Şemdinli'de bayram öncesi meydana gelen ve 23 kişinin yaralanmasına, aralarında okul, camii, ev ve işyerlerinin bulunduğu onlarca binanın tahrip olmasına yol açan patlama nedeniyle Ramazan Bayramı buruk kutlandı.
Bayramdan hemen önce İlçe Jandarma Komutanlığı'na yakın ve ilçenin en işlek alışveriş caddesinde bir araca konulan bombanın patlaması halka bayramı zehretti. Bomba yüklü aracın infilak etmesi sonucu 23 kişi çeşitli yerlerinden yaralanmış, şehir merkezindeki yaklaşık 70 ev, okul, camii ve işyeri büyük ölçüde maddi hasara uğramıştı.
Patlamayla savaş alanına dönen Şemdinli şehir merkezi halen enkaz halinde. Patlamadan 2 gün sonra gelen Ramazan Bayramı'nı buruk geçiren Şemdinliler, Merkez Camii'nin tamamen hasar görmesi yüzünden namazı güçlükle kıldı. Olay yerine yakın olan Şemdinli Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nun 2 bin dolayındaki öğrencisi ders başı yapamadı. Okulda eğitime ara verildiğini belirten müdür yardımcısı Galip Akdağ, halen patlamada meydana gelen tahribatın tam olarak giderilemediğini bildirdi.
1966 yılında yapılan ve Şemdinli'nin ilk camisi olan Merkez Camii de, patlama nedeniyle büyük tahribata uğradığı için halkın çoğu bayram namazını kılamadı. Yaklaşık 40 yıllık caminin tüm pencereleri kırılırken, kullanılamaz hale gelen camide yaklaşık 15 milyar liralık maddi hasar oluştuğunu belirten imam Derviş Özer, "Şemdinliler 40 yıldır ilk kez bu bayram namaz kılamadı. İlçede daha önce bir evin odasında kılınan cuma ve bayram namazları ilk kez 1966 yılında bu camide kılınmıştı. Yıllar sonra bayram namazı bu camide kılınamadı. Tüm Şemdinli halkı bu patlamaların üzüntüsünü yaşıyor" şeklinde konuştu.
"ELBİSELERİM KANA BULANDI"
Olay yerine 500 metre kadar uzaklıkta bulunan imam Özer'e ait ev de patlama sırasında harap hale geldi. Çimen, Halime, Habibe, Yaser ve Zehra Özer de patlama sırasında vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralandı. Çimen Özer (18), "O akşam yattıktan yarım saat sonra büyük bir patlama sesiyle irkildim. Bir anda tüm camların üzerime doğru geldiğini gördüm. Kendimde değildim, başıma vurduğum elim kanla doldu. Ellerimi nereye vurduğumun da farkında değildim. Dokunduğum her yere kanım bulaşmış. Çok korktum. Elbiselerim tamamen kana bulandı. Başım ve ayaklarıma cam parçaları saplandı. Tedirgindik, ne yapacağımızı bilemiyorduk. Hala korkuyorum, bayram olduğuna bile inanamıyorum. Bu olay, bayramı yaşamamıza izin vermedi" diyerek başına atılan dikişlerini göstererek yarasının bir an önce iyileşmesini umduğunu söyledi.
Öte yandan, patlama anını anlatan Derviş Özer, patlama sonrası üzerinde karyolasının çöktüğünü, önce deprem olduğunu sandığını kaydetti. Derviş Özer, "Her taraf toz ve cam parçalarıyla doldu. Ne olduğunu anlayamadım. Patlamayla beraber elektriklerin de kesilmesi bizi iyice çaresizliğe itti. Hemen çocuklarımı kontrol ettim. Kızım Çimen başta olmak üzere diğer çocuklarımın da çeşitli yerlerinden yaralandığını görünce hemen yardım çağırmak üzere kapıya koştum. Benimle beraber eşim de koştu; ancak yerdeki camlardan haberi olmayan eşimin de ayağına cam parçaları saplandı. Kapı patlamanın etkisiyle sıkışmıştı. O telaşla bir türlü açamadık. İmdat çağrılarımızı da kimse duymadı. Dışarıdan da bağrışmalar duyuluyordu. Çocuklarımın daha fazla kan kaybetmelerine dayanamadım ve elime aldığım çekiçle dış kapıyı kırdım. Daha sonra dışarıdan yardım istedim ve ambulans geç de olsa geldi. Biraz daha gecikseydik kızım Çimen kan kaybından ölebilirdi" diye konuştu.