76 yaşındaki Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez'in 14 yaşındaki kıza tacizle suçlandığı davada İstanbul Adli Tıp Kurumu'nun raporu: Kızın beden ve ruh sağlığı bozulmadı
Bursa’nın Mudanya ilçesinde 26 Nisan'da düzenlenen operasyon kapsamında, Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesinde tutuklu yargılanan Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez (76) tarafından "cinsel istismara" uğradığı iddia edilen 14 yaşındaki kız çocuğuyla ilgili İstanbul Adli Tıp Kurumunun, "beden ve ruh sağlığının bozulmadığı" yönünde rapor verdiği bildirildi.
Alınan bilgiye göre, Bursa Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü bünyesindeki bir yurda yerleştirilen ilköğretim 8. sınıf öğrencisi B.Ç. için İstanbul Adli Tıp Kurumundan beklenen rapor, Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesine ulaştı. 17 sayfalık raporda çocuğun "Beden ve ruh sağlığının bozulmadığı"nın belirtildiği öğrenildi.
-OLAY-
Bursa’nın Mudanya ilçesinde 26 Nisanda düzenlenen operasyonda, ilköğretim 8. sınıf öğrencisi B.Ç’ye (14) cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez, Mudanya Asliye Ceza Mahkemesince tutuklanmıştı. B.Ç, annesi Livaze Ç’nin de tutuklandığı operasyonun ardından devlet tarafından koruma altına alınmış, Bursa Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü bünyesindeki bir yurda yerleştirilmişti.
Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 17 Eylül'de görülmeye başlanan, Üzmez’in TCK’nın "Çocukların cinsel istismarı" suçunu içeren ilgili maddelerince, Livaze Ç’nin de Üzmez’e addedilen suçların yanı sıra TCK’nın "Suça yardım etme" hükmünü içeren ilgili maddesince 20 ile 25 yıl arasında hapis cezası talebiyle yargılandığı davanın ilk duruşmasında, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmişti. Üzmez’in dilekçeyle tahliye talebi de Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi ve bir üst mahkeme olan Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesince reddedilmişti. (aa)
Bilhassa adli tıp raporlarının cinsel istismar ve tecavüz suçlarında mahkemelerin verilen cezalara esas alınması ve psikoloji de bozulma olup olmadığına dayalı ceza makasında misli artış şekli gerek adli tıp ve gerekse mahkemeler işleyiş ve faydaları bakımından oldukça sancılı sonuçları ortaya çıkarmaktadır.Birkere adli tıp bu konuda rapor yetkisini soyuttan bilimsel kesinlikte oluşturmaya imkan bulamamakta kanaatini mecburen çoğu zaman duruma göre bazende sanki yazı turayla verebilmektedir.Oysa mahkemeler bu raporları esas almakta ve cezaları misli tayin etmektedirler.Bir kız çocuğunun tacizde veya tecavüzde etkilenip etkilenmemiş olmasına ait adli tıp rapoıru belitleyiciliği ve mahkemenin buna bakarak ceza makasını koyması nereden bakılırsa bakılsın işin şansa kalmış olmasından öte bir fayda sağlamamakta suç ve ceza politikasında tahribat yaratmaktadır.Ayrıca mahkemelerde hakim huzuru ile suçlu ve mağdur hakları belirlenmesi ve kanaat kjullanılmasında engel oluşla zarar verici bir haldir.düzeltlmeye muhtaç bir adli konu olarak güncelliğini sürdürmektedir.