Sürekli olarak kendilerinin Atatürk’ün partisi olmakla öğünen sayın CHP ‘li arkadaşlara
sesleniyorum:
Arkadaşlar sizin bu partinin tüzüğünde, “iktidar olmak yoktur” anlamında bir madde mi var Allah aşkına? Sizin işiniz gücünüz kongre yapmak mıdır? Dünya durdukça asla iktidara gelemeyecek, tabiri mümkünse “nokta partilerin” tevessül edebileceği bir muhalefet anlayışı ile hareket ediyorsunuz, siz ne zaman iktidar olacak ve Türkiye’nin sorunlarına çağdaş çözümler üreteceksiniz?
Tüm dünya sosyal demokratları dahi, AB sürecinde Türkiye’yi desteklerken, sizler hala iç siyasi çekişmeler peşinde siyaset üretebileceğinizi mi düşünüyorsunuz?!!! … Onu da becerebilseniz bari, ama nerde! Şimdi de parti içinde dürüstlük yarışımı başlattınız? ( Aslında yarışın adı bu değil ama…)Gerçekten bravo sizlere…
Parti içi kavgalar yüzünden zayıflayan, parçalanarak dağılan, ciddi projeler üretemeyen, çağın getirdiği değişimi kabullenemeyen ve artık meclise girerken bile zorlanan, bırakın iktidar olmayı, yaşam mücadelesi veren bir partide böyle şeyler çok da anormal sayılmamalı belkide…55 yıldır tek başına iktidar olamayan parti, sorunun hala genel başkanlık koltuğunda olduğunu sanıyor galiba! Sayın Deniz Baykal’ı gönderip,Sayın Sarıgül’ü getirmeyi düşünenler, hesaplarını bir kez daha yapsınlar… Çözümü yanlış yerde arıyorlar….
11 Kasım 1938 günü tüm işlevselliğini kaybeden bir parti, Atatürk’ün ekseninden
kaymanın bedelini, kendisi ödediği gibi Türk halkına da ödetti…Bugün Atatürk partisiyiz diye
geçinenler, lütfen gerçeği söylesinler: Atatürk mü, İsmet İnönü mü? Ama şunu da unutmamak
lazım tabii, tarihin derinliklerinde kalan olayları ve insanları gerçeğinden farklı görme ve
gösterebilme konusunda evel Allah elimize kimse su dökemez! Zaten bunun için Türkiye’nin
hep başı ağrıtılmamışmıdır. Konuları açmağa kalksam köşemde yer kalmayacak…Şu sıralar
belki bizi geçen ( Geleceği farklı gösterme açısından ) Amerika ve AB sayılabilir. Yalan
diyorsan bu satırlar sana da açık dostum, buyur…
Eylül 1937 de başbakanlık görevinden alınan bir kişiyi, 11 kasım 1938 de kim yada
kimler nasıl Cumhurbaşkanı yapmıştır? O günleri belki bizler yaşamadık, ancak o günleri bu
ülkede sadece CHP liler de yaşamadı!!!
Yani askerlerin gölgesinde iş yapmak bu ülke siyasetçisinin alışkanlığıdır.
Cumhuriyetten önce bu böyleydi ( Osmanlı’nın yıkılma sürecinde ) 11 kasımdan sonra
günümüze kadar da böyle devam etti ve edecek gözüküyor…

Mustafa Kemal ATATÜRK; gerek çocukluk, gerek harp okulu, gerekse cephelerde kader birliği yaptığı arkadaşlarına “ ya istifa edip siyaset yapın, yada kışlalarınıza dönün” derken acaba ne düşünmüştü? Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Kazım Karabekir ile acaba yollarını neden ayırmıştı?
Ve son soru: 11 Kasım 1938 de Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN tüm ekibi tasfiye edilirken, ordu ve millet neden saf değiştirmişti?
SAYGILARIMLA