Velilere karne uyarısı

Samsun Milli Eğitim Müdürü Hülya Ertürk Koç, "Karne günlerinin korkulu rüya olmasında, özellikle ailelerin karneye verdiği anlam etkili olmaktadır" dedi.

Samsun'da 177 bini ilköğretim, 55 bini orta öğretim olmak üzere 230 bin öğrenci, 2009-2010 eğitim-öğretim yılının birinci döneminin sona ermesiyle yarın karne alacak. Karne günlerinin öğrencilik hayatının en önemli günlerinden birisi olduğunu, bazı öğrenciler için sevinç ve gurur kaynağı olan bugünün bazı öğrenciler için de üzüntü ve kaygı sebebi olabildiğini söyleyen Milli Eğitim Müdürü Hülya Ertürk Koç, "Çoğu ailelerde karnenin başarının tek göstergesi olarak kabul edilmesi, bir sonuç veya bir son

olarak algılanması, karne günlerini hem aile hem de çocuk için stresli bir hale getirmektedir. Öncelikle belirtmek gerekiyor ki, karne çocuklarımızın derslerde elde ettiği başarı durumunun göstergelerinden sadece birisidir. Çocuğumuzun kapasitesini tümüyle yansıtan bir değerlendirme aracı değildir. Asıl önemli olan çocuğumuzun hayat ve zorluklar karşısında göstermiş olduğu tavır ve elde ettiği başarıdır. Ailelerin karneyi değerlendirirken gösterecekleri tavrın çocuğun daha sonraki okul yaşantısını

etkileyeceği unutulmamalıdır. Karne değerlendirilirken iyi notlar da değerlendirilmeli, sadece kötü notlara odaklanıp diğerleri görmezlikten gelinmemelidir. Kötü karneye sert tepki göstererek alay etmek, utandırmak, başarısızlığı daha da artırabileceği gibi öğrencinin okuldan uzaklaşmasına da sebep olabilir" diye konuştu.

Anne ve babaların birbirleriyle ve çocuklarıyla karşılıklı konuşarak karne ile ilgili duygularını çocuğun kişiliğine zarar vermeden net bir şekilde ortaya koymaları gerektiğinin altını çizen Hülya Ertük Koç, "Karnenin çocuğumuzun kişilik özelliklerine yönelik bir değerlendirme olmadığını göz ardı etmemeliyiz. Hiçbir olumsuz durumun da çocuklarımızdan daha önemli olmadığını unutmamalıyız. Öğrencinin başarısız dersi olsa da ailesi tarafından sevildiğini bilmesi son derece önemlidir. Anne ve babanın yıl

içerisinde çocuğunun eğitimi ile yakından ilgilenmesi çocuğun başarısına büyük bir katkı sağlarken, bu konudaki ilgisizliği de kırık notlarla kendisini göstermektedir. Bu anlamda karnedeki notların sadece çocuğa ait olmadığını, en az çocuklar kadar biz ebeveynlerin de notları olduğu bilinmelidir. Kendimize, 'Bu sonuçlarda benim ne kadar katkım oldu? Hangi davranışlarımızı değiştirmeliyiz? Biz nasıl bir aile ortamı sağlarsak çocuğumuz daha başarılı olabilir?' sorularını sormalı ve cevabını aramalıyız.

Karnesindeki zayıflar sürekli çocuğa hatırlatılıp, arkadaşlarının yanında küçük düşürülmemelidir. Başarısız olduğu derslerle ilgili yoğun ve yorucu olmayan çalışma programı yapılmalı, her şeyden önce öğrencinin bu konuda istekli olması sağlanmalı, zorla ders çalıştırılmamalı. Öğrencinin okul başarısızlığı çok iyi tahlil edilmeli, notlar kötü olsa bile yaklaşımın doğru olmasına özen gösterilmelidir. Karnesi çok iyi olan çocuklar ödüllendirilirken, arzulanan başarıyı elde edemeyen çocuklar da teşvik

edilmelidir. Elde edilen sonuç kadar gösterilen çabanın da önemli olduğu mesajı verilmelidir" şeklinde konuştu.