Kadı Mustafa Darir (14.yüzyılda yaşadı)
Öğrenimini Erzurum Yakutiye medresesinde tamamlayan Darir ile ilğili bilgilerimiz eserlerinin ön sözleriyle sınırlıdır. Asıl adı Mustafadır. Doguştan kör olduğu için Darir, zamanda gözsüz mahlası kullanmıştır. İslami ilimleri Arapçayı ve Farsçayı çok iyi bildiğini eserlerinden anlıyoruz. 1377 de Mısır’a gidinceye kadar Erzurumda kadılık yapmıştır. Manzum ve mensur bilinen dört eserin sahibi olan Erzurumlu Kadı Darir edebiyatımızda şairliği kadar nasirliğiylede bilinir. Türkçe ve Türkçecilik şuuruyla yazan Darir Memlük Türkçesinin Oguz Türkçesine dayalı bir yazı dili haline gelmesinde büyük paya sahiptir. Siretü’n nebisindeki beyitler mevlit yazmış bütün Türk şairleri bu arada “Vesiletü’n Necat” şairi Süleyman Çelebiye de ilham kaynağı olmuştur.
Darir “Kıssa’i Yusuf” adlı eserini 1367 de manzum olarak ve mesnevi tarzında Erzurumda yazdı. “Siretün nebi’si” ise 1380 de tamamlanmış ve Sultan Berkuk’a sunulmuştur. İçinde manzum bölümlerinde bulunduğu mensur bir eserdir. Diger iki eseri 1393 de tamamlanıp Halep emiri Çolpan’a sunulan “Fitühü’ş Şam” ile yazılmış tarihini bilmediğimiz “Yüz Hadis ve yüz hikayedir”