplığı Ptolemaios’a, Frigya Satraplığı Antigonos’a, Kapadokya Eumenes’e, Likya Nearch’a, Trakya Lysimachos’a verildi. Babil ise Perdikkas’a vekaleten Selevkos’un yönetiminde kaldı. Doğudaki satraplar da görevine devam edeceklerdi.
Fakat bir süre sonra ülke, Makedonya, Anadolu, Mısır ve Asya olmak üzere dört büyük yönetim bölgesine ayrılmış olup, buraları yöneten generaller bağımsız krallar gibiydi.
![]() |
B. İskender'in cenaze töreni. (Temsili resim) |
İskender’in cenaze töreni de sorunlara neden oldu. Makedon geleneğine göre, ölen kralın cenaze törenini varisi yönetirdi. Burada da Perdikkas’ın bu töreni naip olarak yönetmesi onun naiplikten varisliğe geçmesini kolaylaştıracağından, görev İskender’in üvey kardeşine verildi.
İskender’in Siva Vahasındaki Ammon tapınağına gömülmek istediğini bütün generalleri bilmektedir. Fakat bazı tarihçiler Mısır Satrapı Ptolemaios’un, İskender’in cenazesini Babil’den Makedonya’ya götürülürken kaçırarak, Mısır’a getirdiğini iddia ederler. Mısır’a gelirken Makedonya’ya kaçırılmak istendiğini ileri sürenler de var.
İskender kahinlere, dinlere ve tanrılara olan aşırı inancı yanında, kendisinin tanrısallığına da inanıyordu. Herakles’in soyundan geldiğini ve Mısır Firavunu olarak da tanrısallığını düşünüyordu. Bu yüzden pek çok figürde kendisini Ammon gibi koç boynuzu ve Herakles gibi aslan başlı bir postla göstermektedir. Bu durum onun Mısır ile Makedonya arasında gelip gittiğini göstermektedir.
![]() |
İskender’in Mısır’da basılan bir parada koç boynuzlu resmi |
Sonuçta cenaze ölümünden iki sene sonra Mısır’a gelebilmiştir. Çünkü muhteşem bir cenaze arabasının yapımı ve altından yapılan tahtı ile diğer ayrıntılar çok zaman aldı. Altı oklu arabayı 64 katır çekiyor, arabanın geçtiği yerlerde çan seslerini duyan halk gelip kafileye katılıyordu. Araba Şam’da Mısır Satrapı Ptolemaios’a teslim edildi.
İskender esasen Siva Vahasındaki Ammon tapınağına gömülmek istiyorduysa da, Ptolemy onu kendi çıkarlarına göre kullanmış olup, İskender’in naşı önce geçici olarak Memfis tapınağına konuldu. Birkaç yıl sonra da Ptolemaios’un İskenderiye’de yaptırdığı tapınağın altına yerleştirildi.
Altında İskender’in yattığı kubbeli kutsal türbe, Roma İmparatorları tarafından da ziyaret edilmiş olmasına rağmen, bu gün nerede olduğu bilinmemektedir.
Çok genç yaşında, Hellenstik kültürü muazzam bir alana yayarak, fethettiği beldelerde birbirine yabancı unsurların arasında anlayışı, barışı ve dil birliğini getiren bu büyük fatihin yaşamını bizlerce bilinmeyen tüm ayrıntıları ile nakletmenize minnettarız, Hocam. Bu vesile ile Yeni yılda tüm mutluluklar üzerinizde olsun dileğimi sunaraım.Teoman
Sayin Nazmi Öner yeni sene icinde mutluluk saglik dileklerimle kalin saglicakla. saygilar.
Sevgili Nazmi Hocam Merhaba
Yazilarinizi buyuk bir begeniyle ve buyuk bir ilgiyle okuyorum. Iyiki varsiniz. Size sevgi ve saygilarimi gonderiyorum. Bu arada Yeni Yilinizi Kutluyorum.Guzellikler Sizinle olsunSevgilerimle
Sayın Yaşar Ertaşl, teşekkür eder, mukabil dileklerle ben de sizin yeni yılınızı kutlarım. Ayrıca kenthaber ailesinin ve tüm okuyucularımızın yeni yılını en iyi dileklerimle kutlarım. Selam ve saygılar.