SAMSUN’da sabaha karşı girdiği pastanedeki görevliden bıçak tehdidiyle 40 YTL gasp eden Vahdet Yeşilyurt (27), tutuklu yargılandığı mahkeme tarafından 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Sanığın daha önceden de gasp ve devlet malına zarar vermek suçlarından sabıkası bulunduğu ortaya çıktı.
Karşıyaka Mahallesi’nde 2006 yılının Aralık ayında saat 04.30 sıralarında Durmuş Karademir’in (27) çalıştığı pastaneye gelen Vahdet Yeşilyurt, bir arkadaşının da burada çalıştığını belirterek içeri girdi. Yeşilyurt, iddiaya göre masanın üzerinde bulunan pasta bıçağını alarak tek başına çalışan Karademir’i tehdit edip, kasada bulunan 40 YTL’yi alarak kaçtı. Yeşilyurt, olaydan 3 gün sonra yakalanarak tutuklanıp cezaevine gönderildi.
Samsun 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘silahlı gasp’ suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Yeşilyurt, bugün yaptığı son savunmasında, “Bazen pastaneye giderdim ve oradakiler bana yiyecek verirdi. Olay günü çok sarhoştum. Pastanenin önünden geçtim. Ama böyle bir şey yaptım mı hatırlamıyorum” dedi. Mağdur olan Dursun Karademir ise sanıktan şikayetçi olmadığını belirterek, “Aşırı derece sarhoştu. Bu olayı bilinçli bir şekilde yaptığını sanmıyorum” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, Vahdet Yeşilyurt’a 12 yıl hapis cezası verdi.
Suç ve ceza rejimi tayini ve adalet uygulaması bakımından toplumun sevk ve idaresine esas alınan temelde bakın nasıl orantısızlık ve ölçüsüzlük çıkıyor.Bankaları batırıp trilyonları ceplerine indiren demireller,çağlarlar ve niceleri ile yolsuzluk ve rüşvet yoluyla yine trilyonları götürmeye devam edenlerin ülke ekonomisi ve dolayısıyla asayişin bozulmasında ki sebebiyetlerine verilmiş yargı işleyiş ve kararları ile 40 ytl yi gasb edip hakkında şikayetden vazgeçilen bu kişinin yargıda muhatap kılındıkları sonuç caydırıcılık erk ine bakarak kıyas yapın ve mevcur yasal sistemin çare üretip uygulaması noktasında toplum düzenini sağlayıp sağlamadığına siz karar verin.Bir pastanede 40 ytl alan ve kendisini saklayamayan l2 yıl ceza ile buluşan şahsa karşı trilyonları götürüp faturası hazineden çıkıp ekonomiyi çökerterek bir çok asayişsizlikte temel olan diğer hortumcularla henüz başedememiş bir yargılama sisteminde kabahati nerede aramak lazım sizce.Bakın dikkati çeken bir özellik var ve para miktarı az ama yargılaması hızlı ve cezası çok olan gasp mı yoksa para miktarı oldukça çok ama bir türlü cezayla buluşmamış hortumlama mı toplumu allak bullak ediyor.Para miktarı çok olunca yargı bir türlü hızlı karara varamıyorsa para miktarının çokluğu ile yargı arasındaki lintimi yoksa yasalarmı veya yasa koyucuların başta yarattıkları yasal düzenlemelerdeki teferruatlarmı bu gidişatın sebebidir.Eğer vergi ve ekonomik suçları işlenen diğer asayiş suçları gerisinde düşünür ve açığa çıkıp cezayla buluşmasında bu kadar zor şartları maddeleştirirseniz bu açık kapıdan hortumcular ve onlarla maddi dirsek temasına geçebilecek yetkililer pekala faydalanma yolunu seçebilirler.Zira aynı ekonomik cazibe onlar içinde geçerli ve olmayan denetimden dolayı adeta kaçınılmazdır.Ondan sonra da cezalar niye caydırıcılığını göstermiyor,cezaevleri aflara rağmen neden çabucak doluyor,suç işlememesi gereken ve bu ihtiyaçta olmayan bürokratlar neden kolayca suça tevessül ederek devlet imajı yıpranıyor diye şikayet ve sızlanma hakkına sahip olamazsınız.Gaziantepte bir dilim baklava çalana verilan 14 yıl cezayı çekip çıkan gençler bankalardan hortumlanan devletin trilyonlarına karşılık konumlarını ve yargısal işlevi ister istemez kıyaslayacak ve devlet ve mülk ifadelerinin aslında ne olduğunu görerek adaletin güç elde edenlerle kendisine eşit anlamda uygulanmadığını pekala anlayacaktır.Belki kişisel olarak bununla başgelemesede devletle karşı karşıya göreceği şer güçlerin kendi hakemliğine muhtaçlığı halinde ya şer güçlere meyledecek ya da kendisi bizatihi şer güç olmaktan beis görmeyebilecektir.Bu sistemin vatandaşa reva göreceği kaçınılmaz ve tabii bir nasiplik şeklidir.Bunun böyle olduğu bir iddia olmayıp gerçekliği adalet yargı ceza infaz asayiş toplum cezaevleri güncelliği ile ortadadır.Asıl yıkıcı suçlarla baş etmede bir ayak direme ve başarısızlık olunca devamında problemler sıralanır ve çözüme hangisinden başlanacağı ayrı bir meziyete ve politik arayışa ihtiyaç duyduğundan topyekün uygarlıkta manzumeler kaybı doğar.Eğitim ile başlayacak ülke yaşantsında evrensel kural ve ölçülere varmaktan geçecek bilinçli toplumu esas alan idarecilerin bu bilinçle yeniden yasama özlemleri gerçekleşir ve suç ceza infaz bakımından ülke karakterine uygun arayiş ve çözümde karar kılmaları çıkış noktası ve zor değildir.TCK ve sair kanunların gözden geçirilmesi,suç ve cezalar arasında hiyerarşik yapının tesisi şarttır ve avrupa amerika da olduğu gibi bilhassa ülke hazinesine karşı işlenen suçların diğer suçların anası olduğunun kabulu ile düzenlemelere gidilip yargının işlerinin kolaylaştırılması,yargı da kalitenin yükseltilmesi,iş hacmine göre personelin konulması ama herşeyden önce denetimde mutlak başarının amaçlanması bir çok gelişmenin önündeki engelleri kaldıracak refaha direk katkı sağlayacaktır.Aksi takdirde bu haberde olduğu gibi bir çok tuhaflıklar,düzelmeyen ekonomi ve asayiş gibi temel sorunlar ve kurumlarda gittikçe artabilecek yozlaşmalarla daha çok haşir neşir olacak ve bir adım öteye geçemeyeceğiz.BU İŞLER SİYASETEN ÜLKE İDARESİNE TALİPLİLERİN PROĞRAMLARINDA ARANABİLECEK KONULARDIR VE KOMBİNE İŞLERDİR.
sevgili kardeşim. gasp olayı 40 lirada aynı 40 trilyonda, bunlar kötü örnek, insanlar bunu yapmayacak. onlara ders olsunki bir daha yapmasın bu tür şeyleri. onlara geçmiş olsun diyelim. ama yapmasınlar diyelim. toplum böyle temizlenir.