29
Nisan
2025
Salı
ANASAYFA

Kürtler Neden Bağımsız Bir Devlet Kuramadılar? (2)

2-ANLAŞMALI DEVLETLER

Fakat tüm bu saydığımız olumsuz faktörler dahi, Kürtlerin yaşadıkları coğrafyada bir devlet kuramamış olmaları için bir mazeret değildir. Çünkü bu bölgede de, tam bağımsız veya yarı bağımlı, kısa veya orta süreli devletler kurulmuştur. En yakın dönemlerde Karakoyunlular ve Akkoyunlular buna en güzel örneklerdir. Bu iki örnekte de devlet doğu Anadolu’da kurulmuş fakat kısa sürede İran yönünde genişleyerek, Kafkaslardan Umman denizine dek uzanan, Tebriz başkentli birer imparatorluğa dönüşmüştür.

Öyleyse burada sorunun asıl nedeni yalnızca bölgenin devletler açısından oluşturduğu zorluk veya kolaylıklar olmayıp, Kürtlerin sosyal yapılanması ve bunun sonucunda oluşan toplumsal özellikler de önemlidir denilebilir.

Nedir bu özellikler derseniz, öncelik ve özellikle feodal yapılanmadır denilebilir. Feodal yapılanmada, devlet yapılanmalarının başarısız kalması ne kadar etkilidir, coğrafi özellikler mi daha etkilidir, sosyal yapının rolü nedir, bunlar sosyolojik açıdan incelenebilir. Fakat sonuç olarak ortada duran tarihi gerçek, burada devletler yerine devletlerle sözleşmeler yapan feodal beylerin egemen olduğu ortadadır. Yani Kürtlerin devletleri yerine bağlı bulundukları aşiretleri veya ağaları, beyleri, şeyhleri vardır. Aşiretin anlaşma yaptığı devlet, onun da devletidir.

Kürt aşiretleriyle anlaşmak, anlaşan devletlere de büyük avantaj sağlamaktadır. Çünkü bölgeye hakim olmak zordur. Bunun yerine bölgeye hakim güçlerle anlaşarak hakim olmak, daha kolay ve akılcı bir yoldur. Yani egemen devletin, yapılan anlaşmalardan sonra, bölgenin tamamında egemenliğini sağlamak ve sürdürmek için güç kullanmak ve burada önemli bir güç bulundurmasına gerek kalmamaktadır.

Aşiret güçleri kendi yöntemleriyle iç güvenliği sağladığı gibi, komşu devletten gelecek saldırılar için de bir tampon ve karşı saldırı için güvenli bir hazırlık alanı olmaktadır. Buradaki aşiretlerden biraz vergi kaybı olsa da, vergi karşılığı çok önemli işler yaptırmaktadır. Görüldüğü gibi, aşiretler sözleşmeye sadık kaldığı sürece anlaşan devletin bir kaybı yoktur.

Örneğin 16. yüzyıl başlarında Ortadoğu’nun en önemli üç gücü vardır. Üçü de Türk devletidir. Ve bu üçü aynı zamanda dünyanın da en büyük üç devleti durumundadır. On altıncı yüzyıla Türk yüzyılı denilmesinde, sanırım bu durum da etkili olmuştur. Bunlar Anadolu ve balkanlarda Osmanlı Devleti, Mısırda Memluklular, İran’da ise Safevilerdir.

Bunların güç sıralaması da şöyle yapılabilir. Dünyada Moğolları yenebilen tek devlet olarak Memlüklüler elbette ki en büyüktür. Bu durum Suriye ve Güneydoğu Anadolu’yu elinde bulundurmasından da bellidir. Ama bu güce karşı koyabilecek, İran’da Şah İsmail’in yönetiminde yeni Safavi Türk devleti, en büyük güç olma yolunda ilerlemektedir.

Şimdi bu duruma göre, olaya Osmanlılar açısından bakacak olursak, sanırım şöyle bir tablo ortaya çıkacaktır. İznik dolaylarındaki küçücük bir beylikten, İstanbul merkezli, Anadolu ve Rumeli’de geniş topraklara sahip olan büyük ve güçlü bir imparatorluk meydana getirilmiştir. İmparatorluğun Anadolu topraklarının, İran’da çok büyük bir güç olan Safevi tehdidine karşı güvenliğinin sağlanabilmesi için Doğu Anadolu’nun Osmanlı yönetimi altına alınması gerekmektedir. Bu sağlanırsa Safeviler üzerinde Osmanlılar bir tehdit haline gelecektir.

Aynı durum Memluklular açısından da geçerli olup, Çukurova ve Güneydoğu Anadolu’ya hakim olunursa Memluk tehdidi de savuşturulduğu gibi, Suriye de alınabilirse, tüm bölge için geçerli olacak bir Osmanlı tehdidi oluşacaktır.

Ve işte her üç büyük devlet de bunun bilincinde olup, bölgeye hakim olmak için bölgenin hakim güçleriyle (feodal beylerle) yakın ilişki içindedir. Şah İsmail bu amaçla yürüttüğü başarılı askeri politikalarla pek çok Kürt aşiretini yönetimi altına almıştır. Ama Şah İsmail’in Şiilik temelinde oluşturduğu devlet, Sünni Kürt aşiretlerine ters geldiği gibi, ayrıca Şah’ın, Şii Türk aşiretlerini, Şafi Kürt aşiretlerine tercih etmesi yüzünden de, ilişkiler başarılı olamamıştır.
 

Yayın Tarihi : 26 Mayıs 2010 Çarşamba 11:13:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?