Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Kars İli’ne bağlı bir ilçe olan Susuz’un doğusu Arpaçay, batısı Ardahan’ın Göle ilçesi, kuzeyi Ardahan merkez ve Çıldır ilçeleri, güneyi ise Kars merkez ilçe ile çevrilidir. İlçe, Kuzeydoğu Anadolu’nun en yüksek yaylalarının eteğinde, Kars- Ardahan yolu üzerinde bir vadi tabanına kurulmuştur. Kars’ın kuzey kesiminde yer alan Susuz, yüksek ve engebeli bir alanda bulunmaktadır.İlçenin batı kesimini Allahuekber Dağları, kuzey kesimini de kısır Dağı’nın güney uzantıları engebelendirir. İlçe toprakları sınırı içerisinde bir akarsu bulunmadığından Cılavuz olan ilçenin ismi Susuz olarak değiştirilmiştir. İlçenin güneybatı kesiminde Aygır Gölü bulunmaktadır.
İl merkezine 27 km. uzaklıktadır. Deniz seviyesinden 1.650 m. yükseklikteki ilçenin yüzölçümü 645 km2 olup, toplam nüfusu 14.614’dür.
İlçede Karasal iklim hüküm sürmektedir. Kışlar çok sert ve kar yağışlı, yazlar da kısa ve serindir.
İlçenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler, buğday, arpa, patates, fasulye ve nohuttur. İlçenin ekime elverişli toprakları kısıtlı olduğundan hayvancılık ön plandadır. Sığır ve koyun yetiştirilir.İlçede son yıllarda arıcılık ta önemli gelişmeler kaydedilmiştir.
Cılavuzdere yöresinde yapılan araştırmalarda Alt Paleolitik Çağa ait olduğu sanılan kalıntılara rastlanmıştır. Bu da yörenin çok eski bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. Tarihi Kars ile aynıdır. Kars yöresi, MÖ.IX.yüzyılda Urartu egemenliğine girmiştir. Urartu Kralı II.Sardur MÖ.VIII.yüzyılda Sevan Gölü’nün batısındaki toprakları ele geçirmiş, daha sonra Kimmerler ve İskitler yöreyi istila etmiş, Medler de MÖ.560’da Urartu egemenliğine son vermiştir. Bazı tarihlerde MÖ.VI. Yüzyıldan başlayan Armeniai Krallığının ve Prensliklerinin burada hakim olduğundan söz etmektedirler. Pers yönetimi altında Satraplık görevini üstlenen bu prensliklerin başlıcaları Orontes Hanedanı (MÖ.400-200), Artaksias Hanedanı (MÖ.200) idi.
Romalılar Artaksias hanedanından II.Tigran’ı yenerek bölgeyi ele geçirmişlerdir. Roma’nın Araxes eyaleti olan yöre, Romalılar ile Partlar arasında sürekli el değiştirmiştir. Bu yöre daha sonra Sasanilerle Bizanslılar arasında da çekişmeye neden olmuştur. VII.yüzyılda Arap akınları buraya kadar ulaşmış ve IX.yüzyıla kadar da Araplar buraya egemen olmuştur. Arapların denetiminde kurulan Ermeni yönetimlerinden Bagratlı Hanedanının bir kolu Ani ve Kars’ta hüküm sürmüştür. Bizanslılar 1045’te yöreyi ele geçirmiştir. XI.yüzyılın ortalarında Selçuklu akınları başlamıştır. Selçuklu hükümdarı Alpaslan 1064’te yöreye hakim olmuş, merkezi Ani olmak üzere Selçuklulara bağlı Ani-Şeddadlılar Hükümeti kurulmuştur. 1064 yılında Sultan Alparslan tarafından fethedilmesinin ardından Kars ve çevresi, Selçuklulara bağlı beylikler tarafından idare edilmeye başlanmıştır. 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra Selçuklu Sultanı Alparslan, Erzurum, Erzincan, Tercan ve Pasinler’le birlikte Kars’ı da kumandanlarından Kasım Bey’e vermiştir.
Selçuklu yönetiminden sonra Kars ve Ani Gürcülerin eline geçmiş, 1230’da Moğollar buraya hakim olmuş ve şehirleri yıkmışlardır. Moğol egemenliği yörede 1356’ya kadar sürmüş, onu Altınordu ve Karakoyunlu yönetimleri izlemiştir. Timur’un 1387’deki istilasından sonra yöre yine Karakoyunluların egemenliğine girmiştir. Akkoyunlu ve Safevilerin yönetiminden sonra Kars, Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1534’te Osmanlı topraklarına katılmıştır.
XIX.yüzyıl boyunca sürekli Rusların saldırı ve kuşatmalarına uğramış, 1876’da Ruslar tarafından işgal edilmiştir. Kars ve yöresi 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra Ruslar tarafından Kars, Ardahan, Oltu ve Kağızman Sancaklarından oluşan bir Askeri Valilik kurulmuştur. Ayastefanos Antlaşması (1878) ile Ruslara bırakılmıştır. Osmanlıların I.Dünya Savaşı’na girmesi ile birlikte Rus Çarlığı 1 Kasım 1914’te Doğu Anadolu’ya doğru saldırıya geçmiş, 6 Kasım’da başlayan ve altı gün süren Köprüköy Savaşı’nda Ruslar yenilmiştir.
1915 yılında Enver Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Kars’ı kurtarmak için Sarıkamış Harekâtı’na başlamış, Allahuekber Dağları’nda doğa ile olan mücadelesinde yenik düşmesine rağmen bir kısım asker kısa bir süre de olsa Kars’a girmeyi başarmıştır. Ancak, Ruslar yeniden duruma hakim olmuşlardır. Rusya’da Çarlık rejimini sona erdiren devrim hareketinden sonra 3 Mart 1918’da yapılan Brest-Litowsk Antlaşmasıyla Kars bölgesin terk etmişlerdir. Daha sonra Ermeni ve Gürcüler yöreye bir süre egemen olmuşlar, 30 Ekim 1920’de General Kâzım Karabekir buradaki Ermeni kuvvetlerini yenmiş, 3 Kasım 1920’de Binbaşı Halit bey tarafından işgalden kurtarılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra Kars ilinin merkez ilçesine bağlı bir bucak olan Susuz, 1959’da ilçe konumuna getirilmiştir.
Kenthaber Kültür Kurulu