DTP’nin Ağrı'nın Doğubeyazıt İlçesi'nde düzenlediği miting başlamadan olaylar çıktı. Çıkan olaylarda 1 kişi hayatını kaybetti. Ağrı'daki gerginlik Diyarbakır'a da sıçradı. Göstericiler polise taşlı saldırıda bulundu.
Bugün saat 11.00’de Büyük Ağrı Caddesi üzerinde DTP ilçe binası önünden başlatılmak istenen yürüyüş sırasında çıkan tartışmalar üzerine, mitinge katılanlar polise taş attı. Bunun üzerine güvenlik kuvvetleri aralarında DTP Doğubayazıt Belediye Başkanı Mukaddes Kubilay’ın da bulunduğu gruba biber gazı sıktı. Saat 12.00’de yapılması planlanan miting öncesi çıkan olaylar yüzünden ilçe merkezinde işyerleri kapatıldı. Gerginlik devam ediyor.
1 KİŞİ ÖLDÜ
Olaylar sırasında yaralanan 20 yaşlarında yaralanan bir kişi kaldırıldığı Doğubeyazıt Devlet Hastanesi'nde öldü. Aralarında polislerin de bulunduğu 20'ye yakın kişi de yaralandı.
DİYARBAKIR'DA DA GERGİNLİK
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde izinsiz gösteri yapıp cadde ortasında lastik yakan grubu polis biber gazıyla dağıttı. Ara sokaklara kaçan göstericiler polise taşlı saldırıda bulundu.
Gerginlik devam ediyor.
Eli silahlı teröristlere habire af çıkarırken; İstiklal Madalyası sahibi Jandarma Genel Komutanı'nı hapse atıp, beyin kanaması geçirene kadar içerde tutmadık mı? PKK'ya yataklık yaptığı için hapiste yatan kadını, çıkarıp, Meclis'e sokarken, Cumhurbaşkanı'nın masasına davet ederken; 1'inci Ordu Komutanı'nı "terör örgütü kurmak"tan içeri tıkmadık mı? Şehide "kelle" dediği için tazminat ödemeye mahkûm olan, "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir canım kardeşim" diyen Başbakan'a, "Bravo, aynen devam" deyip, yüzde 47 oy vermedik mi? PKK, hastalanmaması için serçe parmağının tansiyonu bile ölçülen Abdullah Öcalan'ın saçı kesildi diye, kalkışma provası yapıp, Diyarbakır'ı yakıp yıktığında, polisin-askerin elini tutup, "Cana geleceğine mala gelsin" diyen Diyarbakır Valisi'ne "aferin" deyip, Başbakanlık Müsteşarı yapmadık mı? Kafamızda Amerikan çuvalıyla gezerken, koordinatör saçmalığı icat edip, "Amerika bizi çok seviyor, istihbarat verecek" demedik mi? "Amerika istedi diye harekátı kısa kestik, içerde parça bıraktık, o kampları tutmamız gerekirdi" dediği için, neredeyse "vatan haini" ilan edilen Deniz Baykal, o kamplardan gelen teröristler önceki gün Aktütün'ü bastığında haklı çıkmadı mı? Irak'taki hacivat "Kedi bile vermem" derken; yaralı PKK'lıların tedavi edildiği Kuzey Irak'taki hastaneyi bile kendi ellerimizle yapmadık mı? Vatandaşa zam üstüne zam geçirirken, PKK'yı koynunda besleyen Barzani'ye, Talabani'ye yarı fiyatına elektrik vermiyor muyuz? İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de kadınları çocukları havaya uçurduklarında; besleme medyadaki arkadaşlar utanmadan, "Ne malum PKK'nın yaptığı" demedi mi? Şehit çocukları çıplak ayakla gezerken, tabut başındaki karnı burnunda tazeler Allah'ıyla baş başa kalmışken; fitreleri zekátları Mehmetçik Vakfı yerine, Almanya'da din-iman hortumcusu olduğu alenen tescillenen Deniz Feneri'ne vermiyor muyuz? Gariban ailelerin çocukları şakır şakır şehit düşerken, subay-astsubay çocukları oradan oraya tayin edilip, lise mezunu olana kadar 28 tane şehir değiştiriyor; yaşadıkları travma nedeniyle üniversite kazanamıyor ve onlara hiçbir ayrıcalık tanınmıyorken; "Babamın parası var, benim de b...... boncuk var, onun için yurtdışında okuyorum" diyenler askerlikten yırtmıyor mu? Bir zamanlar bu memlekette askerlik yapmayana kız bile verilmezken, "Popomda sivilce çıktı, bak bu da raporu" diyenler, askerlikten sıyırmıyor mu? Genelkurmay, 68 kere basılan 46 şehit verdiğimiz gecekondudan bozma dandik karakolu, parasızlık nedeniyle 100 metre ileriye taşıyamadığımızı açıklarken; Genelkurmay eski Başkanı'na, korgeneral refakatinde askeri uçakla taşıyarak, 1 trilyon liralık zırhlı Audi almadık mı? Neymiş efendim, terör zirvesi toplanmış, kararlılık mesajı çıkmış... Yerim ben sizin o kararlılık diyen dillerinizi, yerim.
çıkan bu olayları şiddetle kınıyorum... yaşasın halkların kardeşliği ama boyle bir kardeşliğede lanet olsun biji...