29
Nisan
2025
Salı
ANASAYFA

Kısaca Gürcistan

Türkiye’nin kuzeydoğu komşusu olan Gürcistan, Kafkas dağlarının güneyinde, Karadeniz’in Doğusunda, eski ipek yolu üzerinde, oldukça eski bir tarih ve kültüre sahip, çok güzel bir ülke.

Gürcistan’da, M.Ö. yedinci yüzyıla dek uzanan siyasi örgütlenme ve devlet geleneği, çevresindeki büyük devletlerin istilalarına ve bazen kesintilere uğramasına rağmen, yine de varlığını bir biçimde devam ettirmiş ve Kafkasların çok karmaşık etnik yapısının içinde varlığını bugüne dek sürdürebilmiş.

Roma, Bizans derken 7. yüzyılda Araplar bile gelip, Gürcistan’ı işgal etmiş. Moğol ve Timur istilalarını da atlattıktan sonra, Orta çağda büyük gelişmeler göstermiş, Gürcü tarihi altın çağını yaşamış.

Fakat bu kez de, İran ile Osmanlı arasında kalmış. Topraklarının büyük bölümü bunlar arasında paylaşılmışsa da, Gürcü Krallığı bölünmüş veya bazen çok küçülmüş de olsa, bir biçimde varlığını devam ettirmiş. Ama 1801’de Ruslar gelince, bir daha çıkmamış Ruslar ve Gürcistan’ı, Çarlık topraklarına katmış.

Tiflis kalesi

Birinci Dünya Savaşında Çarlık Rusya’sının yıkılması üzerine, 26 Mayıs 1918’de Gürcistan bağımsızlığını ilan etmişse de, Mart 1921’de kızıl ordu tarafından işgal edilerek, bağımsızlığına son verildi. 15 Sovyet cumhuriyetinden birisi olarak Sovyetler Birliğine katıldı.

Sovyetler Birliğinin dağılması üzerine, 09 Nisan 1991’de yeniden bağımsızlığını ilan eden ülkenin, Abhazya’nın bağımsızlık mücadelesi ve Osetya’nın Rusya Federasyonuna bağlanmak istemesi gibi sorunları vardır.

Gürcistan’a karşı ayaklanan bu özerk bölgelerin, Rusya tarafından desteklenmesi, zaman zaman savaşa dönüşmüş ve Gürcistan’ın Rusya karşıtı, Batı yanlısı bir politika izlemesine neden olmuştur.

Komünizmden kapitalizme geçilmesi, özerk bölgelerin ayaklanmaları, Rusya ile arasının açılması gibi pek çok sorunla çalkantılı bir dönem geçiren Gürcistan, “Gül Devrimi” olarak adlandırılan olaydan sonra daha sakin, daha güvenli ve daha özgür bir demokrasi yolunda ilerlemektedir.

Gürcistan haritası

Gürcistan Türkiye ilişkilerine gelince, ilişkilerimizin en iyi olduğu komşumuzdur diyebiliriz. Karayolu ile Sarp ve Posof’ta bulunan iki sınır kapısıyla birbirine bağlanan ülkeleri, deniz ve hava yollarından başka, Baku-Tiflis-Ceyhan boru hattı, ekonomik olarak da birbirine sıkıca bağlamıştır.

Gürcistan’ın Türkiye açısından başka bir önemi de, Azerbaycan ve öteki Türk Cumhuriyetleriyle bağlantının da bu ülke üzerinden sağlanmasıdır. Bu amaçla Baku-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattından sonra Baku-Tiflis-Kars Demiryolu projesi de bu yıl içinde bitirilerek 2012’den önce hizmete girmesi beklenmektedir.

Demiryolunun 76 km’si Türkiye’de, 29 km’si Gürcistan’da, 80 km’si Azerbaycan’da olmak üzere toplam 180 kilometre olup, maliyeti 450 milyon dolardır.

Bu projenin bir başka önemi de, İstanbul Boğazındaki Marmaray projesinin de hizmete girmesiyle, Avrupa’dan Çine dek kesintisiz demiryolu ulaşımının sağlanması, yani demir ipek yolunun faaliyete geçmesi olacaktır.

Kura Nehri

Türkiye, Gürcistan’ın dış ticaretinde de, en önemli ülke konumundadır. İthalat yaptığı ülkeler arasında Türkiye birinci sırada yer alırken, ihracat yaptığı ülkeler arasında ikinci sıradadır. Gürcistan’da inşaat, nakliyat ve hizmetler sektöründe faaliyet gösteren pek çok Türk de bulunmaktadır.

Devletler karşılıklı çıkar ve mütekabiliyet esasına göre çalışsa da, ülkelerin ve yöneticilerinin birbirini iyi tanıması, kültürlerinin yakınlığı da ilişkilerde önemli olmaktadır.

Örneğin Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili’nin Annesinin güzel Türkçe konuşması ve üniversitede Türkolog olarak çalışması, Gürcistan’ın Ankara büyükelçisi Grigol Mgaloblişvili’nin bir dönem başbakanlık yapması gibi Türk kültürüne yabancı olmayan yöneticiler ilişkilerin gelişmesinde katkı sağlamıştır diye düşünüyorum.

Gürcistan’ın hakim rengi yeşil

Gürcistan her ne kadar 70 bin kilometre kare alanı ve 4,5 milyon nüfusu ile küçük bir ülke olsa da, etnik yapısı, konuşulan diller ve dinler itibariyle çok çeşitlilik gösteren bir ülkedir.

Yuvarlaklaştırılmış yaklaşık rakamlarla etnik yapı: % 78 Gürcü, % 7 Azeri Türk, % 6 Ermeni, % 3 Oset, % 2 Abaza, % 1 Rus, % 3 Diğer milletlerden oluşmaktadır. Gürcüce resmi dil olmakla beraber, konuşulan diller de, etnik yapıdaki oranlarla aşağı yukarı aynıdır.

Dinler açısından her ne kadar % 88 Hıristiyan, % 11 Müslüman ve % 1 diğer dinler olsa da Ortodoks Hıristiyanların yanı sıra, Grogeryan ve Katolik Hıristiyan olanlar da vardır.

Ekonomisi Tarım ve hayvancılığın yanında, Sovyetler Birliği döneminde gelişmiş bir sanayisi de vardı. Fakat bu gün o fabrikaların çoğu kapalı. Karadeniz kıyılarında çay ve turunçgil üretimiyle, iç bölgelerde şeker pancarı, patates ve tütün önemli tarım ürünleridir. Bağlar ve şarapçılık da önemlidir. Yine Karadeniz kıyılarında Turizm de günden güne gelişmektedir.
 

Yayın Tarihi : 7 Aralık 2011 Çarşamba 13:48:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?