23
Aralık
2024
Pazertesi
AKHİSAR - MANİSA
Nufus
1.319.920
Yüz Ölçümü
13.810
İlçe Sayısı
16
Vali
Nufus
157.161
Yüz Ölçümü
1.754
Belediye Sayısı
96
Köy Sayısı
0
Kaymakam

Thyatreia


Antik Çağlarda Lydia'nın güçlü kentlerinden Thyatreia bugünkü Manisa'nın Akhisar İlçesinin bulunduğu yerde idi. Günümüz Akhisar'ındaki pek çok evin temelleri altında, Tepe Mezarlığı denilen alanda bu antik kent ile ilgili kalıntılara rastlanmaktadır. Burada 1962 yılında başlayan ve 1968-1971 yılları arasında süren arkeolojik kazılar Thyatreia'ya ait kalıntıları ortaya çıkarmıştır.

Plinius ve Bizantionlu Stephanos'un, Homeros'un da değindiği Thyatreia'nın antik isminin Pelope olduğu ileri sürülmüştür. Helen dilinde Pelope'nin bir anlamı bulunmamaktadır. Yalnızca bu sözcük Su Geçidi anlamında yorumlanmıştır. Prof.Dr.Bilge Umar, Mysia ile Akhisar arasında üç doğal yol olduğunu bunlardan birisinin de Akhisar'ın kuzeydoğusunda, dibinden Kumçayı'nın geçtiği doğal bir geçitten söz etmiştir. Bunun ardından da bu sözcüğün Su Geçidi olarak yorumlanabileceğini sözlerine eklemiştir. Bunun yanı sıra Pelopya, Chippa isimlerinin de bu kente verildiği iddia edilmiştir.

Seleukoslar bu kenti yeniden kurmuş ve Pelopya’nın yerine Thyatreia ismini buraya vermişlerdir. Bu konuda bilimsel bir esasa dayanmamakla beraber bir başka iddia da; kenti Amazonların kurduğu ve isminin de bir Amazon prensesinden geldiğidir. 

MÖ.24'de depremle yıkılan Thyatreia, sürekli yerleşime sahne olmuştur. I.Seleukos Nikador (312-280) Makedonyalı askerler ile göçmenleri buraya yerleştirmiştir. Kent güçlü senatosu, kalabalık nüfusu ile önemli bir Lydia kentiydi. Lydia Kralı Kroissos zamanında tarihinin en görkemli günlerini yaşamıştır. Sardes'ten Ninova'ya kadar uzanan Kral Yolu'nun buradan geçmiş olması kentin önemini bir kat daha arttırmıştır. Ayrıca MÖ.281'de Korupedion Savaşı'ndan sonra I.Seleukos Nikador'un Makedonyalılardan oluşan askeri bir garnizonu buraya yerleştirmiş oluşu da kentin askeri ve politik gücünü göstermektedir. Prgamon Kralı I.Attalos bu kenti bir ara eline geçirmiş, Magnesia Savaşı'na (MÖ.190) kadar yönetimi elinde bulundurmuştur.

MÖ.133'te III.Attalos'un ölümünden sonra, burası Heliopitler tarafından ele geçirilmiştir. Ancak Pergamon Krallığı'nın vasiyet yoluyla Roma'ya geçişinden sonra Thyatreia'da Romalılara ait bir kent olmuştur. MS.215'te İmparator Caracalla bu kente gelmiş ve ayrıca kente bir de unvan vermiştir.

Hıristiyanlık döneminde Aziz Yuhannes'in Anadolu'daki yedi kutsal kilisesi arasında Thyatreia da vardır. Gerçekte Aziz Yuhannes'in yazmış olduğu mektuplar, orada bulunan kiliselere değil, cemaatlere hitabendir. Bu bakımdan Thyatreia'daki Hıristiyan cemaatine mektubunda şöyle demiştir:

Thyatreia'da olan kilisenin meleğine yaz. Ateş alevi gibi gözleri olan ve ayakları parlak tunça benzeyen Allah'ın oğlu şu şeyleri diyor: 

Senin işlerini ve sevgini ve imanını ve hizmetini ve sabrını son işlerinin evvelkilerden daha çok olduğunu bilirim. Fakat sana karşı bir şeyim var: Kendisine Peygamber diyen Jesebel kadını bırakıyorsun: ve o kullarınız zina etmeyi ve put kurbanları yemeyi talim edip saptırıyor. Ve tövbe etsin diye kendisine vakit verdim ve kendi zinasından tövbe etmek istemiyor. İşte, onu bir yatağa ve onun işlerinden tövbe etmezlerse kendisiyle zina edenleri büyük sıkıntıya atacağım. Ve onun çocuklarını ölümle öldüreceğim: ve bütün kiliseler bilecekler ki gönülleri ve yürekleri araştıran benim: Ve her birinize işlerinize göre vereceğim. Fakat size, Thyatreia olan diğerlerine, kendilerinde bu talim olmayanlarına hepsine, onların dediği gibi Şeytanın derin şeyleri bilmeyenlere diyorum: Üzerinize başka yük koymam. Fakat ben gelinceye kadar sizde olanı sıkı tutun. Ve galip olun. Sonuna kadar işlerimi tutana, ben de babamdan nasıl aldımsa, onu milletler üzerine hakimiyet vereceğim. Kulağı olan işitsin Ruh kiliselere ne diyor”.

Hz.İsa'nın Allah'ın oğlu sözcüğünü kullandığı tek yer Thyatreia'dır. Vahiy'deki Oğlun ateş alevi gibi gözleri ifadesiyle burada kötü işlerin yapıldığı zaman, şiddetin ortaya çıkacağı uyarısında bulunulmuştur. Thyatreialılar diğer Hıristiyan cemaatlerine göre imanları çok kuvvetli bir toplumdu. Ayrıca Vahiyde sözü edilen Jesebel'in MÖ.900'lerde yaşadığı sanılan Kral Ahap'ın kâhin karısı olduğu bilinmektedir.

XIII.yüzyılda gelişen Arap akınlarını önleyebilmek amacıyla Pergamon'a gelen Bizans İmparatoru Andronikos'un çabaları boşa gitmiş, Akhisar yöresi bu akınlardan büyük zarar görmüştür. Thyatreia'nın bulunduğu Akhisar XVI.yüzyıl sonlarında Osmanlı topraklarına dahil olmuş ve askeri bir merkez konumuna gelmiştir. 

XVIII.yüzyılda Akhisar'a gelen Dr.Aruundelin ve Smith'in anlattıklarına göre, Akhisar'da eski kent ile ilgili pek az kalıntı vardı. Ancak araştırmacılar toprak altında bazı kalıntıların olduğunu, dışarıda kalmış sütun başlıkları, sütun gövdeleri ve duvarlardan anlaşılabileceğini sözlerine eklemişlerdir. Akhisar'da Prof.Dr.Yusuf Boysal ve Arkeolog Rüstem Duyuran'ın 1969-1971 yıllarında yapmış oldukları kazılarda daha çok Tepe mezarlığı üzerinde durulmuş, Roma veya Erken Bizans devrine ait bazı yapı kalıntıları ortaya çıkarılmıştır.

Bu kalıntılardan Roma döneminde Batı Anadolu kentlerinde benzerlerine rastlanan sütunlu caddelerden biri olduğu da ortaya çıkmıştır. Portiklerin döşemesindeki izler, burasının bir yangın geçirdiğini de göstermektedir. Ayrıca Thyatreia antik kentinin akropolünün bugünkü Devlet Hastanesinin bulunduğu yerdeki tepede olduğu, çevresindeki mimari buluntulardan anlaşılmaktadır. Yöredeki bir çok antik yazıtın kaybolması da bazı karanlık noktaların aydınlatılamamasına neden olmuştur.

Yayın Tarihi : 10 Şubat 2005 Perşembe 14:06:19
Güncelleme :10 Eylül 2008 Çarşamba 14:22:03

Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?