
İlk gösterimiz, daha doğrusu Danimarka halkı ile ilk kucaklaşmamız….Kopenhag’ dan sonra Danimarka’nın en büyük ikinci kenti Odesse'deyiz. Gerçekten büyük ve güzel bir şehir. Halkı için söyleyecek bir şey yok. Bu kuzey ülkelerinin karakteristik özellikleri maalesef burada da var. Özellikle bayanları güzel ve hoş ama sadece o kadar. Yahu kardeşim senin ülkene yabancı dansçılar gelmiş, değişik kıyafet ve kostümlerle; çarşı, pazar, sokak dolaşıyorlar, insan merak edip çevirir birini; “hoş geldiniz,hangi ülkedensiniz,memnun olduk veya olmadık”ne bileyim bir sorar yahu. Sence de öyle değilmi? Biz olsak sormaz mıyız, kesinlikle sorarız Hatta sormakla kalmaz birde fotoğraf çektiririz.
25 dakikalık gösteri performansları; platformsuz ve parke taş döşemeli meydanlarda yapılacaktı. Allah dansçıların ayaklarına derman versin.Tabii benim de …Meydan gösterileri genelde çok neşeli geçer. Her şey seyircinin gözü önünde olur çünkü. Çoğu zaman kostümleri de göz önünde değiştiririz. Ne eğlenceli dimi!..Arka arkaya üç yöre ve üç kostüm bayağı eğlenceli…

Akşam gösterileri büyük salonlarda yapıldı. İnan işte Avrupalının en hayran olduğum yanı burası kardeşim. Her şehirde en az 3-5 tane salon.Bir adet boş koltuk dahi yok. Aynı bizim salonlarımız gibi…

Salon performanslarımız 12 şer dakika olarak ayarlanmış. Sahne önü gibi sahne arkasında da teknik ekip iyi hazırlanmış. Birkaç ülkenin dışında tüm bu organizasyonu yadırgayan olmadı dersem yalan olmaz.. Seyirci muhteşem….
Akşam 23:00 de geri dönüyoruz. Tüm grup yorgun, hatta oynamayan misafir arkadaşlar bile! nasıl şey anlamadım yahu!!! Oynayan biz yorulan onlar.Bir saatlik dönüş yolunda işin yoksa horlama dinle...
Snack büfe mönüsü zengin, özellikle ekmek ve sandviç çeşitleri, peynirleri unutmamak lazım. Tüm festival komitesi; ki bunların içinde 65-70 yaşlarında insanlar dahi var öyle canla başla çalışıyorlar ki…Bizim festivallerde görevlendirdiğimiz arkadaşların dikkatine sunuyorum!!!

Duşlarda biraz sıkıntı var. 350-400 kişi sadece iki ayrı bölümdeki duşları kullanacak ve duşlar 4’ er kişilik. Şansımıza spor salonu girişindeki tek kişilik kabin Türkiye erkekleri için ama özellikle Afrika grubu kızlı erkekli bizim duştan çıkmıyorlar ki….Hee birde bizim yaman kameraman Ömer bey!!! Yani anlayacağın bizim genç takım yine muzdarip?
Salon, Sırp ve Bulgar gruplarının eğlencelerinden geçilmiyor. Adamlar eğlenmesini de biliyorlar valla…Onlar sayesinde tüm gruplar eğleneceklerdi, iyi değil mi? Ritimcileri ve akordiyoncuları gerçekten mükemmel…Koridorlar dar olmasaydı daha iyi olurdu ya neyse…Yahu bizim gruptakileri yine göremiyorum, nerde bunlar?....
Sabah 7:30 kahvaltı ve sonrası için kumanya hazırlama zamanı ve sonrada ikinci gösteri kentimiz Frederica…Hala uyuyanlar var. Gerçekten çözemedim ben bu işi…
Frederica da güzel ve düzenli bir şehir. Aslına bakılırsa, düzen yani şehir planlamacılığı açısından tüm Avrupa muhteşem bir yapılaşma ve yerleşime sahip. Bu konuda söyleyecek tek kelime “mükemmel” olmalıdır.

Odesse, Frederica, Arhus, Legoland, Koling,Vejle tüm şehirlerde, gündüz ve gece sahne gösterileri aynı rutinlikle geçti. Ama gerçekten, tüm bu gösteri öncesi ve sonrası organizasyon mükemmel işledi. Rehberimiz Anders’in bir iki tuhaflığını saymazsak!!!
Türkiye’de festival komitesinde yer alan arkadaşlar için son bir örnek daha: Saat sabah 03:00 . Aşırı alkol alıp ta lavaboları kullanılmaz hale getiren misafirlere hiçbir tavır göstermeden ve sorduğum soruya da gülerek cevap veren komite görevlisi arkadaş 58 yaşındaydı…
Festivalin son akşamı yapılacak tüm gösteri ve eğlenceler, ev sahibi ülke ve misafir gruplar içindi. Bu son eğlenceler,eğlenmenin, zevkin ve duygusal anların doruk noktası olarak kabul edilmeli…
Ve ayrılıyoruz. Yaklaşık 7 gün süren birlikteliğimizden sonra ayrılırken, bazen göz pınarlarına hakim olamayacağın anların oluyor... İşte son nokta olarak hatıra fotoğrafımızı da çektirdik…Hadi bize artık müsaade…Yine buluşup görüşmek umuduyla…
Evet böylece bir seyahat daha geride kalıyordu; eğlenceleri, sevinçleri, üzüntüleri, aşkları ve aşksızlıklarıyla…


Seyahat serüveni sona erdi. Gelecek yeni yazı ve konuda buluşmak ümidiyle.
Not: Bu arada size bir duyurum var.Bundan sonra siz okurlardan gelen sayısız hikayelerden de uygun bulduklarımı “makamsız”ın köşesinde sizlerle paylaşmaya karar verdim. Hepinize söylüyorum sonra duymadım demek yok..
Saygılarımla...

