Yusuf Cevahir K.Maraş'ta

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Cevahir, YÖK'ün çıkışını yersiz ve zamansız bulduklarını belirterek, "Türkiye'de hiçbir kurum bu kadar bağımsız, bu kadar denetimden uzak olup bu kadar adaletten kaçamaz" dedi.

Cevahir, MÜSİAD Kahramanmaraş Yönetimi tarafından verilen iftar yemeği öncesi gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Ekonomik değerlendirmelerde bulunan Cevahir şöyle konuştu:

"Makro düzeyde bakarsak ekonomik veriler gayet iyi düzeyde. Ama bu hiçbir zaman Türkiye'de ekonomide problem yok, sıkıntı yok anlamına gelmez. Türkiye'de yatırıma yönelik faaliyetler çok öyle istenilen düzeyde değildir. Arzu ettiğimiz kobi diye tabir edilen şirketlerin önünü açacak teşviklerin hükümet tarafından ele alınması gerekir. Şu anda bazı çalışmalar yapıldı.

Bunların daha da artırılması gerekir. Daha farklı teşviklerin verilmesi lazımdır. 2006 yılından itibaren ekonomiye dinamizm getiren kobilerin muhakkak önünün açılması lazımdır. Türkiye'nin ekonomisine hayat verecek bu sektörlerin mutlak suretle canlandırılması lazımdır."

Türkiye'deki cari açık sorununa da değinen Cevahir, cari açığın kapatılmasının çok uzun vadeli bir iş olduğu görüşünü savundu. Bir gazeteci tarafından YÖK ile Hükümet arasındaki gerginliğin sorulması üzerine Cevahir, "Türkiye'de 2002 Kasım ayından bu yana hükümette ülkede gerçekten ekonomi, siyasi ve özgürlükler manasında bir şeyler yapılıyor. Ama Türkiye'nin yarası olan gerçekten aşılamayan problemler var.

Bunların başında hak ve özgürlerin bütün kurumlarca tanınır hale gelmesidir. Adalet önünde herkesin eşit olduğuna inanmak durumundayız. Ama adalet bize adil değilse ona kaka diyemeyiz. Adalet herkese eşit olma durumunda ve herkes adaletin eşit olup olmadığı noktada YÖK'ün koyduğu aynı tavrı koymak zorunda. YÖK'ün şu anki çıkışını yersiz ve zamansız ve gerçekten de altında çok fazla bir şeyin olmadığını düşünüyoruz. Türkiye'de hiçbir kurum bu kadar bağımsız bu kadar denetimden uzak olup bu kadar adaletten kaçamaz" şeklinde cevap verdi.

İstikrarı bozacak kavga ve polemikler ekonomide istikrarsızlığı sermaye kaçışını getireceğini söyleyen Cevahir, bu noktada siyasi partilere, gönüllü teşkilatlara, medyaya ve topluma sorumlu davranış görevi düştüğünü ifade ederek şunları kaydetti:

"Yabancı yatırımda önemli olan sermayenin milliyeti ve rengi değildir. Önemli olan sermayeyi ülkemize katma değer katacak, istihdam kazandıracak alanlara yönlendirmektir. Sermayenin rengi, polemikleri gereksizdir ve potansiyel yatırımları ürkütücü hal eğilimi almaktadır. 15-20 yıl sonra sağlanan bu istikrar dalgasını kaçırmamalıyız."

Avrupa Birliği (AB) sürecine de değinen Cevahir, "3 Ekim kararları Türkiye'nin AB karşısındaki resmi konumunda nitelik olarak yapısal bir nitelendirmeyi temsil etmektedir. Böylece AB sürecinde önemli bir aşama geçilmiştir" dedi.

Ekonomideki istikrara rağmen bazı sorunların devam ettiğini hatırlatan Cevahir, "Ekonomide yeniden yapılanma sürecinde ciroların arttığı ama karların düştüğü tahsilat ve nakit sıkışlığının artığı özellikle kobilerin finansman bulmada zorlandığı, dış açıkların yaşandığı bir dönem yaşanıyor. Günümüzde Eximbank'ın desteklerinin verildiği seviye yeterli değildir. İhracatçılar için vize sıkıntısı devam etmektedir" diye konuştu.