29
Nisan
2025
Salı
ANASAYFA

Kürt Açılımına Yapılan Yorumlar (6)

A-KENDİ PARTİSİNİN PENCERESİNDEN BAKANLAR

Ben Kürt Açılımına bir barış projesi olarak baktım. Halkların birbiriyle ve devlet ile aralarındaki sorunları çözeceğine, milletin birbirine ve devletine güvenini artıracağına, refah ve mutluluğumuzu sağlama ve çağı yakalama yönünde önemli kazanımlar sağlayacağına inandığım için hep destek oldum. Fakat bunu AKP taraftarlığı olarak değerlendirenler de oldu.

Burada Kürt Açılımını desteklememi, AKP taraftarlığı, PKK’nın ekmeğine yağ sürmek, bölücülük yapmak gibi görerek, eleştiren yorumların da pek çoğu, kendimi iyi anlatamamam veya geçmiş bölümlerin okunmamasından kaynaklanıyorsa da, asıl sorun: çoğunlukla okuyucunun beyninin bir yerlere şartlanmışlığı sorunudur diye düşünüyorum.

Yani bazı beyinler, bazı pencerelere şartlandırılmış olup, olaylara yalnızca şartlandığı pencereden bakmaktadır. Bu pencerelerin en önde geleni ise, kişilerin taraftarı oldukları siyasi partilerin olaylara baktığı penceredir.

Çünkü bu yaklaşım, izlediği basın ve yayın kurumlarını da belirlemektedir. Yani basın da genellikle olaylara bu pencerelerin birisinden bakmakta veya bakmak zorunda kalmaktadır. Çünkü hazır okur kitlesi bulması buna bağlıdır.

Sonuçta da yıllar yılı, doğrusuyla yanlışıyla her durumda aynı partiyi savunmanın şartlanmışlığı, olaylara aynı pencereden ve üstelik bu şartlandırılmış parti gözlüğüyle bakmayı alışkanlık haline getirdiğinden, olayların ve durumların değişmesi karşısında bunları sorgulamak yerine partinin, liderin ve onu savunan basın ve yayın gurubunun arkasından gitmek herkesin kolayına gelmektedir.

Olay şöyle gelişmektedir. İktidar partisi bir şey söylemektedir. Örneğin kuşlar tek kanatlıdır demektedir. Muhalefetin birisi hayır kuşun kanadı yoktur derken, öteki muhalefet kuşlar üç kanatlıdır demektedir.

Bundan sonrası ise, yandaş basın denilen ve dünyaya iktidar penceresinden bakan medya, kuşların tek kanatlı olduğunu ispatlamaya çalışırken muhalif medya kuşların üç ya da kanatsızlığını savunmaya çalışacaktır.

Ve tabii ki bu mücadele kıyasıya olmaktadır. Çünkü kuşun tek kanadı var diyene göre, üç kanatlılığın savunulması, ülkenin bir anda batmasına, neden olacağından, vatan hainliği yapmaktadır. Kuşların kanadı yoktur diyen ise, ülkenin bir anda yıkılıp yok olmasına yol açabilecek ölçüde hainlik içindedir.

Peki, buna kim inanır derseniz, şartlanmış beyinler bu saçmalıklara dünyanın en büyük gerçekleriymişçesine içten inanır, sahiplenir ve kıyasıya savunur. Ve bunların yüzde doksanı da maalesef, aydın, seçkin veya elit dediğimiz kesimlerden çıkmaktadır. Normal sıradan halk bunlara güler geçer. Onlar kuşların iki kanatlı olduğunu bilir.

Halk cahildir, kabadır, görgüsüzdür, bir koli kömüre oyunu satabilir diye küçümseniyorsa da, onlar sorunların ve çözümlerin kuşun kanadına bağlı olmadığını bilir.

Çözümün bilek, yürek ve beyin işi olduğunu bilir. Bir şey bilmese, doğruyu ortaya koyamasa bile, doğru bir şey ortaya geldiği zaman, gelişinden, duruşundan hemen doğru olduğunu bilir ve sahiplenir.

Gösterişten uzaktır ve mücadelesini sandıkta verir. Sandığın önemini, kendisinin o sandık sayesinde insan yerine konulduğunu çok iyi bilir ve sandığı sahiplenir, sandığa göz dikeni, sandığın dışından devleti ele geçirmeyi düşleyen darbeciyi, sandıkta cezalandırır.

Seçkin elit için en önemli değerler, cumhuriyet ve laiklik iken, halk için en önemlisi demokrasidir; yani sandıktır. Çünkü cumhuriyet ve laiklik devletle, yönetimle, yönetenle ilgili kavramlarken, demokrasi direk insanla ilgilidir. Sıradan vatandaş bunu çok iyi bilir.

Her ne kadar olaylardan uzakta bir seyirci gibi ise de, aslında çok dikkatli seyreder ve sandıkta kararını verir. TC Devletinde bugüne dek yapılan tüm genel seçimler, o günün koşulları ve siyasi partilerin programı, duruşu, davranışı dikkatle incelenirse, bütün seçimlerde halkın en doğru kararı verdiği görülecektir. Çünkü halk kuşun kanadına göre kimsenin karşıtı veya taraftarı değildir.

Oysa Kürt açılımı karşıtlarının (yazarı, aydını, okuyucusu, televizyon programcısı siyasetçisi vs.) belki de yüzde doksanı, AKP karşıtı olduğu için açılıma karşıdır. Açılımı CHP getirmiş olsaydı, eminim ki: bunların yüzde doksanı açılım taraftarı olurken bu kez AKP taraftarlarının yüzde doksanı açılım karşıtı olurdu ki; maalesef bu durum kuşun kanadından daha da vahimdir.

Peki böyle bir ortamda ülkenin sorunları nasıl çözülür, nasıl ilerleme sağlanır derseniz; doğaldır ki, bu zıtlaşmayla, birbirine karşıtlıkla olanaksızdır. Çünkü bunların ne taraftarlığı, ne de karşıtlığı, bilinçli bir karşıtlık veya taraftarlık değildir.

Çünkü doğal koşullarda bir şeye karşı olmak için, onun içeriğini görmek gerekir ki, açılım karşıtları bunun içinin boş olduğunu söylemektedir. Peki boş bir şeye nasıl karşı olunur. Eğer karşı olunacaksa, en azından “Ben Türkiye’ye barış ve istikrar getirecek açılımlara karşı çıkmam. Ama AKP’nin açılımına içi boş olduğu için karşı çıkıyorum. İçi ülkeyi bölmeyecek ve barışı sağlayacak faydalı çözüm elemanlarıyla doldurulursa elbette ki desteklerim” denilmesi gerekmez mi?

Yine pek tabii ki, açılım taraftarlıkları AKP’liliklerine dayalı, çıkarları veya sempatileriyle bu partinin peşine takılanların taraftarlığı da; CHP’ye karşı olanların, açılım taraftarlığı da: karşıtlarının, karşıtlığı gibi, boş bir taraftarlıktı. Taraftar olması gerekirdi. Çünkü kendi partisi getiriyordu. Taraftar olması gerekirdi, çünkü CHP karşı çıkıyordu.

Ve maalesef ki, ne kadar maalesef desek azdır. Yirmi birinci yüzyıl Türkiye’sinde ülkenin en üst tabakasını oluşturan kesimler içi boş bir belgenin, boş taraftarı veya boş karşıtı olarak, birbirlerine karşı kıyasıya bir mücadele vermekte ve birbirlerini, bu boş belgenin taraftarı veya karşıtı olduğu için hain ilan etmektedir.

Bence bu durum kuşların tek kanatlı veya kanatsızdır tartışması kadar bile ciddiye alınabilecek bir tartışma değildir.

Bir ülkede belli gruplarca insanların beyinlerinin parsellenip, grupların gündelik çıkarları doğrultusunda, akıla bilime meydan okurcasına yön değiştirebilmesine bundan daha güzel bir örnek olamaz. Bu durumun temel nedenlerinden birisi biat kültürü ise, birisi de beyinleri körelten, eğitim sistemimizdir.

Rıfkı IP: 88.xxx.xx.xxx Tarih : 01.10.2009 01:16:25
Kürtler Nemrud soyundandır. Tarihsel olarak, etnik olarak, folklor özellikleri olarak aralarında hiçbir zaman birlik ve beraberlik sağlayamamışlardır. Buna rağmen, yaşadıkları topluma uyanlar ve uymayanlar olarak iki kategoriye ayrılmışlardır. Uyum gösteremeyenler pkk adı altında, yüzyıllar öncesinden, ermenilere, rumlara, komunistlere, kökten dincilere sığınmışlardır. Uyum gösterenler ise, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir vatandaşı olarak aramızda, haysiyetleriyle, şerefleriyle ve de kapı komşularımız olarak hayatlarını idame ettirmektedirler. "Kürt Açılımı" olarak bir mevhum olamaz; ancak böyle bir açılım, Batı emperyalistlerinin isteği doğrultusunda -T.C'yi yıkmak için- bozguncu pkk açılımı olur.

Gökhan IP: 78.xxx.xx.xxx Tarih : 17.12.2009 23:11:58
Kürtler asimilasyona tabi tutulsalardı bugün isyan denemeleri yapıyor olmazlardı.Ne Osmanlı ne de Türkiye Cumhuriyeti asimile etme politikası gütmemişlerdir.Bugün dünyanın genelinde yaygın kullanılan dil İngilizce ise bu sömürü ve asimilasyon sonucudur.Avrupalı yapınca uygarlık oluyor,biz yapınca faşistlik ve anti demokratiklikle suçlanıyoruz.Bu ikiyüzlülük kabul edilemez. Avrupa nın kuyruğuna yapışmakla medeni olunmayacağını öğrenmeli artık bir takım zevat.

remzi kayhan IP: 88.xxx.xx.xxx Tarih : 24.04.2010 13:37:47
Yasemin Çongar, Ahmet Altan,Tarhan Erdem ve benzerlerinin fikir ve görüşlerini esas alırsak türkiyeyi geri dönülmez bir yola sokarız.MHP nin şehit cenazelerinden oy sağladığı görüşünüzde doğru değildir.

devlet yıldız IP: 212.xxx.xx.xxx Tarih : 23.01.2010 20:23:49
2003 senesinde Abdullah Gül ile Colin Powell arasında yapılan 9 başlık altındaki gizli anlaşmanın içeriğindeki maddeler bugüne kadar akp hükümeti tarafından başarı ile uygulanmıştır. Sonunun bağımsız kürdistana doğru uzandığı bu yolda, bilinçli ya da bilinçsiz olarak akp ye oy veren halk tabakası da destek vermektedir. Siz köşe yazarları da bilinçli ya da bilinçsiz bu oyuna alet olmaktasınız.

Yayın Tarihi : 10 Temmuz 2010 Cumartesi 02:27:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?