Hüseyin Üzmez davası nedeniyle Adli Tıp Kurumu’ndaki görevinden istifa eden Doç. Dr. Ayten Erdoğan istifa gerekçelerini açıkladı; “Ben de bir kardelenim. Mahkemeden tecavüzcüsü ve çocuk aynı otobüste gönderiliyordu”

Türkiye’nin yakından takip ettiği Hüseyin Üzmez davasında, tacize uğradığı iddia edilen B.Ç.’yi muayene eden Adli Tıp Kurulu’ndan istifası ile gündeme gelen Doç. Dr. Ayten Erdoğan, önceki gün NTV’de yayınlanan ’Canlı Gaste’ye konuk oldu ve istifa gerekçelerini şöyle anlattı;

Bas bas bağırdım ama...

“Ben, Kayseri’nin bir köy lisesinden mezun olan, öğretmen bir babanın 7 çoçuğundan biriyim. 6. İhtisas Kurulu’nda göreve başladım. Doğruyu yapmak uğruna taviz vermedim. ’Bir şey değiştirmeye çalışma’ mesajları aldım. Çocukların 7 kişinin önünde muyayenesine karşı çıktım. Uzman olmayan kişiler suçlayıcı sorular soruyorlardı. Çocuklar ağlıyor kendilerini yerlere atıyorlardı. Bas bas bağırdım ve yanlışlıkarı söyledim. Tek bir çocuk psikiyatristi vardı. Bazı vakalarda 2011’e tarih veriliyordu. 4 aylık dönemde 1000 çocuk gördüm. Eski kurum günde 70 çoçuğa bakıyormuş. Sayıyı her gün 12 çocuk ve 5 yetişkin olarak belirledik. Hüseyin Üzmez dosyasını günlerce inceledim. 1 hafta önce 6. Kurul’da vakayı görüştük. ’Kendisini de görmek gerekir ama soruyorsanız bozulmuştur’ dedim. O günden sonra bir cehennem hayatı yaşadım. Odayı terk etmek zorunda kaldım. Kurul’da 7 kişiyiz. Benden başka ’çocuk zarar görmüştür’ diyen olmadı. Çok çarpıcı bir şey daha söylemek istiyorum; Mahkemeden toplu halde çocuk gönderiliyor. Tecavüzcüsü ve çocuk aynı otobüste gönderiliyordu; ödenek yokmuş. O çocukları görüyordum; titriyorlardı ve ’nasıl aynı otobüste döneceğiz?’diyorlardı. ’Bu nasıl oluyor?’ diye sordum, cevap, ’İlk defa mı gördün, hep böyledir’ oldu. Bıraktığımda durum hala böyleydi.”