29
Nisan
2025
Salı
POLİS/ADLİYE

KUMARA BAHŞİŞ GİBİ CEZA

Kumarhanecilere verilen bahşiş gibi cezalar kumarla mücadeleyi zorlaştırıyor. İbrahim Tatlıses'in de aralarında bulunduğu 17 kişi, Yeşilköy'de bir kumarhanede gözaltına alındı.

Polis merkezine götürülen kişiler, önceki gün Kabahatler Kanunu'na göre 125 YTL'lik para cezasını ödedikten sonra serbest bırakıldı. Yaklaşık 2,5 yıldır benzer manzara sıklıkla yaşanıyor.

En ünlüsü ise Mehmet Dalmaz'a ait Dalmaz Center'daki kısır döngü. Buraya, iki yılda 10 baskın gerçekleştirildi. Ancak sonuç çıkmadı. Polisleri de şaşırtan süreçte, ekipler hazırlanıp baskın yapıyor. Kumarhane eşyalarına el konuluyor. Polislerin baskınlarda tükettikleri mesai bir yana bu süreçte devlet binlerce lira para harcıyor. Ancak, kumar oynayanlar Tatlıses olayında olduğu gibi 125 YTL'yi ödeyip kurtuluyor.

Polisler, sonucunu baştan bildikleri baskınları tekrar tekrar yapmak zorunda kalıyor. Bu tabloyu yorumlayan hukukçular, çaresizliğin nedenini, 2005 yılında çıkan Kabahatler Kanunu'ndaki cezaların caydırıcı olmamasına bağlıyor. Yaşananlara isyan eden üst düzey bir emniyet müdürü, belediye ve kaymakamlıkların görevlerini yerine getirmediğini iddia ediyor. Kanuna göre kumarhaneleri kapatma ve mühürleme yetkisi bu iki kuruma ait. Emniyetin işyerlerini mühürleme gibi bir yetkisi olmadığı için para cezasını ödeyip serbest kalan kişi, yine aynı yerde kumar oynatmaya devam ediyor.

Her operasyonun polis açısından maddî yük olduğunu dile getiren müdür; "Operasyona 50 kişiyle gidip 100 kişiyle dönüyoruz. Yemek, evrak ve benzin masrafları devlete kalıyor." diyor. Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Koca ise çözüm olarak para cezasının ağırlaştırılmasını savunuyor:

"'Kumar oynamak eylemi' için yaptırımlar artırılabilir." Kumara, bahşiş gibi ceza

İbrahim Tatlıses'in de aralarında bulunduğu 17 kişi, Yeşilköy'de bir kumarhanede gözaltına alındı. Yeşilköy Polis Merkezi'ne götürülen 17 kişi, önceki gün Kabahatler Kanunu'na göre 125 YTL para cezasını ödedikten sonra serbest bırakıldı. Yaklaşık 2,5 yıldır son olay ve benzeri kumarhane baskınları sıklıkla yaşanıyor. En ünlüsü ise Mehmet Dalmaz'a ait Dalmaz Center'a 2 yılda 10 kez baskın gerçekleştirilmesi. Polis ekipleri hazırlanıp baskın yapıyor. Kumarhane eşyalarına el koyuyor. Hem mesai harcıyor hem de masraf. Ancak, kumar oynayanlar Tatlıses olayında olduğu gibi 125 YTL'yi ödeyip kurtuluyor. Bu kısırdöngü baskınları yorumlayan hukukçular, 2005 yılında çıkan Kabahatler Kanunu'nda düzenlenen cezaların caydırıcı olmadığından yakınıyor. Olan ise her oparesyon için mesai harcamak zorunda kalan, serbest bırakılacağını bile bile baskın yapıp kumar oynayanları gözaltına almak zorunda kalan polislere oluyor.

2005 yılında Türk Ceza Kanunu ile birlikte yürürlüğe giren Kabahatler Kanunu'nun 2,5 yıllık uygulaması hiç de iç açıcı değil. Kumar oynamak gibi birtakım suçlar TCK kapsamından çıkarılıp daha hafif yaptırım öngörülen Kabahatler Kanunu'na alındı. Cezanın hafif gelmesi lokal sayılarında artışa sebep oldu. Bununla birlikte, uygulamada özellikle kumarhane sahipleri ve kumar oynayanlarla mücadele kısırdöngü ve komediye dönüştü. Polisin çok sık baskın yapması kumarhanecileri farklı arayışlara itti. Polis baskınını önceden görüp tedbir almak için bazı kumarhanelerin girişine kamera ve erken uyarı sistemleri kurulduğu, siyah camlar kullanıldığı görüldü. Baskınlarıyla ünlü Dalmaz Center'da ise kumar oynanan masaların polis tarafından götürülmesini engellemek için bacaklarından yere monte edildiği tespit edildi. Kumarhane sahiplerinin farklı çözümleri, kanundaki hafif cezaların caydırıcı olmaması polis baskınlarını sonuçsuz bıraktı. Her seferinde gözaltına alınan onlarca kişi karakoldan 125 YTL'yi ödeyip serbest kaldı.

'Kanun caydırıcı değil'

Kabahatler Kanunu'ndaki düzenlemede "Kumar oynayan kişiye, yüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Ayrıca, kumardan elde edilen gelire el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilir. Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezasına ve el koymaya kolluk görevlileri, mülkiyetin kamuya geçirilmesine mülkî amir karar verir." deniyor. Kabahatler Kanunu isimli kitabın yazarı avukat Celal Ülgen, kanunu şu şekilde değerlendirdi: "Kabahatler Kanunu hemen hemen hiç uygulanmayacak bir kanun haline getirildi. Cezalar caydırıcı değil. İnsanlara 'bir suçu işle, cezasını nasıl olsa ödersin' deme aşamasına getiriliyor. İdari para cezası ile Ceza Kanunu kapsamındaki cezalar birbirine karıştırıldı. AB uyum paketi kapsamından çıkarıldı; ancak Türkiye'deki altyapıya uygun yapılmadı. Uygulaması imkansız bir kanun."

Üst düzey bir emniyet müdürü, aynı kumarhaneyi onlarca kez baskın yapmak zorunda kalmalarının sebebini belediye ve kaymakamlıkların görevlerini yapmamasına bağlıyor. Kendilerinin işyerini mühürleme gibi bir yetkilerinin olmadığını belirten yetkili, işyeri mühürlenmediği için gözaltına alınan kişinin serbest bırakılır bırakılmaz aynı yerde yine kumar oynatabildiğine dikkat çekiyor. Bazı belediyelerin ise işyerini mühürlese bile takip etmediklerini, kişilerin de mührü sökerek aynı işi yaptıklarını ifade ediyor. Bazı mahkemelerin kumar oynatan kişileri tutuklayabildiğini söyleyen yetkili, oynayanların komik bir para cezasıyla kurtulduğunu, teşhir edilmenin bu kişiler için daha ağır bir ceza olduğunu ifade etti. Her operasyonun kendileri için büyük bir maddi güç olduğunu, en az 50 kişiyle gidip tutuklananlarla birlikte 100 kişi olarak döndüklerini belirten yetkili, "Elbette polis olarak niye gidiyoruz diye düşünmüyoruz. Ancak sonucun ne olacağını da baştan biliyoruz." diyor.

Dalmaz: Baskınlar popülerliğimi artırdı

2006-2007 yıllarında Mehmet Dalmaz'a ait Dalmaz Center'a 10'dan fazla baskın yapıldı. Kumar oynayanlar her seferinde az miktarda para cezası ödedi. Mehmet Dalmaz, Temmuz 2007'de Sabah Gazetesi'ne verdiği röportajda İstanbul'da kayıtlı 230 tane kumarhane olduğunu belirterek sadece Dalmaz Center'a yapılan baskınların gazetelerde manşet olmasından yakınmıştı. Dalmaz, söz konusu baskınların popülaritesini artırdığını, bu sebeple mafyanın kendisini rahat bıraktığını söylemişti.

Polisin masrafı, kesilen cezayı karşılamıyor

Polislerin rutin işlerden biri olarak gördüğü kumarhane baskınları için devletin harcadığı para kesilen cezayı bile karşılamıyor. 10 kişinin gözaltına alındığı yakın bir mesafeye yapılacak operasyonda şu masraflar yapılıyor:

Mahkeme dosyası hazırlamak. Bunun için 1.000 adet A4 sayfası gidiyor. 10 YTL harcanıyor. Operasyon öncesi ve sonrasında gerekli yerlere yazışmalar yapılıyor, dosyalar tutuluyor. Bu tür kırtasiye işleri polislerin hem vaktini alıyor hem de moral motivasyonlarını etkiliyor.

Gözaltına alınanların yemek masrafı: 100 YTL

Fotokopi çekimi için kullanılan toner: 50 YTL

Benzin masrafı: 5 otomobil için 1.000 YTL

Suçun tekrarı, polise saygıyı ve güveni azaltır

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Kolluk kuvvetlerinin yaptığı işin geri dönmemesi motivasyon kırıcıdır. Bir suç, kabahat tekrarlandığı zaman cezasının da o oranda artırılması gerekir. Aksi takdirde suça orantılı ceza olmaması caydırıcılığı ortadan kaldırır. Aynı suçun defalarca tekrarlanması hem polise saygıyı hem de güveni azaltır. Kuralların delinmesi otoriteyi de zayıflatır. Burada bir yöntem olarak belki 'kontrollü serbestlik' uygulanabilir. Eğer toplumdan çok fazla talep varsa, belli yerlerde oynamaya izin verilebilir. Yoksa bu yük polisin üstünden alınmalıdır, başka çözümler bulunmalıdır. Burada kendimizi polisin yerine koyarsak muhtemelen biz de şöyle düşünürüz: 'Aynı şey olacaksa, benim bu operasyonu yapmamın ne anlamı var?'

Para cezasının miktarı artırılabilir

Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Koca: Yeni TCK'da kumar oynayanlara değil oynatanlara ceza düzenlemesi var. Kumar oynanması için yer ve imkan sağlayanlara 1 yıl kadar hapis cezası öngörülüyor. Ancak hakimler genel olarak kumar oynatan kişilere alt sınır olan 20 gün hapis cezası veriyor ve bunu da para cezasına çeviriyor. Kumar oynamak ise eskiden TCK kapsamında 'kabahat nevinden suç' idi. Şimdi TCK'dan çıkarılıp Kabahatler Kanunu'na konularak idari para cezası yaptırımına bağlandı. 'Kumar oynamak eylemi yeniden TCK kapsamına alınsın' diyemeyiz; ancak yaptırımlar artırılabilir. Para cezasının miktarı artırılabilir.

Büşra Erdal - Zaman
Yayın Tarihi : 19 Ekim 2008 Pazar 18:15:22


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?