28
Eylül
2024
Cumartesi
TURİZM

Mavi Bayrak Kemer Belesiyesi'nin gururu

Türkiye Çevre Eğitim Vakfı Antalya Mavi Bayrak Koordinatörü Lokman Atasoy yaptığı açıklamasında Mavi Bayrağın önemine değinerek, Kemer'deki durumu her iki ayda bir Kemer Belediyesi tarafından çıkarılmakta olan “Kemer Bülteni” ne değerlendirdi. Atasoy , değerlendirmelerinde şu görüşlere yer verdi:

“ Bazı şeyler vardır ki kaybedildikçe değeri anlaşılır. Hele ki kaybedilenin farkındaysak bu daha da değer kazanır. Hayat gibi, sağlık gibi, hayaller gibi, hatta aşk gibi ve de çevre gibi… Evet evet çevre gibi! Hayat kadar değerli, sağlık kadar gerekli, hayallerimizin süsü, aşklarımızın mekanı…

Bütün dünya her geçen gün daha çok konuşur oldu şu “çevre” mevzusunu ve daha da çok konuşur olacağız anlaşılan. Dedik ya kaybediyoruz diye. Sebepsiz değil elbet! Bunun tek bir sebebi var o da maalesef insanoğlu. Yüzyıllar boyu savaş açmış doğaya, doğa da hatırlatmış gücünü, yenilmezliğini fırsat buldukça. Savaştıkça kaybeden hep insanlık olmuş tabi.

Kendi yarattığımız çevre kirliliğinden, betonlaşmadan, hava kirliliğinden, gürültüden kaçmaya başlamışız. Henüz tahrip edilmemiş doğal yerlere imkan buldukça gitmeye çalışmışız. Öyle bir ihtiyaç olmuş ki bu durum çok güçlü bir sektörü oluşturmuş. Buna da turizm demişiz. Yani turizm çevre ile çok iyi geçinmek zorundadır. Şayet turizm çevreye kafa tutarsa sonunu hazırlayacağını bilmelidir. Unutulmamalıdır ki çevrenin turizme de , insana da ihtiyacı yoktur. Bir Akdeniz ülkesi olarak deniz ağırlıklı turizm yaptığımızdan özellikle kıyı bölgelerimizde turizm alanında hızlı gelişimimiz aynı ölçüde çevrenin korunması sorumluluğunu ortaya çıkarmıştır. Sorumluluk hepimize düşüyor elbet ama en çok da belediyelerimizin omzuna yüklenmiştir bu sorumluluk.

Çöplerimiz düzenli olarak toplanıp ekonomiye, yani cebimize geri dönecek şekilde bertaraf ediliyor mu? İçme suyumuz yeterince sağlıklı mı? Yeterince park alanlarımız, çocuklar için oyun alanlarımız var mı? Hava ve gürültü kirliliğini önleyecek trafik yönetim planı var mı? Toplutaşım , bisiklet kullanımı teşvik ediliyor mu? Deniz kirliliğini engelleyecek önlemler alınıyor mu? Atıksuyumuz yeterince arıtılıyor mu? Altyapı-üstyapı hizmetleri yeterli mi?… Belediyelerimiz bu konularda ne kadar başarılı acaba? Çevrenin korunmasına dolayısıyla turizmin gelişimine ne kadar katkı sağlamaktalar? Bakınız ülkemizdeki toplam 3215 belediyemizde sadece 112 adet atıksu arıtma tesisi bulunmaktadır.

Ülkemizdeki toplam katı atıkların ancak %23,6’sı yönetmeliklere uygun bertaraf edilmektedir. Yine ülkemizde her yıl ortalama 5,5 milyon ton tehlikeli atık oluşmakta ve bunların %1’lik kısmı bertaraf edilmektedir. Genele baktığımızda çevre konusunda pek de başarılı olmadığımız sonucunu çıkarmaktayız. Turizmimizi büyük ölçüde temiz denizlerimize borçlu olduğumuz kıyı bölgelerimizde merkezi arıtma tesisinin olmadığı hiçbir yer kalmamalıdır artık. Belediyelerimizin kısıtlı imkanları ile bunların kolay olmadığını kabul ediyoruz ama diğer yandan festivaller için , konserler için büyük harcamalar yapıp vatandaşı temiz bir çevrede yaşatma sorumluluğunu ihmal edenlere sözümüz. Yerel yöneticilerimiz kaynak bulmasını da bilmelidirler.

Özellikle turizme yeni açılan bölgelerimizde planlı olarak gelişimde altyapının yeterli olması çok önemlidir. Hızla artan yatak kapasitesine karşın altyapı yerinde sayarsa olumsuz sonuçların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Türkiye genelinde ülkemize giriş yapan turist sayısında geçen yıla göre %21 artışla 21 milyon 122 bin 798 kişiye ulaşmıştır. İlimizde ise 7 milyon 264 bin 869 turistin ziyareti ile bir önceki yıla göre %16 artış vardır. Antalya’da, 2005 yılı son dönem verilerine göre yatırım belgeliler dahil konaklama tesislerinin kapasiteleri bir önceki yıl aynı döneme göre kıyaslandığında yaklaşık 35000 yatak kapasitesi artışı söz konusu. Peki bu artışı karşılayacak, altyapı,üst yapı, pis su arıtma tesisleri, çöp imha merkezleri, su ve elektrik tüketimi gibi ilave yükleri karşılayacak yatırım ne derece yapılıyor…Bu ıskalanmaması gereken çok önemli bir konu. Turizmde gelen ziyaretçinin memnuniyeti, bir sonraki yılın turizmi için büyük önem taşımaktadır. Tur operatörleri de gelişmeleri yakından takip etmektedirler. Reklam ve tanıtıma kadar belki de daha fazla alt yapıya pay ayrılması kapasite revizelerinde geç kalınmaması gerekiyor. Turistler topraklı yola da gelirler ama kirli bir denize asla gelmezler.



Bu karamsar tabloya rağmen Kemer gibi bu konuda çok şanslı ender yerlerimiz de vardır. Türkiye’de gerçekleştirilen ilk planlı turizm altyapı projesi olan “Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi” ile büyük ölçekli planlama ve altyapı çalışmalarına 1976 yılında başlayarak istikrarlı bir şekilde devam etmektedir. Az önce bahsettiğim 112 arıtma tesisinden 5 tanesi Kemer İlçesinde yer almaktadır. Yatak kapasitelerindeki artış göz önüne alınarak altyapıyla ilgili de kapasite artırımı planlanmaktadır. Ülkemizde sayılı organik atıkların kompostlanması ve ambalaj atıklarının geri kazanılmasına yönelik çöp fabrikası burada bulunmaktadır. Temiz denizleri ile , doğal ve tarihi güzellikleri ile halen çevreyle dost olduğunu kanıtlamaktadır.

İşte bu nedenledir ki 1993 yılında ilk olarak Mavi Bayrak Projesi Kemer’de başlatılmıştır. Gerek altyapısı gerek turizm ve çevrenin dokusu itibari proje için en uygun başlangıç alanının burası olduğuna karar verilmiştir. Dolayısıyla projenin geçmişten günümüze ulaşan başarısının en yakın tanığı Kemer ‘ dir. Kemer’in Mavi Bayrak için, Mavi Bayrak’ın da Kemer için çok önemli yeri vardır.

Mavi Bayrak markası uluslararası bir kalite standardı olması sebebiyle sürdürülebilir turizm-çevre açısından çok önemlidir. Bugün itibari ile 35 ülkede uygulanan proje sağlıklı plaj, bakımlı ve kontrol edilen bir çevreyi simgelemektedir. Tatil rezervasyonu yaptıran turistler bugün, temiz çevrenin göstergesi olan Mavi Bayrak’lı sahil kesimlerini ve marinaları tercih etmeye başladılar. Mavi Bayrak, gerekli standartları taşıyan nitelikli plaj ve marinalara verilen uluslararası bir çevre ödülü olmasına karşın bugün eko-etiket veya marka haline gelmiştir. Bunun yanında Tur operatörleri de M.B. ödüllü tesislerimize öncelik vermektedirler.

Turizmde rekabet gücümüzü arttırmak için özellikle kalite hedefinde her türlü enstrümanı kullanmak zorundayız. M.B. bu açıdan güçlü bir araçtır. Kemer bunu turizmcisiyle, yerel yönetimiyle kullanmasını bilmiştir.İlk olarak 1994 yılında 4 plajı ve 1 marinası M. Bayrak ile ödüllendirilen Kemer’in 2005’de ulaştığı M. Bayrak sayısı 22 plaj ve 1 marina olmuştur. Bu sene bölgeden gelen yoğun taleplerle sayının artacağını tahmin ediyoruz.

Bir plajın Mavi Bayrak ile ödüllendirilebilmesi için plajın bulunduğu beldede farklı kategorilerde en az 5 çevre eğitim etkinliği düzenlenmesini zorunlu kılmaktadır. Bu etkinliklerle hem yöredeki kıyıların ve çevresel değerlerin korunması hem de yörede yaşayan veya ziyarete gelen konukların çevre bilincinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Mavi Bayrak’ın temelinde yatan bu hedeflere ulaşılması için gerçekleştirilen etkinlikler , Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı nezdinde büyük önem taşımaktadır. 2001 yılından itibaren Mavi Bayrak Ulusal Jürisi tarafından her yıl tüm Türkiye’den yapılan tüm müracaat dosyaları incelenerek bölgelerinde en iyi etkinlikleri düzenlemiş olan üç Belediye ödüllendirmektedir. Dört senedir Kemer Belediyesi’nin bu ödüle layık görülmesi başarılı çalışmalar yaptığının göstergesidir.

Bize her konuda destek olan çevre dostu Kemer Bld. Bşk. Sn. Hasan Şeker’e, yerel sorumluluğumuzu yürüten Halkla İlişkiler Md. Sn. Seyhan Sırt ve ekibine, çevreye ilişkin haberlerle konuyu gündemde tutan Basın Md. Sn. Halil Öncü’ye , Kemerdeki tüm Mavi Bayrak ödüllü tesislerimizin yöneticilerine, plajlarımızın çevre bekçileri M. Bayrak sorumlularına , tüm Kemerlilere çok teşekkür ediyoruz.

Biliyoruz ki ; logosunda dahi M. Bayrağı dalgalandıran Kemer Belediyesi daima çevrenin ve M. Bayrağın koruyucusu olacağının mesajını vermektedir. “

.
Yayın Tarihi : 10 Nisan 2006 Pazartesi 17:53:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?