Siz hiç teftiş ettiği rezalete ağlayan müfettiş duydunuz mu?.. Ağrı’da oldu...
Devlet memuru; adını vermiyorum ama şu ülkenin kısıtlı imkanlarıyla yaratıldıktan sonra özelleştirilen Güneykaya Kayak Tesisleri’ndeki vahşeti gören tecrübeli müfettiş, kendini bir sandalyeye zor attı ve hıçkıra hıçkıra ağladı.
Duyanlar söyledi; “Düşman yapmaz bunu” cümlesini defalarca tekrarlamış yığıldığı yerde.
Manzara feci...
Bir benzerini Sarıkamış’ta yapmak için 10 milyon dolar aranan ve henüz bulunamayan son teknoloji, full elektronik, uzay çatılı, Avusturya malı alttan ısıtmalı telesiyejli, beş yıldızlı otel düzeyindeki spor ve turizm yuvasını kurtlar basmış sanki... Filler yıkmış... Sırtlanlar parçalamış... Harab edilmemiş; ısırılıp tükürülmüş gibi.
Kumanda odasında kazma da kullanmış bazı hayvanlar.
Bir baklası onlarca euroya ithal edilen makara takımlarını söküp ormanda satmış olmalılar.
Alt istasyon içinde bomba patlamış gibi.
Üst istasyonun elektronik panosunu zevk için kırmışlar.
Halkın parasıyla yemek takımlarına kadar eksiksiz yaratılan, nedeni bilinmeyen bir özelleştirme operasyonu geçiren ve yedi senede toplam 50-60 saat faaliyette kalan bir Doğu mücevheri işte böyle çamurla kaplı.
Tam bir rezalet
Saatte 600 kayakçıya en geniş konforla hizmet verecek tesisin eski haline gelebilmesi en az iki milyon lira.
Söylentiye göre, işletmeci sadece geri vermek için bir milyon lira istermiş.
Neden?.. Her halde bakım parası!..
Oysa asgari ücretli bir bekçi bile bırakmamışlar başında.
Bütün bu rezalet nerede?..
Ağrı’da...
Hepsi kayakçı doğan, her iki genç insanından bir tanesi kayakçı olan, kayak milli takımının yarısını tamamlayan Ağrı’da.
Daha acı olan nedir biliyor musunuz?..
Güneykaya Ağrı’da yok olan dördüncü kayak tesisi!
Küpkıran, Zado ve Bubi’den sonra dördüncü...
İlk ikisi ödenek ve personel yokluğundan kendi kendine yok oldu. Bubi sökülüp Bayburt’a taşındı.
Ve sıkı durun:
Ağrı’da başka kayak merkezi yok!..
Yirmi yıllık müfettişin neden ağladığını anladınız mı?
Güneykaya'nın lüks süit odaları, restoranları, telesiyej, pistleri
artık tanınmaz halde...
Doğu’nun mücevheri
Güneykaya Kayak Tesisleri Ağrı’ya 36, Eleşkirt ilçesine 6 kilometre uzakta ve E5 Karayolu’nun sadece 500 metre uzağında.
Zemin Alpin çayır... Üzerinde yılın altı ayı yeryüzündeki en kaliteli kar yapısı... En az 1,5 bazen 2,5 metre kar alıyor. Çığ ve sis imkansız. Slalom ve mukavemet için ayrı pistleri var. 4’ü süit 24 oda, 44 yatak, tv, müzik yanını, 300 kişilik restoran, kondisyon salonu, sauna, alttan ısıtmalı 50 koltuğa sahip telesiyej... 1227 metrelik teleski. Bunların hepsi var(MIŞ)! Şimdi pist ineklere kalmış, tesis insanlık dışı yaratıkların hücumuna uğramış.
İşte Güneykaya'nın öyküsü
Tekrarlanan senaryo
Yıl 1998... Ağrı’nın unutulmaz valisi Lütfü Yiğenoğlu, Güneykaya projesi için kolları sıvıyor. İl Özel idaresi, devlet-millet işbirliği ile üç yılda tesisi tamamlıyor.
Yiğenoğlu tayin olunca, üvey evlat haline geliyor Kayak Tesisi. Önce bakımsız ve atıl kalıyor, sonra durumu “değerlendirmek” isteyenlerin dikkatini çekiyor.
Bölgedeki iş adamlarının sporu ne kadar sevdiği bilinmez... Lakin tesisin bir direği arazisine bir metre girdi diye 35 milyar lira para alan toprak sahibine bile rastlanıyor.
Sporcu ümit, varlıklı insanlar fırsat olarak görüyor Güneykaya’yı.
Yıl 2002... Müjdeli haber CHA’nın:
“Ağrı’nın Eleşkirt ilçesindeki bulunan Güneykaya Kayak Tesisleri, Ağrı Valisi Tahsin Cumhur Ersoy tarafından Ağrılı işadamı Nusret Güven ve Ağrılı ünlü sanatçı Burhan Çaçan ortaklığındaki şirkete kiraya verildi”.
Dönemin valisi Ersoy konuşuyor:
“Valiliğimiz tarafından tamamlanan ve özel sektörün müteşebbis ruhunun canlandırılması amacıyla kiraya verilen bu tesisin yeni yatırımlara ön ayak olmasını bekliyoruz.”
Yıl 2004... Medyada “Milli Servet çürüyor” haberleri üzerine ilçe kaymakamı Cafer Sarılı harekete geçiyor ve kiracı Nusret Güven ile yeni bir mutabakat yapıyor. Tesis 400 milyarlık bir bakımdan geçiyor ve kısa süre konuk kabul ediyor.
İyi niyetli Kaymakam Cafer Sarılı, tesisin ilk halini gördüğünde gözlerinin dolduğunu ama idarenin müteşebbisin önünü açtığında çürümüş bir tesisin istendiğinde böyle bir sanat eserine dönüştüğünü görmekten gurur duyduğunu söylüyor.
İddialar göre bu dönemde bol miktarda kredi de alınıyor ama günahı alanın boynuna.
Ve yıl 2008...
49 yıllığına kiralanan tesisin 41 yıl daha dayanması bu koşullarda imkansız gibi görünüyor.
Ağrı var mı ağrı?
Kayak Milli Takımı antrenörü Ali Yılmaz yaşadığı şehri anlatıyor; Böbrek sancısı gibi "ağrı"; böbrek taşı kadar değersiz "ağrı"
Ağrı’da yok olan dördüncü kayak tesisi Ağrı’lı bir sporcuları, hocaları nasıl etkiler merak ediyor musunuz?
Kayak Milli Takım antrenörü ve eski milli sporcu Ali Yılmaz’a kulak verin...
“Sevgili valimiz Lütfü Yiğenoğlu tayin olunca kimbilir hangi amaçla bir iş adamına verdiler Ağrı’daki son tesisi. İşadamı alırken yanına ek tesis yapacağım, sporcuya halka açık olacak diyerek bu tesisi ele geçirdi. Ama parça parça eriyor. Eleşkirt Kaymakamı’na defalarca baş vurduk. Biz şimdi 2011 olimpiyatına nerede hazırlanalım. İnanılmaz ama Ağrı’da kayak kayamıyoruz. Hadi bizi geçin; Ağrı’da altı ay kış varken batıdan gelen bürokrat, doktor, memur nasıl durur burada. Ağrı’nın bu tesise ihtiyacı var. Kayak sporu için de var, sosyal hayatı için de.
Dünyanın en iyi tesisi bir işadamının insafına kalmış”.
Merak edenler için söyleyeyim... Ali Yılmaz 39 yaşında. Yılda üç ay geçici işçi olarak çalışıyor ve yine de bölgesinden kopup Uludağ’da falan özel ders vererek zengin olmayı aklının ucundan geçirmiyor.
Yaşadığı şehri nasıl anlatıyor biliyor musunuz?
Böbrek sancısı gibi “ağrı”; böbrek taşı kadar değersiz “ağrı”.