8
Eylül
2024
Pazar
SAMSUN

Dinçer: Bürokrasi obezite hastası

Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, Türkiye’nin yönetim zihniyetinin geri kaldığını, bu zihniyetin mutlaka değişmesini gerektiğini belirterek, Türk bürokrasisinin de obezite hastalığına yakalandığını dile getirdi.

Samsun Atatürk Kültür Merkezi’nde, Aydınlar Ocağı tarafından düzenlenen "Yeniden Yapılanma" konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’i, Vali Vekili Mustafa İngenç, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz ve diğer yerel yöneticiler dinledi.

Türkiye’nin kalkınabilmesi için yeniden yapılanması gerektiğine dikkat çeken Ömer Dinçer, kamu yönetim sisteminin bir bütün olduğunu vurguladı. Dinçer, "Her kamu kuruluşunun yönetimini etkileyen dış çevre faktörleri var. Bu kuruluşlar değişik faktörlerin etkisiyle kurumsal çıkarlarını ön plana çıkarır. Ancak, kent ve ülke yönetiminde ortak vizyon belirleyip hedefe ulaşmak gerekir. Olmazsa, farklı istikametlere gidilir ve kuruluşlar birbirinin önünü keser. Biz Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı (KYTKT) ile ortak vizyon oluşturmak istiyoruz" dedi.
Yeniden yapılanma dendiğinde yukarıdan baskıyla planlanan yapılanmanın anlaşılmaması gerektiğine işaret eden Dinçer, KYTKT’nin sadece yeni yönetim paradigmalarından bahsettiğini söyledi. Dinçer, "Bir kimse evinde eşini ve çocuğunu bile değiştiremezken bütün Türkiye’yi nasıl değiştireceksin? Bu mümkün mü?" diye sorarak, değişimi insanların kendisinin başlatması gerektiğini belirtti.

İnsanların "Ben değişmeliyim" demesi gerektiğini ifade eden Dinçer, herkesin sorunu başkasında değil, kendisinde görmesi gerektiğine dikkat çekti. Dinçer, "Değişimi şahsımız ve kurumumuzdan başlatmalıyız. Bir kişi kendisini değiştiremiyorsa başkalarını değiştirmekten bahsetmesin. Akıl vermesin. Yeniden yapılanma bir değişim sürecidir. Bunu anlamalıyız. Bu iş kanunla da olmaz. Kanunla olsaydı dünya değiştirilirdi" diye konuştu.

Batı ülkelerinin 1960’tan beri sürekli değişimi yaşadığını, Türkiye’nin ise değişime muhtaç olduğunu kaydeden Dinçer, bugünkü noktada dünya devletleriyle Türkiye arasındaki farkında bundan kaynaklandığını açıkladı. Dinçer, Türkiye’nin dış dünyaya uyum sağlamak, ortak kararlar almak, değişimi yaşamak ve büyümek yerine ulusal sorunlara çözümler üretmekle uğraştığını dile getirerek, sonuçta bütün göstergelerde 70-75. sıralara gerilediğini ifade etti.

Türkiye’nin dünyayla rekabet edebilmesi için geçmiş yılları kutsamayı bırakıp gelecek planları yapması gerektiğine değinen Dinçer, "Türkiye’nin yönetim zihniyetini geri kalmışlıktan kurtarmalıyız. Kapalı sistem anlayışa sahibiz. Tüm dünya ortak kararlar alırken, Türkiye çağdaş dünyanın istek ve arzularına kulak vermiyor. Biz ’kamu yararı’ deyip buna sıkı sıkı sarılıyor ama bu yarardan kimin nemalandığını bilmiyoruz. Halbuki bir sistem ne kadar kapalıysa yolsuzluğa o kadar açıktır. Kapalı sistem değişimi görmeyen sistem demektir. Kapalı sistem mekaniktir. Yönetici ve kurumsal olarak tecrübesi kutsaldır. 60 yıl önceki sorun tekerrür etmişse, o zamanın çözümüyle yaklaşılır. Dünyada organik toplum oluşmuş, biz hala mekaniğiz. Yönetim biçimimiz geleceğe değil, geçmişe endeksli. Bir şey yapıp ihbarla teftiş ediyorsanız bu nereye kadar gider?" diye konuştu.

Türkiye’de devlet memurlarının bugünkü yapıda ancak lütfedip çalışacağını, çünkü performans kriteri olmadığını, iletişim sektörüne para akıtanların başarılı sayılabildiğini, oysa sorunlara teşhise dayalı yönetimle yaklaşılsa sorun kalmayacağını anlatan Dinçer, sorunların eskisi gibi veya Batılılar gibi çözülme yolunun her ikisinin de yanlış olduğunu söyledi. Dinçer, "150-200 yıllık kurum olmak bizi geleceğe götürmüyor. Gelecekle ilgili konuşmalı ve projeler üretmeliyiz. Dünyanın bulduğunu taklit yanlıştır. Her ülkenin kendi fırsat ve yapısına göre çözüm üretilmelidir. Enflasyon 3-5 yılda yüzde 6’lara düşürdü. Biz 25 yılda daha yeni yüzde 8’lere geldik. Çünkü her iki ülkenin öncelikleri farklı. Bizim zihni formasyona ihtiyacımız var. Yönetimimiz ödüle değil cezalandırmaya dayalı. Ben ’Türkiye değişmeli’ demeseydim hiç eleştirilere muhatap olmayacaktım. Ama mevcut durumu söylememek ülkemizi, milletimizi daha da geriye götürür. Bu ülkenin geleceği için birileri bir şey söylüyorsa, yanlış dahi olsa ödüllendirilmelidir. Türkiye bugün yönetim yapısı etkisini kaybetmiştir. Her alanda kurullarımız var, işleri çözemiyorlar, üst kurullar oluşturuluyor. Böyle işi çözemeyip üst kurulu oluşturulan 70’ten fazla kurum var. İşi çözemiyorsa niye tutuyorsun, kapat gitsin. İstanbul’da trafik için 7 ayrı otorite var. Sorun varsa hiçbiri yetkili değil, az bir kaynak ayrılmışsa hepsi yetkili. Başarısız kurumların hepsi varlığını koruyor. Kapatmaya kalkınca ’Üniter yapı elden gidiyor’ deniyor. Böyle bir mantık olur mu? Türkiye’de ağaçlandırılacak yer kalmamış hala Ağaçlandırma Bölge Müdürlükleri faaliyette" şeklinde konuştu.

Türkiye’nin menfaatine yapılan değişimlerle üniter yapının bozulmadığını Köy Hizmetleri örneğiyle pekiştiren Dinçer, şöyle devam etti:

"Pekçok kurumumuz işlevini yitirmiş ama açık. Biz Köy Hizmetlerini kapattık. Köy Hizmetleri’yle ilgili rakamlar son derece çarpıcı. 2003’te bu kuruma 1.4 katrilyon TL ayrılmış. Bu rakamın yüzde 85’i personel ücreti. Yüzde 15’i cari masraflar ve yatırım. Köy Hizmetleri 2003’te her ilde ortalama 4 kilometre yol yapmış. Bu doğru mu? Dünya ortalamasında bir ülkenin mevcut nüfusunun yüzde 5-8’i adli personelken bizde bu rakam binde 8. Bu alana 800 trilyon TL ayrılıyor. Şimdi soruyorum adalet mi önemli, köy yolu mu? Biz 1.4 katrilyonu Özel İdare aracılığıyla vermiş olsak her ile 20 kilometre yol yapılırdı. Köy Hizmetleri çalışanlarının bağlı bulunduğu sendika çıkıyor, ’üniter yapı elden gidiyor’ diyor. Köy Hizmetleri’ni verimsiz olduğu için kapattık, üniter yapı elden gitti mi? Türkiye’de 67 cezaevinde yatan mahkumun 4 katı personel var, adliyelerde durum aynıydı, bazı adliyeleri ve cezaevlerini kapattık, üniter yapımız mı bozuldu? Bizi bunlar ne zannediyorlar. Kimsenin şüphesi olmasın ki ülkemizin menfaatleri doğrultusunda işin gereği neyse yapılacak. Bürokrasimiz obezite hastalığına tutulmuş sürekli büyüyor, artık doğru teşhislerle diyet zamanıdır."

İHA
Yayın Tarihi : 26 Mart 2005 Cumartesi 18:22:04
Güncelleme :27 Mart 2005 Pazar 13:10:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?