29
Nisan
2025
Salı
ANASAYFA

Lefkoşa (2)

2-LEFKOŞA SOKAKLARINDA TURA DEVAM

Yemekten sonra otobüste toplanınca, Barbarlık müzesi ziyaret edildikten sonra alışveriş için Lemar’a ve oradan da havaalanına gidileceği söylendi. Oysa daha Lefkoşa’da hiçbir şey görmemiştik.

Bu yüzden ben en azından Selimiye Camisini, eski kent merkezini görmek istediğimi söyledim. Bunun üzerine bana: “Sen şimdi Girne Kapısından dosdoğru yürü. Venedik sütununu geçtikten sonra İş bankasını da geçince sola dönerek Selimiye Camisine gidebilirsin. Ve görmek istediğin eski kent merkezi de oralardır” dediler.

Ben otobüsten inip bu sokağa girince, önce aşağıda fotoğrafı bulunan Mevlevi tekkesine geldim. Dünyada en iyi korunan Mevlevi Tekkelerinden birisi olduğu söylenen bu tekke hakkındaki bilgi şöyle:

Mevlevi Tekkesi

“17. yüzyıl başlarında yapılmıştır. Fetihten sonra adaya gelen Türklerin çoğu Konyalı olduğundan Mevlana’nın hayat tarzını kabul ettirmek istemişler ve Lefkoşa’da bu tekkeyi kurmuşlardır. Zamanla ölen Mevlevi ileri gelenleri arka odalara gömülerek türbe haline getirilmiştir. Tekke şu an müze olarak kullanılmakta, Mevlevi giysileri, müzik aletleri ve etnografik malzemeler sergilenmektedir.”

Venedik sütunu çevresinde emniyet, adliye ve bazı devlet daireleri (saray önü)

Venedik Sütununun bulunduğu bu meydana Atatürk Meydanı veya Sütunlu Meydan deniliyor. Meydandaki sütunla ilgili olarak da şöyle bir bilgi var.

“Atatürk Meydanı’ndaki Venedik Sütunu (Dikilitaş) Venedikliler tarafından 1550’de dikilmiştir. Eskiden üzerinde St. Mark aslanı bulunuyordu. Osmanlılar sütunu kaldırarak Sarayönü Camisinin avlusuna koymuşlardır. İngilizler 1915 yılında, 6 m yüksekliğindeki sütunu şimdiki yerine yerleştirmişlerdir. Tek kurşuni renkte bir granit olan sütunun, Salamis’teki bir mabetten getirildiği sanılmaktadır. Sütunun alt tarafında 6 İtalyan ailesinin armaları bulunmaktadır. Sütunun üzerindeki bakır küre sonradan ilave edilmiştir.

Atatürk Meydanının batısındaki binalar (Devlet Daireleri) 1900’lerin ilk yıllarında İngiliz Koloni devrinde inşa edildiklerinden özel bir görünüme sahiptirler. Binaların doğuya bakan yönünde bir çeşme vardır. Ayrıca Kraliçe Elizabet’in 1953 yılında tahta çıkması nedeniyle inşa edilen bir platform bulunmaktadır. Üzerinde İngiltere’nin arması bulunan bu platformdan, İngiliz valisi, Kraliçe’nin tahta çıktığını ilan etmiştir” deniliyor.

Tarihi Vakıflar binası

Venedik sütununu sağa alarak caddeye dosdoğru devam edince, yolun iki tarafındaki dar sokaklarda tarihi yapılar, kentin eski merkezine doğru yol aldığımın göstergesi gibiydi. Yol boyunca karşılaştığım insanlara özellikle görmek istediğim Selimiye Camisine giden yolu sorarak ilerliyordum.

İş Bankası

Biraz sonra İş Bankası çıktı karşıma. O da tarihi bir yapı. Bankanın önünden biraz daha ilerledikten sonra, Selimiye Camisine gitmek için sola dönmem gerektiğini söylediler. Sola dönünce sanki Antalya’nın Kaleiçi’ne girmiş gibi oldum. Tarihi mekânda, küçük küçük ticarethaneler, hediyelik eşyalar vs. insanı eski bir zaman dilimine götürüyordu.

Bu tarihi mekânda birbirinden güzel ve görkemli eserlerin arasından geçerek Selimiye Camisine ulaştım.
 

Yayın Tarihi : 15 Haziran 2011 Çarşamba 12:22:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?