29
Nisan
2025
Salı
ANASAYFA

Lefkoşa (4)

4-SELİMİYE CAMİİ ÇEVRESİNDEKİ TARİHİ YAPILAR

Selimiye camii çevresi bir açık hava müzesi gibi olduğundan, bunları tam olarak gezip görüp, incelemek uzun zaman gerektirdiğinden ve benim de zamanım çok kısıtlı olduğundan bir çoğuna gidemedim. Bazıları da kapalıydı. Bu yüzden karşıma çıkanlarla yetinmek zorunda kaldım diyebilirim.

BÜYÜK HAN

Büyük Han soldaki kemerli yapı, Kumarcılar Hanı karşıda.

Selimiye camisinin çok yakınında ve eski kent merkezinin, ticarethanelerin ortasında, görkemli bir yapı olduğu kadar, Anadolu’daki Selçuklu Hanlarını da andırması nedeniyle mimarisi de gözlerimize yabancı değil.

Ta ilk çocukluk günlerimden bu yana hanlar: benim hafızamda, görkemin estetik ve sağlamlıkla birleştiği hayranlık uyandıran yapılar olarak yer etmiştir. Büyük Hanı da bu duygularla dolaştım diyebilirim.

Girişe göre sağdaki dükkanlar.

Han, 1571 Yılında Kıbrıs Venediklilerden alındıktan sonra, adaya atanan ilk Türk vali Muzaffer Paşa tarafından yaptırılmış. Mimari açıdan han, Anadolu’da Osmanlılar Döneminde kent merkezlerindeki hanların mimari özelliklerini taşımaktadır.

Giriş cephesindeki yuvarlak sütunlar üzerinde yükselen ve yarım daireyi andıran kemerlerin arasından hana girince, dikdörtgen biçimli geniş bir avluda buluyorsunuz kendinizi. Tamamı iki katlı bir yapıyla çevrili avlunun ortasında bir şadırvan var. Şadırvanın üstü mescit ve altı ise su deposu. Muhtemelen döneminde sarnıç da olabilir.

Hanın girişe göre karşıda bulunan odalarla ortada şadırvan

Tabanı taş döşeli avlunun etrafını saran iki katlı ve kemerli yapıda yolcuların konaklaması için 68 oda ve 10 tane ahır olduğu belirtiliyor. Yolcuların kaldığı odalar genellikle üst katta olup, alt katta ise ahır ve depolar bulunmaktaydı.

Bu gün ise han artık eski işlevini terk ederek, günümüze uygun işlevler yüklenmiştir. Bu gün tüm odalar ticari amaçla kullanılmakta olup, dükkânların çoğu hediyelik eşya dükkânı ve otantik lokantalar, çay ocağı vs amaçlarla kullanılmaktadır.

Hanın girişe göre solundaki odalar

Hatta lokantalarda, haftanın belli günlerinde, canlı müzik eşliğinde akşam yemeklerinin çok zevkli geçtiği söylenmektedir. Eminim ki tarihi bir mekânda akşam, yaşanan günü karartarak, nostaljiyi artıran ve geçmişle buluşmayı kolaylaştıran bir etki yapmaktadır.

KUMARCILAR HANI

Büyük Hanın çok yakınında bulunan Kumarcılar hanı fotoğrafta da görüldüğü gibi terk edilmiş durumdaydı. Bu yüzden içine girip gezme olanağı bulamadım. Ancak resmi de, özellikle mimarisi açısından çok şey ifade ediyor diye düşünüyorum.

Asma altı meydanında eski bir manastır kalıntısının üzerinde 17. yüzyılda yaptırılan hanın orijinalinde 52 odası varmış. Bu gün kaderine terk edilen han 17 yy. Osmanlı hanları kadar, bir de öncesine ait manastır özelliklerini de taşıması bakımından vazgeçilmez bir yapı olmasına karşın, yıkım tehdidi altında olduğunu üzülerek öğrendim.

Kumarcılar hanı

Ayrıca hanın son 300 yıllık Kıbrıs Türk tarihindeki yerini Ahmet Tolgay, Kıbrıs Gazetesinde şöyle dile getirmektedir.

“Kadere bakın!.. Han, Lefkoşa’nın dillere destan kültür dokusu içinde seçkin yerini alacak ve turistlerin ziyaretgâhı olabilecek yerde, şu anda serserilerin, alkoliklerin, esrarkeşlerin ve fuhuşçuların at oynattığı bir mezbelelik durumunda. Başkent adına utanç verici bir manzara…

Burayı mesken tutan karanlık kişiler yüzünden polisi aramaktan artık bıktıklarını belirten Asmaaltı ve Arasta Esnafı Derneği Başkanı Tanju Müezzinoğlu, tedirginliklerini hem yazılı ve hem de sözlü olarak Bakan Dürüst’e yansıttıklarını söylüyor… Başkan Müezzinoğlu’nun imzasıyla Bakan’a sunulan yazıda bu değerli Osmanlı eserinin restorasyon amacıyla “Zorla Mal İktisabı Yasası” altında kamulaştırılabileceği görüşüne de yer verildi…

Uç noktalarını Büyük Han, Kumarcılar Hanı ve Bedesten'in oluşturduğu tarihi üçgen, surlar içi Lefkoşa'nın tam orta yerindedir. "Şu anda Lefkoşa'nın tam orta yerinde bulunuyorsunuz" yazısını içeren levha da, zaten Bedesten'in komşusu Belediye Pazarı'nın (Bandabuliya) duvarına çakılmıştır... Büyük Han, Kumarcılar Hanı ve Bedesten üçgeni, Lefkoşa’da 300 yıldan fazla süren bir yaşam tarzının renkli ve hareketli alanını oluşturmuştu.

Bunların içinde Büyük Han, Kıbrıs'ın en gösterişli konaklama yeriydi. Kumarcılar Hanı, tabii ki kumar düşkünlerinin keyfine de hizmet eden, çeşitli eğlencenin mekânıydı. Bedesten ise Kıbrıs'ın en büyük ve en gösterişli kapalı çarşısı... Hemen yanındaki "Bandabuliya" da, zaten ilhamını Bedesten'den alan bir mimaridir. Orası, İngiliz Müstemleke Yönetimi döneminde, Bedesten'in yıpranıp devreden çıkmasından sonra, alternatif bir kapalı çarşı olarak inşa edilmişti başkentte... Ticaret yapmak amacıyla adanın çeşitli yerlerinden gelenler Büyük Han'da konaklar, Kumarcılar Hanı'nda eğlenir ve Bedesten'de alışveriş yaparlardı.

BÜYÜK HAMAM

Bu civarda ki önemli yapılardan birisi de, aşağıda fotoğrafı görülen Büyük Hamam. Bunun yapılış tarihi de yine 14. yüzyıl Lüzinyan dönemine dek uzanıyor. Bu dönemde Latin Aziz George tarafından yaptırılmış ve şimdi hala Türk hamamı olarak işlevini sürdürüyor.

Büyük Hamam

 

DİĞERLERİ:

Yukarıda da söz ettiğim gibi, Selimiye camii çevresi bir açık hava müzesi gibi. Bunlardan başlıcaları, caminin hemen çaprazındaki Taş Eserler Müzesi. Eskiden adaya gelen hacı veya seyyahların ağırlandığı bir misafirhane imiş.

Yine yakınında bulunan ve sergi salonu olarak kullanılan Haydar paşa Camii var. 14. yüzyılda St. Catherine Kilisesi olarak yapılan ve sonradan Haydar Paşa camii denilen yapıdan, Kıbrıs’ta St.Sophia’dan sonra en önemli Lüzinyan yapısı olarak bahsedilmektedir. Gotik tarzda yapılan kilisenin giriş kapılarındaki taş işçiliği ve kapı sövelerindeki Lüzinyan armaları dikkati çekmektedir.

Selimiye Camii civarındaki önemli yapılardan birisi de, şu anda etnografya müzesi olarak kullanılan Derviş Paşa Konağıdır. Konak 19. yüzyıl Türk Mimari özelliklerini taşımaktadır.

Yine Selimiye Camii’nin Güneyinde bulunan Bedesten de, Lefkoşa’nın önemli tarihi eserleri arasındadır. 12. yüzyılda Bizanslıların başlattığı yapıya, sonradan gelenler de bir şeyler ekleyip geliştirmiştir. Hıristiyanların kilise olarak kullandığı bu yapıyı Osmanlı bazı değişikliklerle bir kapalı çarşıya dönüştürmüştür.

Alışveriş merkezi Lemar

Ben Selimiye Camisi ve çevresini gezerken grubun Barbarlık Müzesi kapalı olduğundan, alışveriş için doğrudan Lemar’a gittiklerini ve hala orada olduklarını öğrendim. Sanıyorum Türkiye’de olduğu gibi Kıbrıs’ta da müzeler Pazartesi günü tatil yapıyor. Çünkü benim gezdiğim bölgedeki müzeler de kapalıydı.

Bir taksi ile Lemar’a vardım. Onlara Barbarlık Müzesini görmemekle pek bir şey kaybetmediklerini, orada göreceklerini fazlasıyla, Antalya’daki Kıbrıs Türk Derneğinin sergi salonunda görebileceklerini, Fakat Selimiye ve çevresini görmemekle çok şey kaybettiklerini söyledim. Fakat Lemar’da ÖTV’siz alışverişin keyfi, kayıpları unutturmuştu.
 

Yayın Tarihi : 24 Haziran 2011 Cuma 00:17:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?