Hasankeyf Dicle Köprüsü (Taşköprü) |
Hasankeyf Kalesi’nin kuzeyinde, Dicle Üzerindeki bu köprü, Ortaçağ’ın en gösterişli ve en büyük köprüsü olarak tanımlanmaktadır. Ancak kitabesi günümüze gelemediğinden ne zaman yapıldığı tespit edilememiştir. K.Ritter bu köprünün 1122’de Emir Fahrettin tarafından yaptırıldığını belirtmiştir. Lehmann-Haupt’a göre Artukoğullarının dördüncü hükümdarı Fahrettin tarafından XII.yüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır.
Köprü üzerindeki figürlerden ve taşlardaki işaretlerden Artuklu yapısı olduğu sanılmaktadır. Eyyubiler döneminde, Sultan el-Melik el_Adil 1349’da bu köprünün tamirini istemiştir. Beş ay içerisinde onarılan bu köprü ile ilgili İbn Şeddat bazı bilgiler vermektedir: “ Köprü taştandır. Ancak ortası ahşap bir tavandır, düşman şehre saldırınca mevzilere çekilinir ve köprü kapanır, mevzilerde dolaşılır ve ikamet edilir. Ancak mevzilere kimse erişemez”.
Gezgin J.Barbaro da Hasankeyf’ten Siirt’e giderken Dicle üzerindeki tahta bir köprüden geçtiğini yazmıştır. Büyük olasılıkla bu köprü üzerinden geçmiştir. Barbaro, XV.yüzyılda geçtiği bu köprüyü şöyle tanımlamaktadır: “Köprünün kemeri o kadar yüksek ve geniştir ki, altından 300 fıçılık bir gemi bütün yelkenleri açık olarak geçebilir. Gerçekten, çok kere köprünün üzerinde durup nehre baktığım zamanlar, bu kadar yükseklikten dolayı bana korku gelirdi. Köprü fevkalade ve kayda şayan özelliktedir”.
Taşköprü |
Köprü sivri kemerli olup, batıdan doğuya doğru 15, 22, 40, 22 m. ölçüsünde kemer açıklıkları bulunmaktadır. Buradaki 40 m.lik açıklık bölgedeki en büyük kemer açıklığıdır. Batıdaki ayağın kalınlığı 8.90 m.dir. Köprünün boyunun 100 m.den fazla olduğu sanılmaktadır. Ayrıca köprü ayaklarına üçgen ve yuvarlak şekillerde selyaranlar yapılmıştır. Ayak temellerinin üst seviyesinden yukarıya doğru kemerli, küçük oda boşlukları yapılmıştır.
Köprü ayaklarının üzerinde yıpranmış bazı kabarma şekiller vardır. Bunları ilk defa Reybaut L.Taylor görmüş ve parsa benzetmiştir. Ayakların her bir yüzü üzerinde üçer adet olmak üzere dört cephesinde sayıları 12’yi bulmaktadır. Ancak bunların büyük çoğunluğu yok olmuş, yıpranmış ve silinmiştir. Taylor, bunların her birinde insan vücudunun alt kısmı ve bacaklarını görmüştür.
Kenthaber Kültür Kurulu