6-AGORA, RAFİNERİ VE DARPHANE
Yeri tam olarak bilinmese ve net olarak ortaya çıkarılamamış olsa da, Sart’da oldukça büyük bir ticaret merkezi işlevini yerine getiren ve çok canlı bir agorasının varlığı pek çok kaynakta belirtilmektedir.
Hem yerli ürünlerin ve hem de uzak ülkelerden gelen ticari ürünlerin pazarlandığı ve pek çok yerli ve yabancı tüccarın yıl boyu mal alıp satmak için dolandığı bu pazarda, meyhaneler, konaklama yerleri ve eğlence yerleri de bulunmaktaydı. Süt yoğurt peynir pazarı, balık pazarı, esir pazarı, meyve sebze pazarı, kuyumcu ve takı imalatçıları, seramik eşya imalatçıları ve daha niceleri bu pazarda (Agorada) mevcuttu.
Agoranın yeri tam olarak saptanamamış olsa da Eski İzmir-Ankara yolundan başlayarak, Paktolos (Sart) Çayının doğusundan Tapınağa kadar uzanan alanları kapladığı düşünülmektedir. Zaten bu alanın ortalarında Krezüs’ün altın rafinerisi ve darphanenin kalıntıları mevcuttur. Kalıntılar Köy yerleşimi ile çay arasında ve çayın kıyısındadır.
![]() |
Rafineri bölgesindeki Agora kalıntıları. |
Fakat Herodot, Sart Agorasından söz ederken, içinden Paktolos çayının aktığı bir agora olarak anlatır. Yani kent surları çayın doğu kıyısından başladığı ve agoranın surların içinde kaldığı varsayımı ile çayın doğusunda kabul edilen agoranın, Herodot’a göre çayın iki yakasına da dağıldığı söylemi çelişmektedir. Aslında çayın batı yakasında, sur dışı yerleşim kalıntılarının olması bu durumu doğrulayabileceği gibi, Persler döneminde Agora batıya doğru genişlemiş de olabilir. Ya da çayın yatağı sonradan değişmiş de olabilir.
Sonuç olarak agoranın yeri büyük ölçüde bilinmekte ve agoranın en önemli yeri veya kalbi diyebileceğimiz, altın üretim merkeziyle para basım tesislerinin temelleri kazılarda bulunmuş olup, agoranın diğer bölümlerinin kazılarla ortaya çıkarılabileceği düşünülmektedir.
Lidyalıların dünya kültür uygarlığına en büyük katkıları parayı icat ederek, ticarette çok büyük bir kolaylık sağlamaları ve bu yüzden ticaretin bundan sonraki dönemlerde en önemli ekonomik etkinlik haline gelmesidir.
Bu durumun en önemli nedeni, Sart Çayının (Paktolos Irmağının) getirdiği alüvyonlar arasında, altın ve gümüş gibi maden kırıntılarının da bulunduğunun fark edilerek, bunların işletmeye alınması ve bunlardan para basılmasıdır. Elektron adı verilen ilk paralar altın gümüş karışımı iken Krezüs devrinde altın ve gümüş birbirinden ayrılarak, altın paralar ve gümüş paralar ayrı ayrı basılmış ve basım tekniği de gelişmiştir.
![]() |
Rafineride altının ayrıştırıldığı masa biçimli kalıntılar. Çayın batısında köy evleri. |
Ovalarından bal, derelerinden altın akan Sart’ın ve hükümdarı Krezüs’ün zenginliğinin kaynağını, dokunduğu her şeyi altına çeviren, efsanevi Frigya Kıralı Midas’ın, Sart Çayında yıkanarak altının lanetinden kurtulabildiğine dayandıranlar varsa da, Bozdağların kuzey eteklerinde değerli madenlerin varlığı, bugün artık efsane değil bir gerçektir. Aşağıdaki alıntı bunu kanıtlamaktadır.
2008 yılında basında yer alan bazı haberlerde, Ahmetli-Salihli arasında, özellikle de Mersindere çevresinde İhlas Madencilik tarafından bir altın işletmesi kurulmasının tasarlandığı belirtiliyordu.
Habere göre, maden arama çalışmalarını sürdüren İhlas Madencilik, tarihte parayı bulan ilk uygarlık olan Lidyalıların başkenti Sart'ı da kapsayan alanda çok zengin bir rezerv tespit etti. 420 hektarlık maden sahasının sadece yüzde 10'luk kısmı olan 45 hektarında sondaj çalışmalarına devam eden şirket, o güne kadar saptadığı rezervin 4,5 milyar dolar değerinde olduğunu duyuruyordu.
İhlas Madencilik yetkilileri, çalışmalarda siyanür dahil olmak üzere hiçbir kimyasal madde kullanılmayacağına dikkat çekiyordu. Düzenlenen basın toplantısında, bölgede altın, gümüş, bakır, çinko, magnezyum, titanyum, zirkon, kuartz madenlerinin çıkarılacağı ve 2009'da ülke ekonomisine katkı sağlamaya başlanacağı belirtiliyordu. Bölgede 5 bin 700 metrelik sondaj çalışması yaptıklarını söyleyen yetkililer, açılan bölgede 111 milyon 540 tonluk rezerv bulunduğunu belirtip, “Şu ana kadar tespit edilen kaynakların 21 tonu altın, 452 tonu gümüş, 644 bin tonu titanyum, 24 bin 500 tonu zirkonyum' diyordu.
Yukarıdaki alıntıdan da anlaşılabileceği gibi bölgenin madenler bakımından, özellikle de doğada az bulunduğu için çok kıymetli olan altın gümüş gibi madenler açısından zengin olduğu bu gün bilimsel verilerle de saptanmıştır. Lidyalılar ise bunu günümüzden 2600 sene önce keşfetmiş ve buna dayalı bir uygarlık yaratmıştır.
Yine Sart’ta yaptığım gözlemler sırasında, çayın Batı yamacında, Negropol Tepesinin Kuzey Doğusunda ve çaydan yaklaşık 100-150 metre kadar yükseklikte bir şantiye vardı. Belki de bu şantiyede Midas ve Krezüs’ün altın yüzünden uğradıkları lanete aldırmadan, insanlar altın aramaya veya çıkarmaya devam ediyordu.