29
Nisan
2025
Salı
ANASAYFA

Nobel’den Sonra Guinnes

Son yıllarda ülkemizde kitap okuma oranları iyice düşmüş olsa da, kitap yazma konusunda belirgin bir artış olduğu gözlenmektedir. Okuyucusunun hazır olduğu düşünülerek, yayınevleri tarafından yayınlanan itapların yanında, kendi olanaklarıyla kitap bastıran yazar sayısı da az değildir. Fakat asıl büyük gurubu, kitaplaşmamış yazılar oluşturmaktadır.

Kitap okuyucusundan umudu kesen yazarlar, medyaya yönelerek, düşüncelerini dergi, gazete gibi basılı medyada, ya da internet medyasındaki bloglarda ve çok değişik sitelerde yayınlamaktadır.

Pek çok eleştirmen, özellikle internet medyasındaki bu bolluğun kaliteyi düşürerek, edebiyat ve sanatı geri götüreceğini düşünse de, ben önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, bunları edebiyatımızdaki önemli gelişmeler olarak görüyorum.

Çünkü “Apalamadan yürünmez” der atalarımız. Ve ayrıca bir ülkede sporla uğraşan insan sayısı ne kadar çoksa, o kadar iyi sporcuların çıkma olasılığının bulunması gibi, ne kadar çok insan edebiyat ve sanatla uğraşıyorsa, o kadar iyi edebiyat ve sanatçı çıkma olasılığını düşünmek de, yanlış olmaz sanıyorum.

Nitekim edebiyatımızda, XX. Yüzyılın son çeyreğinde atak yapan bu gelişmeler, XXI. Yüzyılın başında dünyanın en prestijli edebiyat ödülü olan Nobel Ödülüne dek ulaştı. Bunun dışında dünya çapında pek çok ödül alan edebiyat ve sanatçılarımızın yanı sıra, bunları almayı hak etmiş yeterlikte de pek çok edebiyat ve sanatçımızın varlığını da biliyoruz.

Fakat bu kez edebiyatımız adına çok daha farklı bir durumla karşı karşıyayız. Bu kez ödül değil rekor istiyoruz. Edebiyatımızı Guinnes Rekorlar Kitabına sokmak istiyoruz.

Prof. Dr. İsa Kayacan

Bu nasıl olacak derseniz, Prof. Dr. İsa Kayacan’ın başvurursu ve tabii ki bunun kabul edilmesiyle olacak. Sayın Kayacan’ın şimdi bu başvurunun hazırlıklarıyla uğraştığı haberini aldığım için, ben de bu yazıyı kaleme almak ihtiyacı hissettim.

Türk yazın ve yayın hayatında çalışkanlığı ve üretkenliği ile tanınan Sayın Kayacan’ın kendi çalışmalarının dışında, özellikle yerel basın ile yerel sanat ve edebiyat derneklerinin çalışmalarında yaptığı öncülük, gerçekten takdire şayandır. En amatöründen en profesyoneline dek çağrılan her toplantıya katılarak katkı sağlamaya çalışır.

“Guinnes’e başvuracak kadar çalışması var mıdır” derseniz, bunları burada bir yazıda anlatmak olanaksızdır. Yayınlanmış kitaplarının sayısı sanıyorum 140’lar civarında. Fakat asıl rekorları ise Anadolu basınında.

Örneğin sadece 2009 yılı içinde, 52 ayrı yayın organında 4184 yazıyla okuyucu karşısına çıkmış. Ankara’da, 24 Saat Gazetesinde 301 yazı; Belde Gazetesinde 356, Anayurt Gazetesinde 155, Yarın gazetesinde 315, Olay gazetesinde 293, Sonsöz Gazetesinde 344, Gündem Gazetesinde 303 yazı yazmış.

Burdur’da: Burdur Gazetesinde 216, Yenigün’de 267, Burdurlunun Sesi Gazetesinde 152 yazı yazarken Burdur’un ilçelerini de ihmal etmeyerek, Bucak Ses Gazetesinde 50, Bucak Oğuzeli Gazetesinde 88, Tefenni’nin sesi gazetesinde 46, Gölhisar’ın Pınar Gazetesinde 42 yazı yazmış.

İsa Kayacan beşinci Akdeniz şairler toplantısında.

İsa Kayacan Burdurlu ve Ankara’da oturuyor. Bu yüzden bu yazılanları doğal karşılayabilirsiniz. Fakat olay bu iki il ile sınırlı değil. Anadolu’nun hemen her yerindeki yerel basınla yakından ilgili olup, Gaziantep Zafer Gazetesinden Van Postası’na, Aydın’ın Şafak Gazetesinden, Yozgat Gazetesine, Zümrüt Rize Gazetesine, Keşan’dan Bayburt’a; Fethiye’den Sorgun’a tüm yerel gazetelerde ve pek çok dergide yüzlerce yazısı yayınlanmış.

Anadolu ve Trakya Basınının Fahri hemşerisi ilan edilen İsa Kayacan’ın bazı yazıları da, yurtdışındaki dergilerden yayınlanmış olup, Bulgaristan’da Tuna Boyu Dergisi, Bağdat’ta Kardeşlik dergisi, Baku’de Folklor Etnografya Dergisi, Kerkük’te Işık Dergisi bunlardan bazılarıdır.

Ne dersiniz, Nobel’den sonra İsa Kayacan’la, Guinnes’e de ulaşabilecek miyiz?
 

Yayın Tarihi : 16 Mart 2011 Çarşamba 11:14:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?