29
Nisan
2025
Salı
ANASAYFA

Madem gidiyorsun İran’a, ne işin var Gürcistan’da?

Evet, hiç şüphesiz bu gezi İran gezisiydi. Bütün planlarım İran üzerineydi. Yıllarca hayal edilmiş ve son bir ayda da günlerce çalışılarak, adeta gün, gün; hatta saat, saat planlanmıştı.

Günlerce internette ve elime geçen tüm kaynaklarda İran’ı araştırdım. Geziye nereden başlayıp nereden döneceğimi ve her şehirde ne kadar kalacağımı ve kaldığım süre içinde nereleri dolaşacağımı, bunların ne kadar zaman alacağına kadar, tahmini hesaplamalar yapmaya çalıştım.

Planlarıma göre son güne dek, Gürbulak sınır kapısından İran’a girmeyi düşünüyordum. İran’a girince de, Tebriz’den başlayarak: Urmiye, Kirmanşah, Hemedan, Isfahan, Yezd ve Şiraz’ı gün gün planlamıştım. Bunlar kesinlikle görülüp gezilecekti.

Geziye başlamayı planladığım Tebriz

Fakat fırsat ve yeterli zaman bulursam, Şuster, Abadan ve Buşehr’i de parantez içine almıştım. Şuster’de Şuş harabelerini görecek, Buşehr’de ise, Basra körfezinde denize girecektim.

Abadan’da Dicle ile Fırat’ın birlikte Pers denizine yolculuğunu izleyecek, Saddam’ın yıktığı Hüremsehr’de savaşın vahşetini resimleyecek ve buradan günübirlik bir gemi yolculuğu ile Irak’ın ikinci büyük kenti olan Basra’da sabahtan akşama yürüyecektim.

Fakat zamanın yetersizliği nedeniyle parantez içine aldığım bu kentler, maalesef parantezi açamadığımdan yine parantez içinde kaldılar.

Gerçi bunları görebilmek için, Tahran’a ayırmış olduğum zamanı burada kullanmayı bile düşündüm. Çünkü Tahran 100-150 senelik yeni bir şehir olduğundan görülecek fazla bir şey yoktu. Fakat yolda geçecek süreleri de dikkate aldığımız zaman, bu şehirleri gezmek için en azından bir haftalık zaman gerekiyordu.

Ekbatan’da bir mezar.

Oysa benim toplam yedi günüm kalmıştı. Bunun iki gününü Kum, üç gününü Tahran, iki gününü de Kazvin’e ayırmıştım. Bu yüzden mutlaka gezmeyi planladığım, Horasan bölgesinde Meşhet, Gilan eyaletinde Reşt’de iptal oldu. Bu arada Hazarın Güney kıyılarında, Gülistan ve Mazenderan eyaletlerinin de en azından içinden araba ile geçmek istiyordum.

Yani bir ayda 20 kadar şehir planlamıştım, 40 günde 13 şehir gezebildim. Planlarıma göre dönüşte Hazarın Güneyinden Azerbaycan’a girecek ve oradan da Gürcistan yoluyla Karadeniz üzerinden Antalya’ya dönecektim.

Fakat yola çıkmadan iki gün önce Erzurum arabalarından bilet almak için otobüs yazıhanelerini dolaşınca, Erzurum’dan İran’a otobüs seferlerinin başlamadığını öğrendim. Erzurum veya Ağrı’ya giderek, oradan otobüs, minibüs ne denk gelirse onunla Gürbulak sınır kapısına gitmem gerekiyordu.

Isfahan’da hayvanların doğal ortamında yaşadığı, üstü ağla örtülü parendigah.

Ertesi gün Ağrı’ya mı gideyim, Doğu Beyazıt’a mı, yoksa Erzurum daha mı güvenli diye araştırırken, her gün Antalya’dan Baku’ya araba kalktığını öğrendim. Adam, Doğuda yollar güvenli olmadığı için herkes İran’a Karadeniz yoluyla gidiyor dedi.

Bu bilgiler doğrultusunda planımı tersinden uygularım düşüncesiyle, ertesi gün kalkacak arabadan biletimi aldım. Hiç aktarılmadan ve güvenli bölgeden Tiflis’e kadar gidebilecektim.

Böylece bizim İran gezisi bir anda Gürcistan’a yönelse de, aslında ağırlık yine İran’da olacaktı. Bu arada Kafkasları görmek de artı bir kazançtı.

Yezd’de Zerdüştler tarafından halen kullanılan bir ateşgede.

Çünkü Kafkaslar ve Balkanlar, Anadolu ve Önasya tarihinin belirleyicisi olmuştur. Bölgeye gelen kavimler bu kapılardan girmiş ve Ortadoğu kültür uygarlığının oluşumunda katalizör işlevi üstlenmiştir. Onun için Balkanlar ve Kafkaslar, gezmek istediğim öncelikli yerler içindeydi.

Bu yüzden geziye İran yerine Gürcistan’dan başlamak, heyecanım ve konsantrasyonum üzerinde olumsuz hiçbir etki yaratmadığı gibi, takviye ettiğini bile söyleyebilirim.

Fakat yolun başında her ne kadar, İran gezisini tersinden başlatırım diye düşündüysem de, Baku’da fikir değiştirip, önceden planladığım gibi gezimi yine Tebriz’den başlattım.

Şiraz’da Sufi sarığı gibi Hafız’ın Kabri.

Çünkü eğer bir aylık zaman yetersiz gelirse, hazar kıyıları ve Horasanı iptal etmek daha mantıklıydı. Çünkü burada mutlaka görülmesi gereken tek şehir Meşhet idi. Tebriz tarafında ise mutlaka görmem gerekir dediğim sekiz şehir vardı.

İyi ki de böyle yapmışım. Çünkü bütün iptallerime rağmen, kısaltılmış turda bile, özellikle Tahran’dan iki gün kısmak zorunda kaldım. Fakat tüm kısıtlamalara rağmen, ilk planlamalarımda yer alan Erak, Meşhet, Reşt, Erdebil ve Zencan’a da zaman ayıramadım.

Ama ne var ki bunlar bir kayıp gibi görünse de, öte yandan bunların yerine Gürcistan ve Azerbaycan’a fazladan ayırdığım yedi gün, bu ülkeler ve Kafkasya coğrafyası hakkında bir fikir edinmemi sağladığı için kararlarımdan pişman değilim.
 

Yayın Tarihi : 22 Kasım 2011 Salı 11:22:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Mustafa Akça IP: 94.120.253.xxx Tarih : 2.12.2011 01:00:06

 Nazmi Bey, geziniz boyunca çaktiğiniz resimleri ve anılarınızı, yorumlarınızı da bekliyoruz..


yasar ertas IP: 94.135.148.xxx Tarih : 24.11.2011 16:12:56

sayin, Nazmi Öner Resimler ile anlatis izah edisinize tesekkürler. Bir iki sahsi konulara deginmek  icimden geldi. "özür"40 gün diye gezinize sinir koymussunuz. Acaba izininizmi  o kadar "öyle ise" Avrupada izinler bir standartdadir yas  ve is yerinde calisma zamani ile ilgilidir. Buna ragmen en cok 6 haftadir Böyle bir standart  memleketime geldiyse sevinmek istiyorum Ben 35 senedir yurt disinda yasiyorum.Ondan  soruyorum. 40 gün izin zamani tüm oralari gezmek bir maddiyat isidir. Egerki bu geziyi kendi sartlarinizla yapabilyorsaniz. memleketimin sartlari iyilesmis görüyor. Bundanda gurur duymak istiyorum. Sadece ve sadece is icabi gidiyor geziyor ve bizleride oralara kadar gitmis görmüs kadarda aydinlatici bilgilendirici is yaptiginiz icin sag olun diyorum Egerki is vereniniz tarafindan Böyle is icin yurt disina yanindaki kisileri cikaran yollayan patronlarada ayrica tesekkür etmek istiyorum Sizede ayriyetten yine  tesekkür ederim.