BAY HIRSIZ, NE OLUR EVİMİ DAĞITMA!

Tatil mevsimi geldi ve şehirler boşaldı. Hazırlıklar başladı; gidilecek yer bulundu, alışverişe çıkıldı, terlik, çanta, şapka vs alındı. Evden çıkarken elektrik, doğalgaz, su vanaları kapandı, kapı kilitlendi ve en son olarak Bay Hırsız'a not bırakıldı.

İstanbul'un merkezî semtlerinden Mecidiyeköy, 20.331 kişilik bir nüfusa sahip. Bu kadar çok ev olunca hırsızların da iştahı kabarıyor. Bu nedenle ev sahipleri çok sık hırsızlıkla karşı karşıya geliyor. Öyle ki, sakinler, kapıya ya da evin içine hırsızlar için "Bay Hırsız" diye not bırakıyor.

Geçen yıl eşini kaybeden 73 yaşındaki Kadir Soycan, Mecidiyeköy'de tek başına yaşıyor. Memleketine giderken hırsıza not bırakıyor: "Bay Hırsız; evin her tarafını dağıtma, sana göre bir şey yok. Bulursan al." Ancak üst komşu Hüseyin Doğan'ın evini soyan hırsız Kadir amcanın kapı kilidini de zorluyor ama açmadan bırakıp gidiyor. Hâlâ memleketinde olan Kadir amca komşusunun telefonu ile durumu öğreniyor ve akrabalarından kapı kilidini yeniden yaptırmalarını isteyerek, "Ben yaşlı bir adamım, evimde öyle değerli bir şey yok ama yine de evimi ziyaret etmekten vazgeçmiyorlar. Ben de o fazla yormadan, ortalığı dağıtmadan yazayım, haber vereyim istedim." diyor.

Mecidiyeköy'de oturan Şennur Zorlu'nun evi ise 2 kez hırsızlar tarafından ziyaret edilmiş. Birincisinde evinde çamaşır asan Şennur Hanım, birden kapının açık olduğunu fark etmiş ve o an hırsızla burun buruna gelmişler. "Hayırdır?" diye sorunca merdivenlerden uçarcasına kaçmış hırsız. İkincisinde, gece yarısı kapının zorlandığını duyan Şennur Hanım ve eşinin kalktığını duyan hırsız kapıyı açtığı ile kalarak kaçıp gitmiş.

Yeni yürürlüğe giren kanunu anlayamadığını ifade eden Şennur Hanım, "Kanuna göre yatak odası dışında hırsıza evin içinde müdahalede bulunduğunda suçlu oluyorsun. Benim evimin kapısından ya da penceresinden içeri giren kişi haneye tecavüzde bulunuyordur. Nasıl olur da sadece yatak odasında suçlu konumuna düşer bilemiyorum. Bu, hırsızı kollamak gibi bir şey. Sonuçta ben hırsızı elimle koymuyorum ki oraya, kimse gel evimi soy demez herhalde." diyor. Şennur Hanım hırsızlardan yana epey macera yaşamış olduğundan birçok şeyden haberdar. Sigorta şirketlerinin bir yıl da üç kez soyguna uğrayanlara ödeme yapmadıklarını ve sigortayı iptal ederek sizi hiçbir sigorta kapsamına sokmadıklarını belirtiyor. Evinize hırsız girmesine, mağdur tarafın ev sahibi olmasına rağmen, suçlu kişi ilan edilip zararınız sizin yanınıza kâr kalabiliyor. Eskiden sokaklarda gasp, tabiri caizse, çok modaydı; özellikle kadınlar hedef kitle olmuş, yaralanmalar hatta ölümle sonuçlanan vakalar yaşanmıştı. Yeni çıkan kanunlar ve alınan önlemlerle bunun önüne geçildi. Sonraları cep telefonu çalmak moda olmuş, alınan önlemlerle bunun da önüne geçilmişti. Şimdilerde ise kendinizi güvende hissettiğiniz evinizin kapısı 3 dakika gibi kısa bir sürede açılıp bütün ev talan edilip çıkıp gidebiliyorlar. Hırsızlar 19 dairelik bir apartmanda 5 daireyi bir günde soyup elini kolunu sallayarak gidebiliyor. Kapısı zorlanan evin karşı tarafındaki dairede oturanlar ise korkudan seslerini çıkaramıyor. Şennur Hanım, "30 yıl öncesinde hırsızlık bu kadar çok değildi, o zamanlar çelik kapılar yoktu. Şimdilerde çelik kapılar hatta onun üzerine demir kapılar yapıldı, ancak hırsız açıp soyup gidiyor. Hırsızlığın artmasında ekonominin çok etkisi var; zengin çok zengin, fakir çok fakir. İnsanlar mecbur kalınca en kolayını hırsızlık yapmakta buluyor." diyor.

Şennur Hanım, bu işlerin çözülmesi gerektiğine ve İstanbul Emniyeti'ne yeni atanan Hüseyin Çapkın'ın yaptığı açıklamada da olduğu gibi suçun ve suçluların üzerine gideceğine inanıyor: "Başka türlü halkın kendisinin alabileceği hiçbir önlem yok. Hırsıza kilit kürek işlemiyor. Devletin kanunları ona göre değiştirmesi gerekiyor, insan hayatının bile değerinin olmadığı ülkemizde hırsızlıktan çok kısa ceza alınıyor. Gaziantep'te bir tepsi baklava için küçücük çocuklar yıllarca hapishanede kaldı. Şimdilerde ise evimizi talan eden hırsızlar elini kolunu sallayarak sokaklarda geziyor."

Son olarak Şennur Hanım gibi birçok kişi tatile çıkarken "Allah'a emanet!" diyip hırsıza not bırakıp yola çıkıyor.