Akyurt Genel Görünüm |
İç Anadolu Bölgesi, Ankara sınırları içerisindeki Akyurt İlçesi, geniş ve düzgün bir arazi üzerinde kurulmuştur. İlçenin doğusunda Kalecik, batısında Keçiören, güneybatısında Elmadağ ilçeleri bulunmaktadır.
İlçe merkezi Çankırı, Kastamonu, Sinop’u Ankaraya bağlayan Devlet karayolu üzerinde olup, İl merkezine uzaklığı 32 km. dir. İlçenin kuzeyinde Kalecik'e bağlanan yol üzerinde 1250 m. yüksekliğinde Tekeli Dağı, güneyinde 1.415 m. yüksekliğinde Hüseyin Gazi Tepesi, doğusunda da 1.985 m. yüksekliğindeki İdris Dağı bulunmaktadır.
Çam, Karayatak, Kızık derelerinin birleşmesinden meydana gelen Ravlı Çayı ilçenin içerisinden geçerek Çubuk çayına karışır. Akış hızı oldukça düzensiz olan bu çay, kış ve bahar aylarında artan su miktarı ile yaz aylarında çevredeki bahçelerin sulanmasını sağlar. Ayrıca Bozca köyünde Gökseki, Örezve Soğukpınar’dan gelen çayların birleşmesiylede büyük bir dere oluşmaktadır. Dağlardan toplanan yağmur ve kar sularıyla kendi kaynağını oluşturan Akyurt Sulama Göleti şehi mekezine 4 km. uzaklıkta ve Karacalar Köy yolu üzerindedir. 1969 yılında Devlet Su İşleri tarafından yapılmış ve kullanımı 1971 yılından itibaren belediyeye devredilmiştir.
Yüzölçümü 258 km2, deniz seviyesinden yüksekliği de 960 m.dir. 2000 Yılı genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 18.907'dir.
Akyurt, tarım ve hayvancılığın yanı sıra ilçe sınırlarında kurulmuş olan pek çok fabrika ve işletme sayesinde geçim kaynaklarını bulmuş ve pek çok çalışan bu sayede meslek ve sanat sahibi olmuştur. Ayrıca Akyurt ilçesi çevre ilçeler ve Ankara ilinedeki fabrikalar ile iş istihdamı sağlamıştır.
İlçenin eski adı Ravlı olup, bu isim 1962 yılında Akyurt olarak değiştirilmiştir. Alka Ravlı sözcüğünün Oğuz Türkçesinde avlu, evli anlamlarında olduğu bu konudaki araştırmacılar tarafından belirtilmiştir. Büyük olasılıkla bunun yurt anlamına geldiği de düşünülebilir. İlçeye bu ismin verilmesinin buradan kaynaklandığı sanılmaktadır.
Akyurt'un İlk yerleşimi Ankara yöresi ile birlikte Paleolitik Döneme kadar uzanmaktadır. Balıkhisar Köyü Höyüktepe mevkiinde bulunan höyük ile Elecik Köyü sınırları içinde yer alan Kızıleşik mevkiindeki tümülüste bulunan çanak çömlek parçalarının tarihlendirilmesi sonucunda buradaki yerleşimin MÖ.3000'de başladığını göstermiştir. Ayrıca Balıkhisar Köyü'nün kuzeydoğusunda 1 km.lik mesafede bulunan höyükte Eski Tunç Çağına ait kalıntılarla karşılaşılmıştır. MÖ.3000'e tarihlenen 15 m. yüksekliğinde 200x300 çapındaki höyükte taş temelli kerpiç duvarlı evler, çanak çömlek parçaları ve madeni buluntular ele geçmiştir. Buradaki Kızıleşik tümülüsü Anadolu Medeniyetleri Müzesince 21-23 Eylül 1987 tarihlerinde kazılmış ve Roma dönemine ait koku kapları, altın küpeler, yüzük ve kolye başta olmak üzere çeşitli yaprak ve şerit parçaları, bronz menteşeler, bronz halkalar, çiviler bulunmuştur. MS.I-II.yüzyıllara ait olan bu eserlerin bulunmasından sonra kazı çalışmaları derinleştirilmiş ve tümülüsün örtü toprağı içerisinde MÖ.3000'e ait keramiklerle karşılaşılmıştır. Büyük olasılıkla bu çanak çömlek parçaları yakındaki bir tümülüsten buraya taşınmıştır. Akyurt'ta yapılan kazılarda ortaya çıkan eserler bugün Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedir.
Akyurt'tan Bir Görünüm |
Romalılardan sonra bölgeye Galatlar, Bizanslılar, Anadolu Selçukluları ve Danişmendliler hakim olmuştur. XIII.yüzyılın ikinci yarısında Moğol istilasından kaçanlar Ankara yöresine yerleşmiştir. Bununla beraber Kral Yolu'ndan ötürü Akyurt da yöredeki diğer kentler gibi önemini korumuştur.
Anadolu Beylikleri döneminde Danışmentli sultanı Gümüş Tigin Ahmet Gani’nin Sivas başkent olmak üzere Malatya, Tokat ve Amasya’ da egemenlik kurmuştur. Ahmet Gani'nin ölümünden sonra oğlu Emirgazi, Ankara, Çankırı'yı kapsayan devletinin sınırlarını Bolu’ya kadar genişletmiştir. Emirgazi’nin ölümünden sonra, II. Kılıçarslan (1178) da bu beyliğin topraklarını Anadolu Selçuklu Devleti sınırları içerisine almıştır. Selçuklu Ordusunun (1243) tarihinde yapılan Kösedağ Meydan Savaşı ile Moğol ordusuna yenilmesinden sonra Moğollar, 150 yıl boyunca Anadolu’ya hakim olmuş, yağmalamış ve maddi kaynaklarından yararlanmıştır.
Eskiden Çubuk'a bağlı 16 köy ile Kalecik'e bağlı dört köy 1990'da birleştirilmiş ve merkezi Akyurt olmak üzere ilçe konumuna getirilmiştir.
Akyurt'ta yapılan kazılarda ortaya çıkan ve Anadolu Medeniyetleri Müzesine götürülen eserler dışında ilçede, Roma dönemine ait bazı kalıntılar da bulunmaktadır. Bunların arasında mimari parçalar çevre köylerdeki okulların bahçelerinde bulunmaktadır.
Kenthaber Kültür Kurulu
Fotoğraflar, www.akyurt.bel.tr adresinden alınmıştır.