Çevresindeki yerleşim yerlerinin evsel ve sanayi atıklarıyla, tarım ilaçlarıyla kirletilen Eğirdir Gölü’nde hazin sonu önlemek için çalışmalar sürerken, sudaki balık türleri hızla yok oluyor
Türkiye’nin ikinci büyük tatlı su kaynağı olan, doğa harikası Eğirdir Gölü kirlilik alarmı veriyor. Göldeki zengin balık türleri ve tatlı su ıstakozu kerevitin hızla azalarak tükenme noktasına gelmesi üzerine Isparta Valiliği ve Çevre Orman İl Müdürlüğü’nün geçen yıl uygulamaya başlattığı Eğirdir Gölü Yönetim Planı’na en büyük proje desteği WWF Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) ve Siemens Ev Aletleri’nden geldi. İki yıl sürecek çalışma kapsamında, gölün eski canlılığına kavuşması için balıkçılık ve tarım eğitimleri veriliyor, ekoturizm alternatifleri hazırlanıyor.
50 kilometre uzunluğu, 16 kilometre genişliğiyle Isparta’nın denizi olarak algılanan Eğirdir Gölü’ne gelecekte de Antalya ve Ankara’nın potansiyel su kaynağı gözüyle bakılıyor. Göl, geçen sene yaşadığı kuraklık tehlikesini bu yıl gelen yağışlarla atlatmış gibi görünse de, çevresindeki 80 yerleşim yerinin evsel ve sanayi atıklarıyla, tarım ilaçlarıyla acımasızca kirletiliyor.
Proje desteği
2008’de hazırlanan yönetim planının hedefi, gölün kirletilmesine engel olmak... Yönetim planının hazırlanmasında da aktif olarak yer alan WWF Türkiye, planın uygulanması aşamasında da Siemens Ev Aletleri’yle “Yedi Renkli Göle Yedi Renkli Hayat” isimli proje için işbirliği yaptı. Proje kapsamında, gölün çevresinde konuşlanan çiftçilerin tarım ilaçlarıyla gölü kirletmemeleri, damla sulama yöntemleriyle su kaynağını daha planlı kullanmaları için eğitim veriliyor. Göldeki balık türlerinin azalması sonucu uygulanan avlanma yasağıyla zor durumda kalan balıkçılara, sürdürülebilir balıkçılık eğitimi uygulanıyor.
Projeyi Eğirdir’de anlatan Siemens Ev Aletleri Pazarlama Müdürü Ayşe Özkaya, “Eğitimler sayesinde çiftçilerimiz, hem kendi arazileri hem de ülkemizin ve dünyamızın geleceğinin korunması adına ellerinden geleni yapacak” dedi. WWF Türkiye Genel Müdürü Filiz Demirayak ise “Gölün gelecekte var olabilmesi, sürdürülebilir tarım ve balıkçılık faaliyetleri, bölgedeki kirlilik unsurlarının bertarafı ve yöre halkına alternatif geçim kaynağı sunacak faaliyetlere bağlı. Göldeki kirliliğe ‘dur’ denilmeli” diye konuştu.
Balıkçılar: Lağım çukuru gibi kokuyor
Göldeki balık türlerinin hızla yok olması üzerine 2008’de 4 yıl süreyle uygulanacak av yasağı getirildi. 2005’te 114 ton kerevit (tatlı su ıstakozu) avlanırken, bu 2007’de 11 tona düştü, şimdi ise çok daha az miktarda olduğu tahmin ediliyor. Yakın zamanda yüzlerce ton avlanan sudak balığı ise neredeyse hiç kalmadı. En büyük geçim kaynaklarının yok olmasından korkan balıkçılara göre, derelerin atık taşıdığı gölün tabanı lağım çukuru gibi kokuyor.