29
Nisan
2025
Salı
ANASAYFA

Sart Antik kent Üzerine (1)

1-CİMNAZYUM (Gymnasium)

İzmir ve çevresinde bir geziyi planlarken, asıl görmek ve incelemek istediğim yer, Sart harabeleriydi. Bunun için 1976-77 yıllarında Giresun Karabulduk. Ortaokulunda beraber çalıştığımız arkadaşım Cumhur Şayhan’ı aradım. Cumhur Turgutlu’da oturuyordu ve o gün erik toplatıyormuş. Bu vesile ile Turgutlu’nun Gediz yönünde, iki km. kadar dışındaki erik bahçelerini de görme olanağı buldum.

Her ne kadar Gediz Ovası Çekirdeksiz üzümü ile meşhur olsa da, bu bölgede her tarafta erik bahçeleri vardı. Meğer Turgutlu Türkiye’nin en önemli birkaç yeşil erik üretim merkezinden birisiymiş.

Erik toplayan kadınlar saat beşte işi bırakınca biz de doğruca Sart’a gittik. Bilindiği gibi Sart: MÖ 700-550 yılları arasında en parlak dönemini yaşamış olan Lidya Uygarlığının merkezi idi.

Gediz ve Küçük Menderes vadileri üzerinde kurulan Lidya devleti: doğuda Frigya, Batıda İyonya, kuzeyde Misya ve Güneyde de Kayra ile çevriliydi. Sart, tam da bu bölgenin ortasında, yani Gediz ve Menderes vadilerini birbirinden ayıran Bozdağların Kuzey yamacındaydı. Dünyanın en zengin adamı Krezüs’ün (Karun’un) altın imalathaneleri buradaydı. Ve Anadolu Pers egemenliğine geçtiği zaman da, Persler Sart’ı, Anadolu satraplığının merkezi yapmışlardı.

Sart antik kenti, Akropol ve Nekropol tepelerinin arasıyla, Akropolün kuzey eteklerinde geniş bir alana yayılıyordu. Hepsini bir anda gezmek olanaksız gibiydi. Bu yüzden dört bölüm halinde gezmeyi planladım. Cimnezyum, Timülüsler, Akropol ve Sart Çayının Batısındaki alanlarla Artemis Tapınağı.

Bunlardan Sart antik kentine ait kalıntıların en sağlam ve görkemli şekliyle ayakta kalanı, ulaşımı ve ziyareti en kolay olanı cimnezyum kompleksi olduğundan, gezmeye buradan başladım.

Eski Yunanda etrafı revaklı avlularla çevrili, oldukça geniş spor alanları bulunan büyük ve görkemli binalardır cinezyumlar. Her ne kadar cimnezyum deyince ilk akla gelen spor olsa da, buralar bir kent için gerekli tüm sosyal tesislerin bulunduğu bir kompleks durumundadır. Toplantı ve konferans salonları, hamam, tapınak, kütüphane, bilimsel çalışmaların yapılacağı alan ve ortamlar gibi. Yani cimnezyumlar, bedensel olduğu kadar toplumsal eğitimin, eğlence ve bilimin, dinlenme, sağlık ve temizliğin de merkezi durumundadır.

İlk çağlarda önemli kentlerin pek çoğunun bir akropol, bir agora, bir tiyatro gibi bir de cimnezyumu bulunmaktaydı. Hatta Atina’nın surların dışında üç tane cimnezyumu bulunuyordu.

Sart’ın da eskiden beri bir cimnezyumu olup, şu anda türünün en sağlam ve en güzel örneklerinden birisi olarak tüm görkemiyle adeta, zamana meydan okumaktadır denilebilir. İşte bu görkemli Cimneyum kompleksine Güneydeki Roma caddesinden girince, caddenin sağında eski Ankara asfaltı yer alırken, solda Bizans dükkanları cadde boyunca birbirine bitişik biçimde cimnezyumun güneyinde sıralanıyordu. Kapıları caddeye açılan bu dükkânlarda sanırım, lokanta ve ticarethanelerin yanı sıra, çömlek, ayakkabı, silah, boya ve cam işleri yapan imalathaneler bulunmaktaydı.

Cimnezyum ve Sinagog (resim manisabilişim.org’dan alınmıştır.)
 

Bu cimnezyum görünen haliyle MÖ. Romalılar tarafından birinci yüzyılda yaptırılan ve depremlerle yıkıldıkça onarılıp yenilenerek gelen; Bizans eklentileriyle devam eden bir kompleks olarak görülmektedir. Geç Roma Dönemi eseri olan bu yapıya Roma Döneminde en son şeklini İmparator Septimius Severus (193-211) vermiş olup, kompleksi eşi Julia Domna ile oğulları Carakalla ve Geta’ya adanmıştır.

Fakat Roma caddesinin altındaki eski Lidya dönemine ait Sart Caddesi MÖ 6 ve 7. yüzyıllara dek uzanmaktadır. Bu cadde 18,5 metre genişliğindeki Roma caddesinin iki metre kadar altında kalmaktadır.

Yani mevcut cimnezyum Roma dönemine ait olmakla beraber, burada benzer yapı ve tesislerin daha önceki dönemlerde de bulunduğu, Lidya, Pers ve Helenistik Dönemlerde de işlevini sürdürdüğü anlaşılmaktadır.

Dükkanların kuzeyine bitişik cimnezyum kompleksinin Batı ucu, hamam bölümündeki havuzun Batı duvarına dek tamamen yıkılmış olup, üstü de toprak ve molozlarla kaplı olduğundan, bu harabe yığınının altından nelerin çıkacağı merak konusudur. Havuz ise doğusundaki yüksek ana yapı (Mermerli Avlu) ile Batısındaki eyvanlı, sur gibi kalın duvarların arasında uzanmaktadır.

Büyük ve yüksek ana yapı doğuya, spor etkinliklerinin yapıldığı yaklaşık bir futbol sahası büyüklüğündeki alana (palestraya) bakmaktadır. Bu oldukça sağlam ve görkemli yapıya mermerli avlu denilmektedir. Palestranın güneyinde, Bizans Dükkanlarının sonunda sinegog olup, doğu ve kuzeyini ise bir stadyumun yükselen oturma yerlerini andıran bir yükselti ve sütunlar çevrelemektedir.

Palestradan Akropolün görünüşü ve arkasında Bozdağlar.

Sinagog (havra) bilindiği gibi Musevilerin ibadet yeridir. Bu denli büyük ve özenli bir yapının varlığı, Milattan önce ve Miladı izleyen yüzyıllarda Sart’ta yerel tanrılar kadar, tek tanrılı dinlerden Museviliğin de yaygın olduğunu göstermektedir.

Sinagogun ilk yapım tarihi M.Ö. dördüncü yüzyıla dek uzanmakta olup, MS. 17 yılındaki depremde yıkıldıktan sonra, birinci yüzyıl içinde tekrar inşa edildiği anlaşılmaktadır. Batıda mermer havuz ve onu çevreleyen sütunların bulunduğu giriş avlusundan asıl ibadet bölümüne geçilmektedir. Uzunluğu 65 metreyi bulan sinagog 1000 kişi kapasitesiyle, döneminde dünyanın en büyük sinagogu olup, M.S.3. yüzyıla ait mozaikler özellikle tabanda geniş bir yer tutmaktadır.
 

Yayın Tarihi : 14 Ağustos 2010 Cumartesi 02:19:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
nilufer sayhan IP: 78.171.254.xxx Tarih : 15.08.2010 01:30:43

yazınız Sart gibi degerli ama yeterince degeri bilinmeyen bir antik kente dikkat çekmeyi başaracaktır.Buna bir nemze katkımız olmasından gurur duyduk. Teşekkürler başarılarınızın sürmesini dileriz.


yasar ertas IP: 94.101.46.xxx Tarih : 14.08.2010 20:26:10

Baslikla ilgili kelimeye kafam takildi  Cimnazyum (gymnasium)  Almancada lise"nin adi bu kelime ile ifade edilmektedir   Y harfi i okunur s harfi z okunur O zaman Gymnasium  gimnazyum diye okunur  tabiki bu kelime belkide oralardan gelmis olabilir arastirp ögrenmek gerek Erik toplayan kadinlar saat 17-00 de  isi birakmislar  ne kadar güzel hava kararana kadar calistirilmiyorlar eriklerin sahibine teprikler tesekkürler ama sadece kadinlar mi calisiyor adamlar nerde yoksa al papazi ver kizi kahvede oynuyorlarmi  öyleyse cok ayip  öyle degilde baska bir is icin ailelerine katkidalar ise onlardan özür islerinde basarilar temenni ederim