2-MALGASTARA YOLUNDA DİLEKTAŞI
Sagalassos antik kentinin egemenlik alanında bir köy veya kasaba olan Malgastara, Helen ve Roma dönemlerinde gelişerek en parlak günlerini yaşayan bir antik kent olmalı diye düşünüyorum. Lengüme Köyü sınırları içinde kalan kent, birbirinden farklı üç ayrı bölümden oluşmaktadır.
Bu günkü Günalan (Lengüme) Köyünün Kuzeyinde ve Kuzey Batısında, oldukça geniş dalgalı düzlükler yer almaktadır. Kuzeyde Burdur Gölüne, Batıda Üniversite kampusuna doğru uzanan platonun sonunda, Burdur ve göl çukurda kaldığından direk ilerideki Söğüt dağları görünmekte ve bu manzara insanda bir sonsuzluk hissi yaratmaktadır.
![]() |
Malgastara’dan Batıya ve Kuzeye uzanan plato. Sağda Serençay vadisi. Karşıdaki silik dağlar, Burdur Gölünün ötesindeki Söğüt Dağları. |
Malgastra antik kenti, işte bu köyün kuzeyindeki Serençay Vadisi ile Kuzeydoğusundaki Çıngıraklı Tepe ve bunların arasındaki Karanlık Dere Kanyonunda bulunmaktadır. Fakat Serençay Kanyonundaki mağara evlerle, Günalan Nekropolü arasında, tahminen beş kilometreyi aşan bir mesafe olduğundan, ikisinin ayrı yerleşimler olarak ele alınmasının daha doğru olacağını düşünüyorum.
![]() |
Serençay kalıntıları |
Hatta uzaklığın ötesinde, bunlardan biri yerin üstünde, öteki ise yeraltında mağaralarda kurulmuş şehirler olarak da birbirinden çok farklıdır. Her ikisinin de ortak özelliği ise, ayakta kalan kalıntılarının kaçak kazılarla yağmalanmasıdır.
Bir de tepedeki kalıntıların çoğunlukla mezar amaçlı yapılan eserler olmasıdır. Bu yüzden Burdur kültür envanterinde bu kent “Günalan Nekropolü” (mezarlığı) olarak geçmektedir.
Aradaki Karanlık Dere Kanyonunun ise, yine mağara evler bulunmakla birlikte, daha çok tapınım amaçlı kullanılan kutsal bir alan olduğu düşünülmektedir.
Nekropole çıkmak için, köyün kuzeyine doğru akan ve Burdur Gölüne dökülen Eskiyere çayı (Seren Çayı) izleyerek biraz kuzeye gittikten sonra, sağa döndük. Çünkü yol buradan, köyün Kuzey doğusundaki, harabe kalıntılarının bulunduğu Çıngıraklı (Pencereli) mevkiine gidiyordu.
Harabelere dönen yolun başında, büyük bir blok halindeki, aşağıdaki fotoğrafta görülen dilek taşı var. Görüldüğü gibi taşın sağında, normal bir insanın içinden rahatlıkla geçebileceği bir delik bulunuyor.
![]() |
Dilek Taşı |
Uzun süre iyileşmeyen bir hastalığa yakalanan veya gelişmeyen çocuklar yıkanıp temizlendikten sonra, bu taşın deliğinden geçirilerek, hastalıklarının iyileşmesi, sağlıklı biçimde normal bir gelişme göstermeleri için dilekte bulunuluyormuş.
Malgastralılar da bu taşı bu amaçla kullanmışlar mıdır bilmiyoruz, ama bu gün bu amaçla kullanılıyormuş. Zaten taşın dibine atılmış, çocuğun gelişmesini engelleyen, fotoğraftaki eski çamaşır atıkları da bunu kanıtlıyor.
(Devam edecek)