29
Nisan
2025
Salı
ANASAYFA

Kurus

Büyük Kiros, Farsça Kuroş veya Büyük Keyhüsrev olarak tanınan Kurus MÖ 576’da doğmuş, 559’da Medler’e son vererek, Pers İmparatorluğunu kurmuş ve 530 yılında da ölmüştür. Perslerin Ahameniş Hanedanından geldiği için, kurduğu İmparatorluğa Ahameniş İmparatorluğu da denir.

Kurus

Medlerin yönetimindeki Anşan’da Pers Devletini kurduktan sonra, Med Kralı dedesi Astiyag’ı yenerek, Medya ve tüm İran’ı eline geçirdi. MÖ 546 yılında Lidya Kralı Krezüz’ü (Karun’u) da yenince Anadolu’nun tamamına sahip oldu. Nihayet MÖ 539 yılında Babil Devletine de son vererek, Mezopotamya, Suriye ve Filistin’i de içine alan tüm Orta Doğu ülkelerine sahip oldu. MÖ 530 yılı sonlarında Massagetlerle yaptığı savaşta öldü.

Abbas Abat tepesinden Hemedan’ın görünüşü

İşte Ahameniş İmparatorluğu Şahı, Anşan Kralı, Medya Kralı, Babil Kralı, Sümer ve Akatların Kralı ve Dünyanın dört köşesinin kralı ünvanlarına sahip olan Kurus’un hayatı kısaca böyle. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük hükümdarlarından birisi olarak kabul edilen Kurus’un, Kur’an’da adı geçen Zülkarneyn olduğunu ileri sürenler de vardır. Ama tarihçilerin büyük bir çoğunluğu Zülkarneyn olarak Büyük İskender’i kabul etmektedir.

Onu İskender ile karşılaştırmak gerekirse, ilk bakışta İskender’in on yılda aldığı toprak, Kurus’un otuz yıllık hükümdarlığında aldığı toprakların iki katı gibi görünse de, İskender’in elde ettiği toprakların neredeyse %90’nı Perslere aitti. Kurus yeni bir devlet kurmuş ve Med, Babil ve Lidya gibi üç büyük devleti ortadan kaldırmıştı. Ayrıca Kurus’u en çok uğraştıran İskitlere İskender’in bulaşmaması da büyük bir avantajdı.

Büyük Kiros’un Bayrağı

Kurus’un fetihleri ve cengaverliğinin ötesinde bir de çok ilginç bir yaşam öyküsü var. Fakat bunları burada bir yazıya sığdırmak olanaksız. Örneğin doğumu ayrı uzun bir hikaye. Ayrıntısına girmeden kısaca söz etmem gerekirse, Yunan Mitolojisindeki, Kral Oidipus öyküsüne benziyor. Belki de Sofokles trajedisinin konusunu bu Pers efsanesinden almış da olabilir.

Kahinler Med Kralı Astiyag’a, kızı Mendane’den olacak erkek çocuğun, kendisini öldürüp tahtı ele geçireceğini söylerler. Bunun üzerine Astiyag, kızını yönetimindeki en zayıf krallıklardan Ahameniş Prensi Kambiz’le evlendirir. Çocuk doğunca da, onu öldürmesi için Saray bakanı olan Harpag’a teslim eder. Harpak Mendane’den çekindiği için çocuğu bir çobana verir.

Gençname’de Pers yazıtları (Hemedan)

Uzatmayalım, sonunda durum anlaşılınca Astiyag, Harpag’ı yemeğe davet eder ve yediği etin kendi oğlunun eti olduğunu söyler. Harpak durumu olgunlukla karşılar. Ama bundan sonra Mendane ile işbirliği yaparak, Kurus’un yanında yer alır ve Kurus bir cihan imparatoru olur.

Haziran 2011’de ilk İran gezim sırasında, öğleden sonra Hemedan’a varınca ilk işim Ekbatan’ı gezmek olmuştu. Oradan da otele geldim ve bir yağmur başladı. Bir süre otelin elektrikleri kesildi. Bir anda kendimi MÖ 576’larda buldum. Dönemin olayları kafamda uzunca ve ham bir şiir olarak canlandı. Sıkıldığınız yere kadar okuyabilirsiniz. Okumayanlara da gücenmem.

EKBATAN

Hemedan diyordum
Ekbatan diyordum
Tarihin en eski dehlizlerinden
Met Kralı Kurus’u istiyordum.
Lidya Kralı Karun’un
Ve Sart’ın hesabını soruyordum.

İşte geldim Hemedan’a
Üstelik Ekbatan da
Sanki piyangodan avanta!
Ekbatan, Hemedan’nın tam ortasında…
Mendane içimde tarifsiz bir sızı
Ekbatan kafamda bir muamma.

Şimdi köhne bir otel odasında
Bu ilk Hemedan akşamında
Karmakarışık düşünceler
Düş olup çarpışırken kafamda
Zaman çarkı tersine dönmüş
Ne denli dirensem, uğraşsam da
Sürükleyip götürüyor beni
2500 yıl öncesi
Med başkenti Ekbatan’a

Dışarıda yağmur yağıyor
Serin mi serin
Sıcak bir Haziran akşamına;
Gök gürlüyor, şimşekler çakıyor
Gece derin mi derin;
Uzanıyorum oradan
Med Kralı Astiyag’a…
Astiyag Böyle bir gecede
Ne düşünmüştür acaba?

Penceremde Medlerden kalma
Eski bir şimşek ışığı
Parçalanırken sarıdan mora
Öte yanda kapım zorlanmakta.
Işıklar kesik, yollar alt üst
Kesif bir karanlıkta
Med kıyafetleri içinde
Bir kahin odama dalmakta.

Kahin diyor ki:
Sana bir haber getirdim korkma!
Kralın kızından doğacak oğlan
Kralı öldürüp oturacak tahtına.
Bak söylüyorum bunu, bir tek sana
Sakın kimse duymasın ha…

Şaşkınlığımdan kurtulup
Alışınca Med diyarına
Ben de alaylı, bağırdım ona.
“Bunu neden söylüyorsun bana
Gelip de taa;
Milattan önce altıncı yüzyıldan
Milattan sonra 2011 Haziranına?
Ben yaşlı ve yorgun bir yolcuyum
Yağmurlu bir Hemedan akşamında
Sabah bir olsa, bir olsa sabah
Çıkacağım İsfahan yoluna.

Hah, hah, hah haa…
Yaşıyorsun ha, 2011 yılında
Bak bakalım etrafına
Yakalayıp geldim seni
2570 yıl öncesi
Kendi zamanımda
Astiyag’ın sarayına…
İster misin,
Saray bakanı yapayım da seni
Yol aç, Kurus’un krallığına.

Magi, kahinlik forsuyla
Hava atıyordu etrafımda.
Dur şunun havasını alayım diye
Dedim ki, ben de ona
Ah be kahin bozuntusu
Kendini bir şey sanma…
Mademki getirdin beni
Ekbatan sarayına
Al benden de sana bir kehanet!
Saray nazırı Harpag
Kurus’un annesi
Mendane’den korkusuna
Sahip çıkacak Kurus’a
Kral varsa da bu işin farkına
Ama Harpak varamayacak
Yediği yemeğin
Oğlunun eti olduğuna…

Bir bozum oldu seninki
Bu kadarını ben bile
Bilemiyorum daha diye
Şaşkın, şaşkın ortalarda dolaşmakta…
Nereden bilebilir
Bu adam bunları diye
Kafasını toplamaya çalışmakta.

Bilmiyor musun, akıllım
Ben 2011’den geliyorum.
2550 sene oldu
Sizin foyanız çıkalı ortaya.
Daha fazla şaşırmak istemiyorsan
Derhal beni yaşadığım zamana yolla.
Uzak değil Ekbatan Hemedan’a
Otel Stare 3-5 km. uzaklıkta.

Hemedan’da köhne bir otelin
Yağmurlu bir Haziran akşamında
Dalıp gitmişim Ekbatan rüyalarına.
Duygular karmakarışık
Düşler kaybolmuş düşüncelerde
Sanki zamanda bir yol ayrımı
Ekbatan’da gece.

Yağmur sesi, gök gürültüsü
Şimşeğin parıltısı
Sanki Medlerden kalma bir simge.
Onlar hiç yaşlanmadan
Hep tazeleyerek kendilerini
Girerler gecelerle, hep geleceğe.

Kafamda Medler, Persler
Partlar ve Sasaniler’den İslam’a
Türklerden bugünkü
İran’a uzanan bir yolda
Kiyaksar, Kurus, Darius
Melikşah ve Şah İsmail’den
Şah Abbas ve Gazneli Mahmut’a
Baba Tahir’den İbni Sina’ya
Çıkmışım tarihte
Uzun ve gizemli bir yolculuğa.

Yine Kurus ile ilgili çok ilginç bir hikaye de, Sart’ta Karun (Krezüs) ile yaşanan bir olaydır ve uzun bir hikayedir. Bir İskit kavmi olan Massaget Kraliçesi Tomris ile yaşadıkları ise hayatına mal olmuştur.

Kurus, Tomris’in oğlunu pusuya düşürüp öldürünce, Tomris öylesine öfkelenmiş ki, bazı tarihçilere göre Kurus’a “Kafatasından şarap içeceğim” demiş; bazılarına göre de, “Dünyada kana doymadın, seni kana doyuracağım” demiş, ve Kurus’un kesik başını, bir kan dağarcığının içine atmıştır vs. Bunlara hiç girmeyeceğim.
 

Yayın Tarihi : 6 Kasım 2013 Çarşamba 16:49:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ali önder IP: 212.252.66.xxx Tarih : 20.11.2013 10:12:58

 hocam,herodot tarihini çok güzel bir şekilde mısralara dökmüşsünüz.emeğinize sağlık.