3-ÇINGIRAKLI TEPE KALINTILARI
Malgastra antik kentine ait kalıntılar, Çıngıraklı tepenin Güney ve Güneybatı yamaçlarıyla, tepede bulunmaktadır.
![]() |
Kaya mezarı ve rehberimiz Rafet Şimşek |
Harabelerin bulunduğu dağın Batı yamaçları derin vadilerle oyulmuş olup sarp ve dik olduğundan, eğimin daha az olduğu Güney yamaca geçerken, Rafet yukarıdaki kaya mezarını gösterdi.
![]() |
Kayanın içindeki mezar odası. |
Bu girişin içinde, yukarıdaki resimde de görüldüğü gibi geniş sayılabilecek bir oda vardı. Ortasında da içi toprakla dolu bir çukur. Burada oda duvarları ve çukurun, ana kayanın çok düzgün biçimde oyulmasıyla sağlandığı görülüyor.
![]() |
Pencereli denilen kaya mezarları. |
Halkımız bir şeyi anlatma ve adlandırma konusunda gerçekten eşsiz bir yeteneğe sahiptir. Antalya’da alt geçitler yapıldığı zaman, halkın bunlara battı-çıktı demesi ilk kez bu yönde dikkatimi çekmişti. Fakat sonradan düşününce bunun pek çok örneği olduğunu gördüm. Burada yukarıdaki kayaya oyulmuş üç kaya mezarı da gerçekten tam birer pencere gibi göründüğünden, halk bu kayaya ve bölge olarak çevresine pencereli demiş.
![]() |
Basamaklanmış kayalar |
Biraz ilerde ve dağın güney yamacından Batıya, Lengüme Köyü ve Güney batıya doğru uzanan platolara bakan kayaların, basamaklanmış olduğu gördüm. Büyük bir antik tiyatronun oturma yerlerinden daha geniş bir alanda kayalar, yukarıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi basamaklanmıştı. Sanki bir koltuk veya divanın oturma yeri gibi kayaların önleri kesilmiş, arkası da sırtını dayanmak için yüksek bırakılmıştı.
Bunun tapınma mı, yoksa başka bir amaçla mı yapılmış olduğunu anlayamadım. Fakat “Şu anda burada sen yaşasaydın, bu basamaklarda ne yapardın” derseniz eğer: hiç tereddütsüz, “Oturup güneşin batışını seyrederim” derdim.
![]() |
Dinamitle kırılmış bir anıt mezar. |
Dağın Güneyinde bir süre ilerledikten sonra, batıya yönelerek yukarıdaki anıt mezarın yanına geldik. Dağın Batı yamacındaki Çöğürlü Deresinden, dağa tırmanan dik vadi, bu mezarın tabanındaki büyük kaya bloğu ile kapatılmış vaziyetteydi.
Batısı uçurum olan oldukça büyük bir ana kayanın üstünde, kayaya oyularak yapılan bu mezar, gerek ihtişam, gerek sağlamlık ve özellikle seçildiği yer açısından, insanın sonsuzluk özlemi tatmin ve sonsuzu yakalama arzusunun ifadesi gibiydi. Sonsuz bir görüş alanı ve müthiş bir manzarası vardı.
Ama aç gözlü antikacılar, bu düşlerin içine dinamit koyuyor ve dinamit düşleri arzuları da parçalayıp yok ediyordu. Anıt mezarın çapraz arkasında bir lahit de yine anıt mezarla aynı kaderi paylaşmış, orada kırık duruyordu.
![]() |
Ana kaya kesilip, tabanı düzleştirilmiş yol. |
Dağın Batı yamacında anıt mezardan Kuzeye doğru uzanan yol ise adeta ana kayaya oyularak yapılmış. Sağda kaya, solda uçurum. Yol yüz metreden fazla devam ettikten sonra, aşağıdaki basamaklarla kuzeyindeki vadiye iniyor. Vadinin Batısında kayalara oyulmuş suyolları var. Fakat burada da, anıt mezarda olduğu gibi ana kayalar vadinin ağzını kapattığı için, batısı uçurum.
![]() |
Ana kaya düzlenerek yapılan yolun vadiye inen basamakları. |
Bütün bunlar da göstermektedir ki, yukarda dağın tepesinde bir akropol olup, belki de sur yerine akropol, bu doğal kaya ve uçurumlar kullanılarak korunmaya çalışılmış olabilir diye düşünüyorum.
![]() |
Vadide bir çoban sığınağı. |
Çünkü Anadolu da halkın, asar, hisar veya kale diye adlandırdıkları bu tepeler eski yerleşimlerin en son sığınağı, en korunaklı yeri olan akropolüdür. Malgastra’nın da akropolü buradan biraz daha yukarıdaki tepelerde olduğu anlaşılıyor. Tepedeki yaşam izleri ve kaya kabartmaları da bunu kanıtlıyor.
(Devam edecek)