Batman Belediyesi Kültür Müdürlüğü tarafından düzenlenen söyleşide konuşan yönetmen Özgür Doğan, bu filmi yaparken amaçlarının Kürt sorununun filmdeki gibi bir sınıfta başladığını anlatmak, büyüyüp ülke çapında ciddi bir soruna dönüşen sorunun da merkezine bir ayna tutmak olduğunu söyledi.
Film yönetmeni Doğan, Batman Belediyesi Kültür Müdürlüğü tarafından Yılmaz Güney Sineması'nda düzenlenen söyleşide filmin izleyicileriyle buluştu. Dil sorunuyla başlayan iletişimsizliğin Kürt sorununda temel başlangıç noktası olduğunu belirten Doğan, bu film ile en basit insani yere bir ayna tuttuklarını bildirdi.
"İki Dil Bir Bavul" serüveninin bir öğretmen arkadaşlarının anlattığı küçük bir hikaye ile başladığını ifade eden Doğan, "Arkadaşımız başından geçen bir olayı anlattı. Dedi ki; çocuklara soba yakmak için gaz istedim. Ertesi gün elime kerpeten verdiler. Neden? Çünkü gaz kerpeten demekmiş. Dolayısıyla o iletişimsizliğin aslında temel problem olduğuna karar verdik. Hikayeyi o anda keşfettik. Sinema öyle bir şey zaten; hikayeler yaşanıyordur. Hikaye anlatıcısı onu keşfeder. Yaşanan şeyleri keşfetme serüveni bizim için sinema yapma ihtiyacıdır" dedi.
İzleyicilerden gelen soruları yanıtlayan Doğan, filmin hazırlık aşamaları hakkında şöyle konuştu:
"2007 Ağustos'unda Urfa'ya geldik. Sonra Siverek. Elliden fazla öğretmenle görüştük. En son Öğretmenler Evi bahçesinde işte Emre'yi gördük. Ona, böyle bir film çekeceğiz, katılır mısınız diye sorduk. O da kabul etti. Bu film başından sonuna kadar bir belgesel, hani olay örgüsü, karakterler, oradaki mekan dikkate alındığında. Mesela biz oraya bir çivi bile çakmadık yani. Realite nasıl tekrar ediyorsa onu olduğu gibi takip ettik ve öğretmenden, çocuklardan, köylülerden sadece şunu istedik; bizi yok sayın, gündelik hayatınıza devam edin, biz de sadece sizi takip edeceğiz ve böyle bir film yapacağız. Sağ olsunlar onlar da güvendiler, bu doğallığı sağladılar bize. Filmi yaparken derdimiz, asıl şu; biz Kürt sorununun bu sınıfta başladığını düşünüyoruz. Çünkü öğretmen çocukları, çocuklar öğretmeni anlayamıyor. Biz bu iletişimsizliği çözemediğimiz için aslında sorun büyüyüp ülke çapında bu kadar ciddi bir şeye dönüşüyor ve bu en merkeze o en basit yere bir ayna tutup ya bakın Kürtler siz böyle görünüyorsunuz;
Türkler, siz de böyle görünüyorsunuz. Şimdi bu ayrılıkları bir yana bırakalım, çok basit, çok insani bir yerden, işte bu sorunu yeniden bir yerde tartışmaya başlayalım diye yola çıkıp böyle bir film yaptık."