Kütüphâne haftası münasebetiyle aldığım resmî davetin sebep teşkil ettiği bir haftalık Adıyaman ziyaretinden bir parça yorgun ama ruhen zenginleşmiş olarak döndüm.
İl Kütüphane Müdiresi Filiz Karabulut Hanımefendi’nin çırpınışlarını, koşuşturmalarını, faydalı olma azmini, yazımın daha ilk satırlarında hürmetle yâd etmiş olmak; işini bu kadar seven, bu kadar içtenlikle davranan bir kitap dostunu tanımış olmaktan bahtiyar olduğumu da söylemek isterim.
Halk Eğitimde yaptığım kısa konuşmaya iştirak nezaketi gösteren değerli valimize, mülkî erkana ve milli eğitim câmiasının güzide mensuplarına da teşekkür ediyorum. Benim gibi, devlet mekanizmasının ağır işlediğini eskiden beri tenkit eden birisine bile, çok şeyin değiştiğini ve bu kanaatimi gözden geçirmem gerektiğini , çalışkanlıklarıyla telkin eden bu gayretli insanlara gönülden muvaffakiyetler diliyorum.
Bizi makamında kabul ve kıymetli bir eserini imzalama nezaketi gösteren Prof. Hacı Duran Beyefendiyi tanımış olmak ciddi bir şeref ve güzel bir bahtiyarlıktı. Bu gayretli ilim adamını Adıyaman Üniversitesi’nin başında görmek arzumu saklamak istemem. Emeği ve gayreti bunu çoktan hakkettirdiği gibi, çok başarılı olacağına da şüphe duymuyorum. Umarım gelişmeler de bu istikamette olur.
İl Milli Eğitim Müdürü Ahmet Bağlıtaş’ı maarif camiasının ildeki üst kademe temsilcisi olarak tanımak, benim için ciddi bahtiyarlıktı. Hizmetlerine ibadet aşkı zenginliği katan maarifin bu mümtaz çehresi ve kadrosuna gönülden başarılar diliyorum. İştirak ettiğim televizyon programlarında öğretmenlere yönelik yol gösterici tenkitlerimi bu fedakâr insanların samimiyetime bağışladıklarını umuyorum. Zirâ dünyânın bu en mukaddes mesleğinin icracılarının mükellefiyetlerinin ağır olduğu ortadadır. Tenkitlerim mesleklerinin kutsiyetine ve mükellefiyetlerinin ağırlığına dikkat çekmek içindi.
Yine bu seyahatim esnasında tanıdığım, hissiyat ve gayretini hürmetle karşıladığım, Sosyal Hizmetler Müdürü İsmail Akgün Beyefendi’i gönül dostlarımın ilk safında çoktan yerini aldı. Bu fedakar insanın Yetiştirme Yurdu’nda bizi bir akşam yemeğinde ağırlaması ve oradaki genç yavrularımıza hitap etme fırsatı vermesi büyük incelikti. Çok küçük yaşta kaderin bir parça sert, bir parça elemli yüzüyle karşılaşmış bu insanların yaralarını sarmak, cemiyete kazandırmak için verdiği mücadelenin çok insânî ve çok takdire şayân olduğunu söylemek isterim. Devlet elinin bu kabil müesseselerde İsmail Bey gibilerin şahsında yumuşayıp bir nevî rahmaniyet kazandığını, şefkate inkılab ettiğini görmek büyük bahtiyarlıktı. Allah yardımcın olsun değerli kardeşim...
Lise yıllarında aynı sınıfı paylaştığım Ahmet Alagöz Beyefendi ile Yetiştirme Yurdun’da otuz küsür yıl sonra karşılaşmış olmak da büyük saadetti. Milli Eğitim câmiasının bu gayretli, vakur beyefendisi ile liseden arkadaş olmanın zevkini bir daha yaşadım...
Gerger’e geçerken ziyaret fırsatı yakaladığım otuz küsür yıllık arkadaşlardan biri de hizmetlerini şükranla anmak istediğim İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Mehmet Doğan Beyefendi. Kâhta gibi, köylerden göç alarak hızla ama bir yığın problemle birlikte büyüyen bir ilçede gösterdiği başarılı hizmeti takdirde aciz kaldığımı itiraf etmeliyim. Kısmetse Doğan ve birlikte çalıştığı kadronun Kâhta’da yakaladığı şaşırtıcı başarıyı müstakil bir yazının konusu yapmak isterim. Abdullah Remzi Akgül Beyefendi’nin bu başarıdaki rolünü de, câmianın âhenk içindeki çalışmalarını da uzun uzadıya anlatmayı şimdilik ertelemek zorundayım. Ama Hüseyin Çelik Bey’in dikkatini Anadolu’nun bu ücra köşesindeki başarıya çekmek vecibesini ertelemeyeceğim. Milli Eğitim Bakanı ne yapıp yapıp buradaki başarının sırlarını öğrenmeli ve mümkünse sebeplerini sistematikleştirip câmianın istifadesine sunmalıdır.
Adıyaman’da bulunduğum süre zarfında şahsıma ekranlarını açan Mercan TV ve mensuplarına da gönül dolusu sevgiler. Düşünce dünyamın satır başlarını sevgili Adıyamanlı hemşerilerimle paylaşma fırsatı, teşekküründen aciz olduğum bir âlicenaplıktı. Adıyaman’ın bu dost, bu ışıltılı aynasının büyümesi dileğimdir.
İsim ve hizmetlerini anmayı unuttuğum veya atladığım dostlarımdan özür diliyorum... Şüphesiz hepsini ayrı ayrı anmak ve hizmetlerine teşekkür etmek isterim. Ancak buna ne ihtiyarlaşmaya yüz tutmuş hafızam yardımcı oluyor, ne de gazete sayfaları bu kadarına müsaade ediyor. Onun için bütün hemşehrilerime riyasız bir teşekkür ve muhabbetle bu satırları bitirmek istiyorum...
Adıyaman’ın dost insanlarına daha iyi bir hayat, daha iyi bir refah ve huzur gönülden temennimdir...
Hüseyin Yılmaz / Gazeteci- Yazar
Yayın Tarihi :
8 Nisan 2006 Cumartesi 19:07:14