Bayburt Bedesteni Ulu Cami’in doğusunda ve çarşı içerisindedir. Geçirdiği bir yangın sonucunda kitabeleri yok olduğundan ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir.
Bedesten iki bölümden meydana gelmektedir. Yapım malzemesi taş ve tuğladan olup, giriş kapısının tümü taş süslemelidir. Bu nedenle de Evliya Çelebi XVII. Yüzyılı başında Bayburt’u ziyaret ettiğinde bu bedestenden “Gayet, süslü ve zarif” diye söz etmiştir.
Günümüzde depo olarak kullanılan, etrafı dükkânlarla çevrili olan bedestenin yalnızca ana kapısının bulunduğu kuzeydoğu köşesi dışarıdan görülebilmektedir. Çevresinde basit bir profil bulunan üç dilimli kemerin çevrelediği kapının iç kısmı değişik zamanlarda yapılan onarımlarla bozulmuştur. Bedesten ortasında 2.20x2.20 m. ölçüsünde kesme taş bir ayak bulunan 17.20x17.00 m. ölçüsünde kare bir mekândan meydana gelmiştir. Bu ayak duvarlardan dışa taşkın plasterler üzerine dört sivri kemerle bağlantılıdır. Böylece bu mekânın üzeri dört kubbe ile örtülmüştür. Bedestenin ana duvarları ortadaki ayak ve kemerler kesme taştan, buna karşılık kubbeler tuğladan yapılmıştır.
Yapının ikinci bölümü esas mekânın batısında yer almaktadır. Bedesten ile bu bölüm arasındaki geçişi sağlayan kapılar günümüzde örülmüştür. Bugün buraya güney duvarında açılan bir kapı ile girilmektedir. Bu bölüm 5.60x24.00 m. uzunluğunda, dikdörtgen planlı olup, üzeri 40 cm.lik bir duvar çıkıntısı üzerine oturan 4.00 m. genişliğinde bir sivri tonoz ve bunun iki yanındaki iki kubbe ile örtülmüştür. Kubbeler tuğladan diğer bölümler kesme taştan yapılmıştır.
Kenthaber Kültür Kurulu